"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/355 E., 2023/194 K.
HÜKÜM : Asıl Dava Kısmen Kabul-Karşı Dava Açılmamış Sayılmasına
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Karar davalılar ... mirasçıları vd. vekili tarafından temyiz edilmekle, kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; İzmir ili, ... İlçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 118, 2505 ve 2129 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına, 119 parsel sayılı taşınmazın davalı ... . adına, 484 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına, 1469 ve 1747 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına, 2515, 2518 ve 1301 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına, 2516, 2519, 1303 ve 1304 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına, 2517 ve 1302 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına, 2498, 2513, 1751 ve 1748 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına, 2499, 2514, 1752 ve 1750 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına, 2506 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına, 1298 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına, 1299 ve 1300 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına, 1749 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına, 2103 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına, 2361 parsel sayılı taşınmazın ise davalı ..., ..., ..., ..., ... ve ... adlarına ayrı ayrı vergi kaydı, satın alma, taksim, bağış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit ve tescil edildiğini, tespitin hatalı olduğunu zira çekişmeli taşınmazların tarafların ortak mirasbırakınından intikal ettiğini ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına miras payları oranında tescilini istemiştir.
2.Davalı - Karşı davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili karşı dava dilekçesinde, açılan davanın reddini, aksi halde 723, 726, 1307, 1910, 2756, 2757, 1164 ,265, 1469, 1470, 1471, 256, 234, 260, 1807, 2105, 2503, 1305, 1307, 677, 2104, 2501 ve 2504 nolu parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptalini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar Rukiye vd. vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.12.2012 tarihli ve 2000/57 E. 2012/253 K. sayılı kararı ile; davacı ... ve arkadaşları davasının kısmen kabulüne, karşı davanın süresinde yenilenmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına, çekişmeli 2498, 2513, 1751, 1748, 2515, 2518, 1301, 2516, 2519, 1303, 1304, 2517, 1302, 2514, 2499, 1752, 1750, 2505, 118, 2129, 1299, 1300, 119, 1749, 1747, 484, 2506, 2361, 1469, 2103 ve 1298 parsel sayılı taşınmazların 690/8640 payının iptali ile 240/8640 payın davacı ... adına, 180/8640 payın davacı ... adına, 135/8640 payın davacı ... adına, 135/8640 payın davacı ... adına, bakiye kısmın tapu kayıt malikleri üzerinde bırakılmasına, dava konusu 1745 ve 1746 parsellere ilişkin davanın reddine, 2503, 483, 2360 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararları
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ... vd. vekili ile davalılar ... mirasçıları vd. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 03.02.2015 tarihli ve 2014/9232 Esas, 2015/428 Karar sayılı kararıyla; “...Davalı ..., davalı ..., davalı ... mirasçıları ... ve arkadaşlarının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; çekişmeli 118, 119 ve 484 parsel sayılı taşınmazlar ile ilgili temyiz incelemesi neticesinde; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesi uyarınca kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı, tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz edilemez ve dava açılamaz. Bu süre, hak düşürücü süre olup mahkemelerce re’sen dikkate alınmalıdır. Çekişmeli 118, 119 ve 484 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanaklarının 19.04.1988 tarihinde kesinleştiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Somut olayda; davacılar kadastrodan önceki hukuki sebebe dayanmış olup çekişmeli taşınmazların tespitlerinin kesinleşme tarihi olan 19.04.1988 tarihi ile dava tarihi olan 23.03.2000 tarihi arasında 3402 sayılı Yasa’nın 12/3 üncü maddesinde söz edilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiştir. Hal böyle olunca Mahkemece, çekişmeli 118, 119 ve 484 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar vermek gerekirken, davanın esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Ayrıca çekişmeli 1469, 2515, 2516, 2517, 2518, 2519, 2498, 2499, 2505, 2506, 2513, 2514, 1303, 1304, 2129, 1301, 1298, 1299, 1300, 1302, 1747, 1749, 1751, 1752, 1750, 1748, 2103 ve 2361 parsel sayılı taşınmazlarda ise davacılardan ..., ... ve ... 