"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1825 E., 2023/1404 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/519 E., 2022/163 K.
Taraflar arasındaki muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların babaları muris ...'nun 11.10.2017 tarihinde öldüğünü, murisin mirastan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olarak torunu ve davalı oğlunun kızı ...'nu taşınmaz satımına yetkili vekil tayin ettiğini, vekil...'nın bu vekâletnameye istinaden Kocaeli ili, .... ilçesi, .... Mahallesinde kain 2603 ada 1, 2064 ada 1, 2606 ada 1, 2607 ada 6 ve 2607 ada 13 parsel sayılı taşınmazları babası olan davalıya 30.12.2009 tarihinde sattığını, taşınmazların Toplu Konut İdaresine (TOKİ) satılarak defalarca el değiştirdiğini, satıştan gelen paranın bir kısmının davalının oğlu ve kızının yetkilisi olduğu şirkete aktarıldığını, bir kısmını da davalının uhdesinde olduğunu, murisin yaşı ve diğer malvarlığı gözetildiğinde taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığını ileri sürerek şimdilik 10.000 TL, ıslah dilekçesiyle de 2.500.000 TL tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini talep etmiş olup cevaba cevap dilekçesinde, davalının inançlı işlem savunmasını yazılı deliller ispatlaması gerektiğini, malik olduğu savunulan kişilere yapılan ödemelerin kamulaştırma bedeli olmadığını, davalının tanık dinletmesine muvafakat etmediklerini belirtmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; miras sebebiyle istihkak ve haksız fiil bakımından zamanaşımının dolduğunu, murise emaneten temlik edilen dava konusu taşınmazların terekeye ait olmadığını, ...ile dava dışı kardeşler ... ve... tarafından bedeli ödenerek yatırım amaçlı satın alındığını, 4 kişi adına yapılacak tescil ve ilerideki işlemlerin zorluğu ve yöresel adetler gereği ailenin en büyüğü muris adına tescil edildiğini, murisin yaşlanması, taşınmazların tek parsel haline getirilmesi ve kamulaştırma dava süreçlerinin kolay ilerlemesi, sonra da asıl sahiplerine iade edilmesi amacıyla murisin vekil kıldığı torunu aracılığıyla davalıya devredildiğini, davacı ve diğer davadışı kardeşlerin işlemlerden haberi olduğunu, iddia edilen şirket sermaye artırımlarının 2011 yılında yapıldığını, taşınmazların TOKİ tarafından istimlâk süreçleri kesinleşene kadar davalıya bedel ödenmediğini, 09.07.2013 tarihinde davalıya ödenen kamulaştırma bedelinin diğer 3 asıl malike 19.11.2015 tarihli sözleşmelere istinaden banka havalesiyle ödendiğini, davacının ilgilenmediği murise davalının baktığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafın tanık bildirmediği, dinlenen davalı tanıklarının da temlikin muvazaalı olduğuna dair beyanda bulunmadıkları gibi davacı tarafından murisin kendisinden mal kaçırmasını gerektirir somut bir neden ortaya konulamadığı, davacının temliklerin muvazaalı olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV.İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yalnızca davalı tanık beyanlarının hükme esas alındığını, davada tanık dinlenmesinin mümkün olmadığını, davalı ile tanıklarının akrabalık ve yakınlıkları olduğunu, ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimler, olayların olağan akışı, satış bedeli ve sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fahiş fark, taraflar arasındaki beşeri ilişki ve dosyadaki delillerin muvazaa iddiasını ispatladığını, inanç sözleşmesi savunmasının yazılı delille ispatlanmadığını, taraflar arasındaki ilişkinin bozulması veya ileri yaştaki murisin ölümüyle taşınmazların mirasçılarına kalabileceğini, ...'nun mirasçı bile olmadığını, davalının böyle bir tasarrufunun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kamulaştırma bedeli davalıya 09.07.2013 tarihinde ödendiği hâlde anlaşma metinlerinin 19.11.2015 tarihli olduğunu, davadışı kişilere ödeme yapıldığına dair sunulan dekontların ise Aralık 2015 yılına ait olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kaldırılmasını istemiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinini yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; murisin dava konusu devir sırasında 79 yaşında olduğu, devirden 8 yıl sonra öldüğü, murisin davadışı çocuğu ...'un tanık olarak dinlendiği, davacının tanık listesi sunmadığı, dinlenen davalı tanıkları ve dosya kapsamından murisin tüm malvarlığının davaya konu taşınmazlar olmadığı, murisin esasen Akşehir'de yaşadığı, oğulları davalı, davadışı... ve tanık ... ile akrabaları ...'nun Gebze ilçesinde iş yeri açtıkları, yatırım amacı ile dava konusu taşınmazları birlikte satın aldıkları, tescil anlamında zorluk yaşamamak için güvendikleri muris adına tescil ettirdikleri, murisin dönem dönem Gebze'ye ziyarete geldiği ve yaşı ilerlediğinden hakkı teslim etmek adına taşınmazları oğlu davalıya vekil marifetiyle devrettiği, murisin temlik dışı Akşehir'deki malları dikkate alındığında mirastan mal kaçırma ve muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesini tekrar etmekle Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının ortadan kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369/1, 370 ve 371. maddeleri.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesi,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi,
01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı
Türk Medeni Kanunu'nun 706, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosya kapsamından; muris ...'nun 11.10.2017 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak eşi Sevim, kızı davacı, oğulları davalı ... ile dava dışı ... ve...'yı bıraktığı, murisin Akşehir 1. Noterliğinin 24.12.2009 tarihli ve 13807 yevmiye sayılı vekâletnamesi ile torunu ve davalının kızı olan ...'nu Gebze ilçesindeki taşınmazlarını dilediği kişiye dilediği bedelle satması için vekil tayin ettiği, murise vekâleten ... tarafından dava konusu 2603 ada 1, 2604 ada 1, 2606 ada 1, 2607 ada 6 ve 13 parsel sayılı taşınmazların 30.12.2009 tarihli satış işlemiyle davalıya devredildiği anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,75 TL temyiz giderinin temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.