"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/138 E., 2023/266 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 06.10.2022 tarihli 2021/4920 Esas, 2022/6449 Karar sayılı kararı ile ret edilen kısmın onanmasına, kabul kararı verilen kısmın bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucunda davacının malik olduğu 146 ada 2 parsel sayılı taşınmazının yüz ölçümünün eksik tespit ve tescil edildiğini, kalan kısmın yolda kaldığını ileri sürerek satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanıp bu bölümlerin 146 ada 2 parsel sayılı taşınmaza eklenerek davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili ve Karayolları Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde, ayrı ayrı davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Dereli Sulh Hukuk Mahkemesinin 26.03.2012 tarihli ve 2009/181 E. 2012/93 K. sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz talebinde bulunulmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 19.12.2013 tarihli ve 2012/12591 E., 2013/19554 K. sayılı kararıyla; “TMK’nın 713/3 üncü maddesi uyarınca kanuni hasım durumunda bulunan Hazine ile birlikte kamu tüzel kişiliği niteliğindeki Çamlı Köyü Tüzel Kişiliğine davanın yöneltilmesi gerektiği belirtilerek” karar bozulmuştur.
Dereli Sulh Hukuk Mahkemesinin 15.09.2014 tarihli ve 2014/13 E., 2014/231 K. sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... temsilcisi temyiz talebinde bulunmuştur.
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20.06.2017 tarihli ve 2015/7547 E., 2017/4824 K. sayılı kararıyla; “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu, taşınmaz bölümleri dere yatağında olmasına karşın mahallinde yapılan keşfe jeolog bilirkişisinin dahil edilmediği, taşınmazın hangi bölümünün hangi tarihten beri tarımsal amaçlı zilyetliğe konu olduğunun kesin olarak belirlenmediği, bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin inşaat yapılmadan önceki niteliği ve üzerindeki zilyetlik durumunun ne olduğunun tespit edilmediği, bilirkişi raporunda (C) ve (D) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin hangi tarihte doldurulduğu, taşınmaz kenarında bulunan derenin ne zaman ıslah edildiğinin belirlenmediği, kamulaştırma haritasının denetime elverişli şekilde uygulanmadığı ve uyuşmazlığın çözümünde hava fotoğraflarından yararlanılmadığı belirtilerek” karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Dereli Sulh Hukuk Mahkemesinin 26.11.2019 tarihli ve 2017/260 E. 2019/534 K. sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne 09.08.2019 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 45.49 metrekare ve (B) harfi ile gösterilen 16,34 metrekarelik taşınmaz bölümlerinin davacı adına kayıtlı 146 ada 2 parsel sayılı taşınmaza eklenerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, (C) ve (D) harfi ile gösterilen bölümler yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
D. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
E. Bozma Kararı
Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 06.10.2022 tarihli 2021/4920 E- 2022/6449 K. sayılı kararıyla; “hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (C) ve (D) harfi ile gösterilen bölümler hakkındaki kararın usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile bu kısmına yönelik kararın onanmasına; fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfi ile gösterilen bölümler yönünden yapılan incelemede Jeoloji mühendislerinin 15.01.2019 tarihli bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde eskiden beri var olan ana kayaya ait kayalar bulunduğu ancak taşınmazın dere yatağında bulunduğu, dolgu malzemesiyle doldurulduğu belirtilmiş olmakla bu niteliği itibariyle nizalı taşınmazların zilyetlikle iktisap edilebilmesi için imar-ihya edilmiş olması gerektiği, İmar-ihyaya muhtaç taşınmazların üzerine sadece bina yapmak, taşınmazların imar-ihya edildiği anlamına gelmeyeceği gibi jeodezi ve fotogrametri bilirkişi raporu ile jeoloji mühendisi bilirkişilerden aldırılan raporların birlikte değerlendirilmesi sonucu, nizalı taşınmaz bölümlerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığından Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek” karar bozulmuştur.
F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 09.08.2019 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlere yönelik açılan davanın TMK nın 713 ve 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17 inci maddelerinde aranan şartların sağlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
G. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
H. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, Mahkemenin verdiği ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, her ne kadar red kararı Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda vermişse de dosyada yer alan bilirkişi raporları, tanık ve mahalli bilirkişilerin beyanları dikkate alındığında Yargıtay ilamının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, nizalı taşınmazlar üzerinde bulunan yapının 1964 yılında yapılmış olduğunu, bu yapıya bilahare davacı tarafından kat ilave edildiğini, dosya kapsamına göre bu bölümlerin dere yatağı niteliğinde olmadığının sabit olduğunu, hava fotoğraflarının incelendiği bilirkişi raporundan, dere yatağının 1955 yılından önce HES binasının önünden geçtiğinin görüldüğünü, 1973 yılında ise 146 ada 2 parsel sayılı taşınmazın önünden geçecek şekilde yatağının değiştirildiğini, 2011 yılında ise HES şirketi tarafından yatağın tekrar değiştirildiğinin anlaşıldığını, buna rağmen Mahkemece açıklanan durum göz ardı edilerek dere sanki başından beri davacıya ait arazinin dibinden akıyormuş gibi hüküm kurulmasının yerinde olmadığını, bu alanın bilirkişilerce çok öncesinde kumluk bir alan olsa bile zaman içerisinde ihya edildiği ve tarıma uygun hale getirildiğini, davaya konu edilen alanın uzun yıllar boyunca davacı tarafından ekilip dikilen bir alan olduğunu, dere yatağının değiştirilmesi üzerine evine zarar gelmemesi için tahkimat yapılması gerektiği için taşlardan set yapıldığını,davacının en büyük hatasının dere yatağının taşınmazından geçmesine izin vermesi olduğunu belirterek ve resen görülecek nedenlerle ret kararının bozulmasını talep etmiştir.
F. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanun'un 14 ve 17 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ve 713 üncü maddeleri
3. Değerlendirme
Kadastro sonucunda ... köyü çalışma alanında bulunan dava dışı 146 ada 2 parsel sayılı 315,20 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı ... adına tespit edilmiş, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından Kadastro Komisyonuna itiraz edilmesi üzerine 146 ada 2 parsel sayılı taşınmazın yüz ölçümünün 178,38 metrekare olarak düzeltilmesine karar verilmiş, ... tarafından Kadastro Mahkemesinde taşınmazın tespitine itiraz edilmiş, Mahkemece görevsizlik kararı verilmiş; karar, temyiz edilmeksizin 24.09.2009 tarihinde kesinleşmiştir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-2 nci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
12.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
..