Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5865 E. 2024/5485 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine adına tescil edilen taşınmazın davacı tarafından zilyetlikle iktisap edilip edilmediği hususunda tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğu kabul edilerek davacı lehine hüküm kurulması, bozma kararında belirtilen hususların eksik araştırılması ve bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmemesi, taşınmazın davacıya intikal şeklinin, önceki zilyetlerinin ve taşınmazın niteliğinin yeterince araştırılmaması, hava fotoğrafları ve komşu parsellerin kayıtlarının incelenmemesi, bilirkişi raporlarının yetersizliği ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14/2. maddesindeki sınırlamaların gözetilmemesi gibi nedenlerle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/301 E., 2023/665 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında görülen idari yoldan Hazine adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Mahkemece verilen karar Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Şanlıurfa ili, .... ilçesi, Dışlık köyü çalışma alanında bulunan ve sınırlarını belirttiği 98.385,72 metrekare yüz ölçümlü taşınmazın murisinden davacıya intikal ettiğini, taşınmazın 30 yılı aşkın süredir davacının zilyetliğinde bulunduğunu ancak kadastro tespiti sırasında tespit harici bırakıldığını belirterek dava konusu taşınmaz bölümünün davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Hazine vekili, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın zilyetlikle edinilip edinilemeyeceğinin araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 01.02.2016 tarihli ve 2014/543 Esas, 2016/155 Karar sayılı kararıyla; yargılama sırasında ihdasen Hazine adına kayıtlanan 126 parsel içerisinde yer alan ve bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen bölüm yönünden davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişisi raporunda (C) harfi ile gösterilen 98.349,37 metrekarelik bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, davalılar ... ve Birecik Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davaların husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.10.2019 tarihli ve 2016/15278 Esas, 2019/6176 Karar sayılı ilamıyla; Mahkemece yapılan zilyetlik araştırmasının ve bilirkişi raporlarının eksik olduğu, hava fotoğraflarından usulünce yararlanılmadığı belirtilerek zilyetlikle edinim koşullarının araştırılmasına yönelik olarak karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen kısım yönünden davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişisi raporunda (C) harfi ile gösterilen 98.349,37 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B.Temyiz Nedenleri

1.Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup zilyetlikle edinilemeyeceğini, taşınmazın tamamı üzerinde imar-ihya çalışması yapılmadığını, bozma doğtultusunda taşınmazın kimden geldiğinin belirlenmediğini öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının isabetsiz olduğunu öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olup yargılama sırasında taşınmazın ihdasen Hazine adına tescil edilmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil davasına dönüşmüştür.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 713. maddeleri,

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Şanlıurfa ili, ..... ilçesi, Dışlık Mahallesinde, 1975 yılında yapılan kadastro çalışmalarında çekişmeli taşınmaz bölümleri 766 sayılı Kanun’un 2. maddesi gereğnce tespit harici bırakılmış, yargılama sırasında "126" parsel numarasıyla "hali arazi" vasfıyla ihdasen Hazine adına tescil edilmiştir.

2. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, zilyetlikle iktisap koşullarının davacı lehine oluştuğu gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli olmadığı gibi bozma kararına uyulduğu halde bozma gerekleri de tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma kararına uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir.

3. Somut olayda; davacının eklemeli zilyetliğe dayandığı ancak mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında taşınmazın davacı tarafından kullanıldığı ve taşınmazın öncesinde kim tarafından kullanıldığının evveliyatının bilinmediği beyan edilmiş olup taşınmazın davacıya ne şekilde düştüğü (satış, bağış, taksim) hususları açıklığa kavuşturulmamış, çekişmeli taşınmazın güneyinde 121 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu belirtildiği halde uydu görüntüsünde 157 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu anlaşılmış, davacı adına senetsiz araştırması yapılmamış, çekişmeli taşınmaz bölümüne komşu olan 6 ve 121 parsel sayılı taşınmazların tespiti tapu ve vergi kayıtlarına dayalı olarak yapılmasına rağmen uyuşmazlığın çözümünde bu kayıtlardan yararlanılmamış, yetersiz hava fotoğrafı uygulaması ve ziraat bilirkişi raporları ile yetinilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.

4. Hal böyle olunca, Mahkemece davaya konu taşınmazın dava tarihinden 15-20-25 yıl önceki dönemlerini kapsayan tarihlerdeki hava fotoğrafları ve çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin tutanak ve dayanak kayıtları getirtilmeli, mahallinde 3 kişilik ziraat mühendisi kurulu, 1 harita ve jeodezi bilirkişi ve 1 fen bilirkişi refakate alınarak yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın evveliyatının ne olduğu, ne zamandan beri kim tarafından ne şekilde kullanıldığı, davacıya intikal ettiyse ne şekilde (satış, bağış ve taksim vs.) intikal ettiği, taşınmazın imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp tamamlandığı hususlarında maddi olaylara dayalı detaylı beyan alınmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı, uyuşmazlığın çözümünde komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılmalıdır.

5. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan nizalı taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, önceki tarihli ziraatçi bilirkişi raporunu da irdeler şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz ile çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip üzerine taşınmazın sınırlarının işaretlenilmesi istenilmeli; Mahkeme hakiminin taşınmazın konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalıdır.

6. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisinden taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle çift hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle ve temin edilebilecek en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, taşınmazın öncesinde boş (hali) nitelikte mi bulunduğu, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı, kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmelidir.

7. Fen bilirkişisine keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir krokili rapor düzenlettirilmeli, bundan sonra taşınmazın öncesine ait niteliği doğru şekilde belirlenmelidir.

8. 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile onların mirasbırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden ayrı ayrı sorularak varsa bu şekilde tespit edilen taşınmazların kesinleşme durumlarını da gösterir biçimde tespit tutanaklarının onaylı örnekleri, kesinleşmiş olanların kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları, hükmen kesinleşenler (diğer mirasçıların davasının akıbeti sorularak) bulunmakta ise tescil ilamları getirtilerek dosya içine konulmalı, aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanılmalıdır.

Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile hüküm verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA, davacı vekilinin temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Peşin yatırılan harcın istek halinde davacıya iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.