28.11.2011 havale tarihli dilekçe ile davalarından feragat ettiklerini bildirmişler ve mahkemenin 27.12.2011 tarihli oturumunda da davacılardan ..., ... ve ...'ün davadan feragat ettiklerine ilişkin kimlik fotokopileri ekli dilekçe sundukları tutanağa yazılmıştır. HMK'nın 308, 309 ve 311 inci maddelerine göre kabul ve feragat, davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olup kesin hükmün sonuçlarını doğurmaktadır. Hal böyle olunca; Mahkemece adı geçen davacılar yönünden davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde çekişmeli taşınmazlarda adı geçen davacılara pay verilmek suretiyle karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., . vekili olan Av. ... aynı zamanda katılanlar ... ile ...'ın vekili olup davanın da davacıların ve adı geçen katılanların vekili olan Av. ... tarafından yenilendiği ve takipsiz bırakılmadığına göre katılan ... ve ... yönünden hüküm kurulmaması isabetsiz olup katılan ... ve ... vekilinin temyiz itirazları da açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün çekişmeli 118, 119, 484,1469, 2515, 2516, 2517, 2518, 2519, 2498, 2499, 2505, 2506, 2513, 2514, 1303, 1304, 2129, 1301, 1298, 1299, 1300, 1302, 1747, 1749, 1751, 1752, 1750, 1748, 2103 ve 2361 parsel sayılı taşınmazlar yönünden BOZULMASINA...” gerekçesiyle bozulmuş, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 2498, 2513, 1751, 1748, 2515, 2518, 1301, 2516, 2519, 1303, 1304, 2517, 1302, 2514, 2499, 1752, 1750, 2505, 2129, 1299, 1300, 1749, 1747, 2506, 2361, 1469, 2103, 1298 parsel sayılı taşınmazların 690/8640 payının iptaline, iptal edilen tapunun 240/8640 payın davacı ..., 240/8640 payın katılan ..., katılan ... mirasçıları için 24/8640 payın ..., 24/8640 payın ..., 24/8640 payın ... adına tapuya tesciline, bakiye kısmın tapu kayıt malikleri üzerinde bırakılmasına, 1745 ve 1746 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davanın reddine, 118, 119 ve 484 sayılı taşınmazlara ilişkin davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve arkadaşları vekili ile davalı ..., Hüseyin Kadri Uzun, ... ve diğer kişiler vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.06.2020 tarihli ve 2017/1115 Esas, 2021/1609 Karar sayılı kararıyla;"...1- Hükmü temyiz eden davacı ... ve arkadaşları vekiline, gerekçeli kararın tebliğ edildiği 18.08.2016 tarihi ve davalı ..., Hüseyin Kadri Uzun, ... ve arkadaşları vekilinin temyiz dilekçesinin tebliğ edildiği 08.09.2016 tarihi ile temyiz tarihi olan 07.10.2016 tarihleri arasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 432/1 inci ve 433/2 nci maddesinde öngörülen temyiz ve katılma yoluyla temyiz sürelerinin geçtiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 432/1 inci ve 433/2 nci maddesi gereğince davacı ... ve arkadaşlarının temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde yatıranlara iadesine, 2- Davalı ..., ..., ... ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, çekişmeli 2498, 2513, 1751, 1748, 2515, 2518, 1301, 2516, 2519, 1303, 1304, 2517, 1302, 2514, 2499, 1752, 1750, 2505, 2129, 1299, 1300, 1749, 1747, 2506, 2361, 1469, 2103, 1298 parsel sayılı taşınmazlarda davacı ..., katılan ... ve katılan ... mirasçılarının, toplam 8640 pay üzerinden miras payları oranında 690 payın tapu kaydının iptaline karar verilmiş ise de, tesciline karar verilen paylar toplamı 552 pay olup iptal edilen pay miktarı ile tesciline karar verilen pay miktarının birbirini tutmadığı, açıkta pay bırakıldığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, dosya kapsamından davacı ve katılanların miras paylarının hesabının ne şekilde yapıldığı da (pay hesabı denetlenemediğinden) anlaşılamamaktadır. Hal böyle olunca; Mahkemece, hükmün infazında karışıklığa sebebiyet vermeyecek ve iptal edilen pay ile tesciline karar verilen payın eşitliği sağlanacak şekilde, pay hesabını denetlemeye elverişli hüküm oluşturulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA..." karar verilmiştir.
B. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Seferihisar Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/554 Esas, 2011/581 Karar sayılı mirasçılık belgesine göre; kök mirasbırakan ... mirasçısı olan 05.04.1926 doğumlu ...'ın 22.06.2010 tarihinde vefatı ile geriye çocukları olan ..., ... ve ... . 'ın kaldığı, her üç mirasçının 1/3 miras hissesi oranında 240'ar hisselerinin bulunduğu ancak bozma kararına konu ilama sehven bu üç mirasçının ikisi yazıldıktan sonra tekrar ... mirasçıları olarak yazıldığı gibi 720 olan taşınmazdaki hisseleri 690 olarak yazıldığı, 240'ar olan hisseleri de 24' er olarak yazıldığı ve payı paydayı tutmayan bir sonuca ulaşıldığı, açıklanan nedenlerle; davalılar adına kayıtlı olup mirasbırakan ... adına intikal etmesi gereken toplam 8640 paydan 720 payının iptali ile ...'ın sağ olan üç çocuğunun da davacı olduğu gözetilerek 240' ar payın adlarına tescili ile davanın kısmen kabulüne, dava konusu 2498, 2513, 1751, 1748, 2515, 2518, 1301, 2516, 2519, 1303, 1304, 2517, 1302, 2514, 2499, 1752, 1750, 2505, 2129, 1299, 1300, 1749, 1747, 2506, 2361, 1469, 2103, 1298 nolu parsel sayılı taşınmazların 720/8640 payının iptaline, iptal edilen tapunun 240/8640'ar payının davacılar ..., ... adlarına, 80/8640'ar payının ... mirasçılarından ..., ... ve ... adlarına tapuya kayıt ve tesciline, bakiye kısmın tapu kayıt malikleri üzerinde bırakılmasına, dava konusu 1745 ve 1746 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davanın reddine, 2503, 483, 2360 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine, 118, 119 ve 484 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... mirasçıları vd. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar ... mirasçıları vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verildiğini dava konusu taşınmazların bir kısmının üçüncü şahıslardan satın alındığını, bir kısmının davalıların kendi dedelerinden intikal ettiğini, bir kısmında ise geçerli yahut geçersiz hangi hukuki sebeple olursa olsun kayıt maliklerince fiilen işgal edilerek malik sıfatıyla müstakilen zilyetlikle zamanaşımı ile kazanıldığını, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmekle 1745, 1746, 119 ve 484 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın reddi nedeniyle davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespiti öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü, 17 nci; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 713/1 inci; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 150 inci, 307 inci, 323/1-ğ; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 3/2 nci ve 13/1 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosya içeriğine, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
3.Davalılar ... mirasçıları vd. vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; dava konusu 1745, 1746, 119 ve 484 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen HMK'nın 323 üncü maddesinin ilk fıkrasının (ğ) bendi "Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti" nin de yargılama giderleri arasında olduğu ve reddine karar verilen dava konusu taşınmazların dava tarihindeki değerlerine göre nisbi vekalet ücreti Mahkemenin karar tarihindeki maktu vekalet ücretinin altında kaldığından, AAÜT'nin 13/1 "Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir." düzenlemeleri gereği davalılar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hükmedilmemiş olması bozmayı gerektirir.
4. Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar ... mirasçıları vd. Vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasına 13 üncü parağraf olarak "Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca kendisini vekille temsil ettiren davalılar ..., ... ve ... lehine 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılara ödenmesine" cümlesinin eklenmesine ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek halinde yatırılan peşin harcın temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.