Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5903 E. 2024/1826 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasının hak düşürücü süre geçtikten sonra açılıp açılmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1487 E., 2023/1128 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Pülümür Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/107 E., 2023/27 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; ... Mahallesinde bulunan 143 ada 49 parsel sayılı taşınmazı Pülümür Noterliğinin 04.10.1978 tarihli, 3 yevmiye nolu işlemi ile ...’dan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın alıp zilyetliğini de teslim aldığını, o tarihten bu yana da taşınmazın nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla zilyedi olduğunu, ancak taşınmazın hatalı olarak kadastro çalışmalarında... adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazın...’den davalı ...’a temlik edildiğini, ...’ın da taşınmazı kötü niyetli olarak akrabası olan diğer davalı ...’a satış suretiyle devrettiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde taşınmazın rayiç değerinin davalılardan tahsilini, bu talep de kabul olmadığı takdirde davacı tarafça satış vaadi sözleşmesi gereğince ödenen bedel ve taşınmaz için yapılan giderlerin ödeme gününden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ...; dava konusu taşınmazın kök mirasbırakan ...’a ait olduğunu, mirasçılar arasında yapılan taksim sonucu ise diğer davalı olan dayısı ...’a kaldığını, dayıları ve teyzelerinin dava konusu taşınmazın kendisine verilmesi konusunda ortak karar almaları üzerine...’ın taşınmazı kendisine devrettiğini, ayrıca hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ...; iddiaların haksız ve yersiz olduğunu, taşınmazın sözleşme tarihinde tapusuz olduğunu ve ecrimisil ödenmek suretiyle babası... tarafından kullanıldığını, davacının dava konusu taşınmazda fiili tasarrufunun olmadığını, bu nedenle babası ... ile aralarında akdettikleri sözleşmenin 10 yıllık zamanaşımına uğradığını, davacının bu sözleşmeye dayanarak herhangi bir hak talebinde bulunamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Pülümür Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.03.2023 tarihli ve 2022/107 Esas, 2023/27 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Anayasa ile güvence altına alınan mülkiyet hakkının korunması gerektiğini, Mahkemece davanın esası incelenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, dava konusu taşınmazın kadimden beri davacıya ait olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 13.09.2023 tarihli ve 2023/1487 Esas, 2023/1128 Karar sayılı kararıyla; ... Mahallesinde 2004 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 143 ada 49 parsel sayılı 587,44 m² yüz ölçümlü taşınmazın ev ve arsa vasfıyla senetsizden ... adına tesbit edidiği, 12.07.2004 ilâ 11.08.2004 tarihleri arasında yapılan askı ilan süresinde itiraz edilmediği, 12.08.2004 tarihinde kesinleşerek aynı tarihte tapuya tescil edildiği, davacı vekili tarafından 22.08.2022 tarihinde kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı olarak tapu iptali ve tescil davası açıldığı, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 3402 sayılı Kanun'un 12/3 üncü maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığı, Mahkemece, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmış olması nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 inci maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek Bölge Adliye

Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro çalışmaları sonucu ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 143 ada 49 parsel sayılı 587,44 m² yüz ölçümlü ev ve arsa niteliğindeki taşınmaz senetsizden ... adına tesbit edilmiş, askı ilan süresi içinde tespite itiraz edilmemiş, 12.08.2004 tarihinde kadastro tutanağı kesinleşmiş, satış ve birleşme yoluyla 08.12.2014 tarihinde ... adına tescil edilmiş, ..., 11.08.2021 tarihinde taşınmazı davalı ...’a satış yoluyla devretmiştir.

3. Dava konusu taşınmaza yönelik eldeki dava Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 22.08.2022 tarihinde açılmıştır.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...