Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5902 E. 2024/1971 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin geçip geçmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespit tutanağının kesinleşme tarihi ile dava açılma tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1386 E., 2023/1130 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/157 E., 2023/4 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Erzurum ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, . mevkiinde kain 500 ada 57 parsel sayılı taşınmaz ve üzerindeki evin mirasbırakan ...'den miras kaldığını, mirasbırakan öldükten sonra geçerli bir miras taksimi yapılmadığı hâlde kadastro çalışmaları sırasında senetsizden, cedden intikalen ve taksimen geldiği yazılarak kardeşleri olan davalılar adına 1/2'şer payla tespit ve tapuya tescil edildiğini, terekeyi yalnızca mirasçı erkeklerin paylaştığını, mirasçı kadınlara paylaşımda yer verilmediğini ileri sürerek tapuda betonarme iki katlı ev ve arsa vasfıyla 148,94 m2 yüz ölçümlü taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ve miras payı oranında davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava hakkının zamanaşımına uğradığını, mirasbırakan babalarının 1987'de öldükten sonra mirasçıların terekeyi paylaştıklarını, taksim sonucu davacıya verilen 46 sayılı parselin ve üzerindeki evin 1/4'ünün dava konusu taşınmazdan değerli olduğunu, taksimden sonra davacının, kardeşleri ...'nın miras paylarını 25.02.1997 tarihli senede istinaden satın aldığını, taksime kızların katılmadığı iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın mirasbırakana ait olmadığını, taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği 2010 yılından sonra 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ..., dava dilekçesini usulüne uygun tebellüğ ettiği hâlde süresi içinde cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 10.01.2023 tarihli ve 2022/157 Esas, 2023/4 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaza ait kadastro tespit tutanağının 02.09.2010 tarihinde kesinleştiği, davanın açıldığı 02.09.2022 tarihinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirlenen on yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın usulden reddi ile davalı ... lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 100 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak kendini vekille temsil ettiren davalı ...'e verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 10.01.2023 tarihli ve 2022/157 Esas, 2023/4 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mirasbırakan ... öldükten sonra mirasçılar arasında miras taksimi yapılmadığını, yapıldıysa da kızların taksime dahil edilmediğini, davacının miras payının olduğu dava konusu taşınmazın davalılar tarafından haksız olarak kadastro sırasında davalılar adına tespit ettirildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesinin 10.01.2023 tarihli ve 2022/157 Esas, 2023/4 Karar sayılı kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 13.09.2023 tarihli ve 2023/1286 Esas, 2023/1130 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaza ait kadastro tespit tutanağının 02.09.2010 tarihinde kesinleştiği, davanın açıldığı 02.09.2022 tarihinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava dilekçesini tekrar ile miras taksimi yapılmadığını, mirasçı kız kardeşlerin mirastan mahrum bırakıldığını, usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 37 nci maddeleri.

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların mirasbırakan babaları ...'in 23.08.1986 tarihinde öldüğü, dava konusu Erzurum ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, ... mevkiinde kain 500 ada 57 parsel sayılı taşınmazın senetsizden 148,94 m2 yüz ölçümü ve betonarme iki katlı ev ve arsa vasfıyla, cedden intikâlen ve taksimen gelmesi sebebiyle davalılar adına 1/2'şer paylı olarak 08.06.2010 tarihinde tespit ve tescil edildiği, kadastro tutanağının kesinleştiği 02.09.2010 tarihi ile davanın açıldığı 02.09.2022 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun′un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirlenen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. Hak düşürücü süre dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.