"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/674 E., 2023/377 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/138 Esas, 2009/35 Karar sayılı davasında dava konusu olan yerin tapulu taşınmazı olduğunun karara bağlandığını ve Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, bu yerin hemen önünde bulunan ve kıyı-kenar çizgisi ile arasında kalan yerin de kendisine ait olduğunu, tapu kaydı olmasına rağmen mevcut yerin kaydının adına yapılmadığını ileri sürerek dava konusu yerin adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Mahkemece; ilan süresi içerisinde üçüncü şahıs olan ... tarafından itiraz dilekçesi sunulmuş ise de verilen kesin süre içerisinde iddianın ispatı bakımından keşif masrafı yatırılmadığı ve müracaat edilmediği, itiraz eden bakımından iddianın ispatlanamadığına değinilerek davacı adına tescil koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25.06.2020 tarihli ve 2016/15523 Esas, 2020/2277 Karar sayılı kararı ile; tescil davalarında Hazinenin yanında ilgili kamu tüzel kişiliklerine de husumet yöneltilmesinin zorunlu olduğu, davanın Hazine hasım gösterilerek açıldığı, dava tarihi itibari ile yasal hasım konumundaki ... Köyü Tüzel Kişiliğine husumet yöneltilmediği gibi, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun hükümleri uyarınca ... ile ... Belediye Başkanlığının da davada taraf olması gerektiğinin gözden kaçırıldığına değinilerek öncelikle, ... ile ... Belediye Başkanlığını davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre ve imkan tanınması, taraf teşkilinin sağlanması halinde dahili davalılardan savunma ve delillerinin sorulması, bildirdikleri takdirde delillerin toplanması ve bundan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemenin 13.06.2023 tarihli ve 2020/674 Esas, 2023/377 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın tamamının kıyı-kenar çizgisi içinde kaldığı hususunda duraksamaya yer bırakmayacak şekilde görüş bildirildiği, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu edilemeyeceği ve tamamının kıyı-kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın hukuka aykırı olduğunu, eksik harcın ikmali için iki haftalık süre verilmesine rağmen aynı tarihli celsede davanın reddine karar verildiğini, asli müdahilin mirasçılarının beyanları alınmaksızın eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, kıyı-kenar çizgisinin doğal ve bilimsel verilere uygun bir biçimde tespit edilmesi gerektiğini, dava konusu yerin tamamının kıyı- kenar çizgisi içerisinde yer aldığı tespitinin kabul edilemeyeceğini, kıyı-kenar çizgisinin belirlenmesine ilişkin idari işlemlerin adli yargı yönünden kural olarak takdiri delil niteliğinde olup bağlayıcı özelliği bulunmadığını, raporlar arasında farklılıklar bulunduğunu ve yetersiz bilirkişi raporları ile karar verildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 713. maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, Bursa ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan dava konusu taşınmaz bölümünün bulunduğu yerde yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu yerin tescil harici bırakıldığı, davacının söz konusu taşınmazın adına tescili isteği ile dava açtığı anlaşılmaktadır.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
16.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.