"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/224 E., 2023/342 K.
DAVACILAR : ..., ..., ... vekili Avukat ...
DAVALILAR : ... mirasçıları ..., ..., ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 13.06.2014
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil ile tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkili ...'ün kayınbiraderi, diğer davalıların ise amcası olduğunu, dava konusunun da Bursa ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 124 ada 14 (eski 783) parsel sayılı taşınmazın muris Süleyman ...'ün ölümü ile davacılara intikal eden 1/2 hissesi olduğunu, taşınmazın 08.02.1960 tarihli eski tapu kaydına istinaden büyük dedelerinin kardeşi ... oğlu ... adına tespit ve tescil edildiğini, tespite müşterek mirasbırakan ... ... tarafından taşınmazın 04.06.1964 tarihli muhtarlık onayı ile satın alındığı iddiası ile itiraz edildiğini, tespit maliki ... mirasçılarının da ...'ün ölü olduğunu beyan ettiklerini, ancak komisyonca, 25.03.1970 tarihinde itirazın kabul edilmediğini, her ne kadar müşterek muris ... ...'ün itirazı kabul edilmemiş ise de bu kez 04.06.1964 tarihinden başlayarak kayıt maliki ...'ün ölümünü takip eden 20 yıl sonunda mülkiyetin en azından bu sefer kazandırıcı
zamanaşımı ile müşterek muris ... ...'e geçtiğini, ... ...'ün ölümünden sonra da çocukları olan muris Süleyman ve davalı ... tarafından aynı şekilde kullanıldığını, taşınmazdaki binanın 1997 tarihinde davalı ile murisleri Süleyman tarafından müteahhide dava dışı 106 ada 7 parsel sayılı taşınmaz karşılığında yaptırıldığını, dava konusu taşınmazın davalıya ait olmadığının dayanak tapu kaydı, komisyon kararı içeriği ve tüm belge ve kayıtlarla sabit olduğunu, ancak her nasılsa yanlış yazılmış olan doğum tarihi nedeniyle davalının hak iddia ederek taşınmazda tasarrufta bulunduğunu ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının miras payları oranında iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir.
Davacılar vekili 28.10.2020 tarihli ıslak dilekçesinde özetle, davayı tamamen ıslah ettiklerini, dava konusu taşınmazın davalılar adına kayıtlı 1/2'şer paylarının iptali ile iptal edilen bu payların davacıların miras payları oranında adlarına kayıt ve tescili ile dava konusu taşınmaz üzerindeki muhdesata ilişkin bedel isteminde bulunduklarını belirtmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, dava konusu 124 ada 14 parsel sayılı taşınmazın 1/2 hissesinin Süleyman ...'e ait olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş; yargılamada ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 24.11.2015 tarihli ve 2014/355 Esas, 2015/498 Karar sayılı kararıyla; davacıların davalarını ispat ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 15.05.2019 tarihli ve 2019/1903 Esas, 2019/2991 Karar sayılı kararıyla; davacının dava dilekçesinde dayandığı hukuki sebep anlaşılamadığı gibi mahkemece hukuki nitelendirme yapılmaksızın karar verildiği; hâl böyle olunca, mahkemece, öncelikle davacı tarafa, hangi hukuki sebebe dayandığının açıklattırılması, dava, kadastro öncesi hukuksal nedene dayalı olarak açılmış ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi gözetilerek hüküm kurulması, başka bir hukuksal neden veya nedenlere dayanılmış ise bu açıklamaya göre toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, dava dilekçesi açıklattırılmaksızın ve hukuki niteleme yapılmaksızın yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Davacılar vekilinin karar düzeltme istemi Dairece 18.12.2019 tarihli ve 2019/3751 Esas, 2019/6687 Karar sayılı kararı ile reddedilmiştir.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 09.11.2021 tarihli ve 2019/430 Esas, 2021/418 Karar sayılı kararıyla; davacının yazılı beyanı ile celbedilen deliller birlikte değerlendirildiğinde adi istihkak davasına dayalı olan davacıların talebinin zamanaşımına tabi olmadığı, bu tür davaların her zaman açılabileceği, davaya konu 124 ada 14 (eski 783) parsel sayılı taşınmazın 08.02.1960 tarihli resmi senette davacıların büyük dedeleri 1886 doğumlu ... adına tescil edildiği, 04.06.1964 tarihli muhtarlık onaylı belgesi ile taşınmazın 1886 doğumlu ... tarafından davacıların ve davalıların murisi ... ...'e devri nedeniyle tescilin ... ... adına yapılması için tapuya yazılı müracaatta bulunulduğu, talebi değerlendiren Tapulama Komisyonunun 25.03.1970 tarihli ve 205 sayılı kararı ile talebi reddettiği, 1968 yılında kadastro tespiti yapılırken 22.07.1968 tarihinde edinme sebebi olarak 08.02.1960 tarih ve 52 numaralı tapu kaydıyla ... oğlu ...'e ait olduğu ve zilyedinde bulunduğu ibaresinin yazıldığı, 1960 tarihli ilk tescil sırasında davalı 1956 doğumlu ...'