"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/67 E., 2021/106 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinledikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; ... köyü çalışma alanında bulunan 128 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davacılar adına kayıtlı olduğunu, taşınmazın kuzey tarafında da devamı bulunduğunu, önceleri bahçe olarak kullanılan ancak davacıların ilçe dışında yaşaması nedeniyle şimdi kullanılmayan ve etrafı çit ile çevrili bu taşınmaz bölümünün kadastro tespiti sırasında yol olarak tespit harici bırakıldığını, davaya konu yerin davacıların mirasbırakanları ve daha sonra kendileri tarafından uzun yıllar kullanıldığını ve köye ait umumi yol olmadığını ileri sürerek son parsel numarası verilmek suretiyle davacılar adına tescilini talep etmiştir.
II.CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın yol olarak tespit harici bırakılması ile dava tarihi arasında 20 yıllık sürenin geçmediğini, yolların kamu malı olması nedeniyle özel mülkiyete konu olamayacağını, davaya konu taşınmaz bölümünün aktif ve kadim yol olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 05.05.2016 tarihli ve 2015/127 Esas, 2016/175 Karar sayılı kararıyla; davaya konu alanın köyün ortak kullanımında olmayan ve davacının hoşgörüsüyle diğer tarlalara ulaşım için kullanılan bir alan olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 02.05.2016 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) ve (B) harfleri ile gösterilen toplam 103,70 m2 yüz ölçümlü alanın bahçe vasfı ile aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 30.12.2019 tarihli ve 2016/14508 Esas, 2019/9188 Karar sayılı ilamıyla; TMK'nın 713/4 ve 5 inci maddeleri uyarınca yasal ilanların yaptırılması ve ilanlara karşı yasal sürenin dolmasının beklenmesi, daha sonra toplanan tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kabulüne, 02.05.2016 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) ve (B) harfleri ile gösterilen toplam 103,70 m2 yüz ölçümlü alanın bahçe vasfı ile aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B.Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; cevap dilekçesini tekrarlamış, taşınmazın fiilen yol olarak kullanılan kamuya açık bir köy yolu olduğunu, üzerinde hiçbir muhdesat bulunmadığını, kimsenin tasarrufu bulunmayan ve köy halkı tarafından bahçelerine ulaşımda kullanılan bir alan olduğunu, kamunun kullanımına rızaen bırakıldığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2.İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesinin 1 inci fıkrası ve 6 ncı maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 16 ve 17 nci maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi.
3.Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosyanın incelenmesinden; davaya konu taşınmaz bölümünün 2009 yılında kesinleşen kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tespit harici bırakıldığı, bu taşınmaz bölümüne komşu 128 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacılar adına tespit edildiği anlaşılmıştır.
3.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI.KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
18.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.