"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/370 E., 2020/114 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; mirasbırakan babası ...'ten kalan dava konusu 167 ada 6 ve 7; 169 ada 1; 150 ada 50 ve 51; 151 ada 25; 102 ada 29; 104 ada 2; 128 ada 2; 129 ada 1; 176 ada 3, 4, 5, 6 ve 11 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında davalılar adına tespit gördüğünü, taşınmazlarda kendisine hak ve pay verilmediğini, davalı ...'nın, kardeşi olan diğer davalı ...'in eşi olduğunu, diğer davalılar ile de kardeş olduklarını ileri sürerek tapu iptal - tescile karar verilmesini istemiş, aşamada dava konusu 169 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
II. CEVAP
Davalılar; davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Mahkemece; dava konusu 150 ada 50 ve 176 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne, 169 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 30.03.2018 tarihli ve 2015/19990 Esas, 2018/2263 Karar sayılı kararıyla, temyize konu edilen çekişmeli taşınmazlar hakkında davanın reddine karar verilmiş ise de Mahkemenin hangi gerekçe ile davayı reddettiğinin gerekçeli karardan anlaşılamadığı, hukuksal gerekçe gösterilmeden hüküm kurulmuş olmasının TC. Anayasası'nın 141 inci ve HMK'nın 297 nci maddeleri hükmüne uygun olmadığı gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
2. Mahkemenin 22.09.2020 tarihli ve 2018/370 Esas, 2020/114 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde 169 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden feragat edildiği gerekçesiyle feragat nedeniyle davanın reddine, davalı ...'nın taşınmazlarda payı bulunmadığı gerekçesiyle ... yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine, 104 ada 69, 150 ada 116, 167 ada 120, 167 ada 122, 102 ada 29, 128 ada 2, 129 ada 1, 151 ada 25 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına orman olarak tescil edildiği gerekçesiyle bu taşınmazlar yönünden aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine; mahalli bilirkişilerin dava konusu taşınmazların mirasbırakana ait olduğunu beyan ettikleri, taksim hususunun ispat edilemediği gerekçesiyle 104 ada 70, 176 ada 6, 176 ada 11, 167 ada 121, 176 ada 4, 167 ada 123, 176 ada 3, 150 ada 117, 150 ada 118 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacının miras payı oranında tapu iptal-tescile karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün 1 numaralı bendinin 4 üncü paragrafının bozulması dileğiyle temyiz ettiklerini, kararın haksız ve yasaya aykırı olduğunu, Türk Hukuk Sisteminde davayı kabule yakın beyan şeklinde bir kavram bulunmadığını, davalıların davayı kabul ettiğine dair bir beyanları olmadığını, gerekçenin hatalı olduğunu, mahalli bilirkişi beyanlarının ikinci derecede bir delil olduğunu, hükmün sadece bu hususa dayandırılamayacağını, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, davacı tarafın davasını ispat yükü var iken davalıların böyle bir ispat yükü bulunmadığını, davacı tarafın taksimin olmadığını da ispat etmesi gerektiğini, gerekçeli kararın bu hükümle çeliştiğini, daha önceki bozma nedeninin dikkate alınmadığını, tefhimle üst yargı yerinin istinaf olarak belirlendiğini, gerekçeli kararda Yargıtay olarak gösterildiğini, sadece bu durumun bile bozma nedeni olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle; davanın kabulüne ve vekalet ücreti ödemesine karar verildiğini, dava konusu olayda kendisinin hatası ve kusuru olmadığını, adına kayıtlı taşınmazlarda davacının hakkı bulunmadığını, eksik araştırma yapıldığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297 nci maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kadastro sonucu 104 ada 2 parsel sayılı taşınmazın irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edildiği, Kadastro Mahkemesinde görülen dava neticesinde ifraz edilerek 104 ada 69 parselin Hazine adına, 104 ada 70 parsel sayılı taşınmazın ise fındıklık vasfı ile davalı ... adına hükmen tescil edildiği; 176 ada 6 parsel sayılı taşınmazın irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edildiği; 167 ada 7 parsel sayılı taşınmazın irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edildiği, Kadastro Mahkemesinde görülen dava neticesinde ifraz edilerek 167 ada 122 parselin Hazine adına, 167 ada 123 parsel sayılı taşınmazın ise kargir ev ve fındıklık vasfı ile davalı ... adına hükmen tescil edildiği; 176 ada 3 parsel sayılı taşınmazın irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edildiği, Kadastro Mahkemesinde görülen dava neticesinde kargir ev ve arsası vasfı ile davalı ... adına hükmen tescil edildiği; davalılar ... ve ... tarafından (davanın kabulüne karar verilen 104 ada 70, 176 ada 6, 167 ada 123, 176 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar yönünden) verilen kararın temyiz edildiği, davacı tarafından davanın reddine karar verilen kısımlar yönünden hükmün temyiz edilmediği anlaşılmaktadır.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı özellikle, dava ve temyiz konusu taşınmazların mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere tarafların mirasbırakanına ait olduğu, mirasbırakan tarafından davalılara kayıtsız şartsız hibe edilmediği, mirasbırakanın davacıya da hakkının verilmesi yönünde iradesi bulunduğu, usulüne uygun bir taksim de olmadığı nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olduğu, öte yandan bozma kararı öncesi Mahkemece verilen ilk kararda 150 ada 50 ve 176 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar yönünden kabul kararı verildiği ve bu kararın ilk hükümden sonra davalılar tarafından temyiz edilmediği, bu suretle anılan taşınmazlar yönünden ilk hükümde verilen kararın kesinleşmiş olduğu gözetilerek yazılı şekilde verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığına göre temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3.Ancak; Mahkemece hükümde mirasbırakan ...'ın Hendek Sulh Hukuk Mahkemesinin 1986/150 Esas, 1986/426 Karar sayılı veraset ilamı esas alınmış ise de güncel olmayan bu veraset ilamının hükmün infazında tereddüt yaratabileceği anlaşılmaktadır. Mirasbırakan ...'ın ölümü neticesinde çocukları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'in mirasçıları olarak gösterildiği Hendek Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/71 Esas, 2009/59 Karar sayılı veraset ilamına göre hüküm kurulması gerektiği açıktır.
Ne var ki; anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7 nci maddesi uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalıların temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalıların temyizi üzerine ve re'sen yapılan inceleme sonucu Mahkeme kararının; hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin beş, altı, yedi, sekiz ve dokuzuncu paragraflarında yer alan "Hendek Sulh Hukuk Mahkemesinin 1986/150 Esas, 1986/426 Karar sayılı" ibarelerinin çıkartılarak yerlerine "Hendek Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/71 Esas, 2009/59 Karar sayılı" ibarelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harçlarının yatıranlara iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
20.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.