ün dört yaşında olduğu, yolsuz tescil iddiasının yerinde olduğu, yok hükmünde bulunan tescil işleminin iptalinin gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 06.06.2022 tarihli ve 2022/327 Esas, 2022/4538 Karar sayılı kararıyla; çekişme konusu taşınmazın evveliyatını oluşturan 783 parsel sayılı taşınmazın 22.07.1968 tarihinde, 08.02.1960 tarihli tapu kaydına istinaden 1956 doğumlu ... oğlu ... adına tapulamaca tespit edildiği, tespite ..., ..., ..., ... ile ... ... oğlu ... ... tarafından itiraz edildiği, tapulama komisyonunca 25.03.1970 tarihinde itirazın reddedildiği, süresinde tapulama mahkemesinde dava açılmadığından tespitin 18.05.1970 tarihinde kesinleşerek tespit maliki ... oğlu ... adına tescil edildiği, taşınmazın 29.12.1995 tarihli imar uygulaması ile ifraz görerek 114 ada 2, 114 ada 10, 124 ada 9 parsel sayılı taşınmazları oluşturduğu, ... oğlu ...’ün, 114 ada 2 ve 10 parsel sayılı taşınmazları 07.11.1996 tarihinde dava dışı ... Otomotiv Tic. Ltd. Şti.’ye devrettiği, 124 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların 02.12.1996 tarihli tevhit işlemi ile çekişme konusu 124 ada 14 parsel sayılı taşınmazı oluşturduğu, 24.10.2011 tarihinde 3402 sayılı Yasa’nın 22/a maddesi uyarınca yapılan yenileme çalışmaları ile 5922 ada 8 sayılı parsel sayısını aldığı ve ... oğlu ... adına tescil edildiği, ölümü üzerine de 25.10.2018 tarihinde mirasçıları ..., ... ve ...'e intikal ettiği, eldeki davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup her ne sebeple olursa olsun kadastro öncesi sebeplerle 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık süreden sonra dava açılamayacağı, hak düşürücü sürenin hakim tarafından re'sen gözetilmesi gerektiği; hal böyle olunca; süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı şekilde davanın kabulünün doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Davacılar vekilinin karar düzeltme istemi de Dairenin 21.02.2023 tarihli ve 2023/326 Esas, 2023/961 Karar sayılı kararı ile reddedilmiştir.
D. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 15.06.2023 tarihli ve 2023/224 Esas, 2023/342 Karar sayılı kararıyla; bozma ilamı doğrultusunda davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddialarını tekrarlamış, dava devam ederken davacıların niza konusu taşınmaz üzerine yapılan fabrika binasının ortak yapıldığından bahisle imalat bedelinin ödenmesi için harç yatırılarak terditli dava açtığını, bedellerin tespit edildiğini, ancak yüksek mahkemede inceleme yapılırken bu konunun atlandığı, olumlu veya olumsuz bir karar verilmediğini, bu itibarla terditli açılan dava nedeniyle tapu iptali mümkün olmadığı takdirde fabrika binasının yarısına isabet eden miktarın davacılar lehine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapu iptali ve tescil ile tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucu; Bursa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan çekişme konusu taşınmazın evveliyatını oluşturan 783 parsel sayılı taşınmazın 22.07.1968 tarihinde, 08.02.1960 tarihli tapu kaydına istinaden 1956 doğumlu ... oğlu ... adına tespit edildiği, tespite itiraz edildiği, tapulama komisyonunca 25.03.1970 tarihinde itirazın reddedildiği, süresinde Kadastro Mahkemesinde dava açılmadığından tespitin 18.05.1970 tarihinde kesinleşerek taşınmazın tespit maliki ... oğlu ... adına tescil edildiği, taşınmazın 29.12.1995 tarihli imar uygulaması ile ifraz görerek 114 ada 2, 114 ada 10, 124 ada 9 parsel sayılı taşınmazları oluşturduğu, 124 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların 02.12.1996 tarihli tevhit işlemi ile çekişme konusu 124 ada 14 parsel sayılı taşınmazı oluşturduğu, taşınmazın 24.10.2011 tarihinde 3402 sayılı Kanun'un 22/a maddesi uyarınca yapılan yenileme çalışmaları ile 5922 ada 8 sayılı parsel sayısını aldığı, davanın 13.06.2014 tarihinde 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı anlaşılmıştır.
2.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428. maddesi ile 439. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, taşınmaz üzerine tespitten sonra yapıldığı anlaşılan muhdesata ilişkin tapu iptali ve tescil ile tazminat istemine ilişkin talepler her zaman ileri sürülebileceği gibi eldeki davada Kadastro Kanununun 19/2. maddesine de dayanılmadığına göre; davacılar vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usule, kanuna ve bozmaya uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.