Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5847 E. 2024/2272 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen on yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1498 E., 2022/1662 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/319 E., 2022/94 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; ... Mahallesinde yer alan 231 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tamamının mirasbırakanı ... tarafından satın alındığını ve ancak kadastro çalışmaları sırasında hatalı olarak taşınmazın yarı payının ... mirasçıları, yarı payının ise davalı ... mirasçıları adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek davalılar adına olan kaydın iptali ile taşınmazın tamamının ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalılar ... ve ...; dava konusu taşınmazın mirasbırakanları ... ... ile davacıların mirasbırakanı ... tarafından 1940’lı yıllarda birlikte satın alındığını, kadastro tespitinin ise 1978 yılında yapıldığını, bu nedenle mirasbırakanları ...’in de mülkiyet hakkkını kazandığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

2. Dahili Davalı ...; taşınmazın ... ve ... tarafından 1/2‘şer paylarla satın alındığını, kadastro tespiti yapılıncaya kadar bu şekilde de kullanıldığını, yapılan tespitte herhangi bir hata bulunmadığını, hak düşürücü sürenin dolduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.02.2022 tarihli ve 2018/319 Esas, 2022/94 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazı davacının mirasbırakanı dedesi ...’in tek başına edindiğini, ancak kadastro çalışmaları sırasında hatalı olarak taşınmazın yarı payı ...’e, yarı payı ise oğlu ...’e aitmiş gibi tespit gördüğünü, Mahkemece ... terekesine temsilci tayini için süre tanınması nedeniyle ... tekeresine temsilci tayin edilmesi için dava açıldığını, bu davanın hala derdest olduğunu, Mahkemece bu dava sonucu beklenmeden hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, yapılan tescilin yolsuz olduğunu, bu durumda da zamanaşımı işlemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 08.12.2022 tarihli ve 2022/1498 Esas, 2022/1662 Karar sayılı kararıyla; davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu, davacının çekişmeli taşınmazın mirasbırakanı tarafından tek başına satın alınması nedeniyle sadece mirasbırakanı adına tespiti yapılması gerekirken mirasbırakanı ile beraber davalılar mirasbırakanı adına da tespit yapıldığını ileri sürerek kadastro öncesi nedene dayandığı, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin senetsizden yapılmış olup 03.10.1978 tarihinde kesinleştiği, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 inci maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro çalışmaları sonucu ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 231 ada 13 parsel sayılı 3.861,00 m2 yüz ölçümlü tarla vasıflı taşınmaz, senetsizden, haricen satın alınmak suretiyle ... ve ...’in müştereken ve musavatan 30 seneyi aşkın bir zamandır nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla zilyet ve tasarruflarında bulunduğu, ...’in 1969 yılında öldüğü, ...’in de öldüğü belirtilerek 1/2 pay iştirak halinde ... mirasçıları ...,...,... adına, 1/2 pay iştirak halinde ... mirasçıları ...,...,... adına 14.02.1978 tarihinde tespit edilmiş, kadastro tutanağı 03.10.1978 tarihinde kesinleşmiştir.

3. Dava konusu taşınmaza yönelik eldeki dava Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 31.10.2018 tarihinde açılmıştır.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...