"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/835 E., 2023/1188 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Arhavi Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/99 E., 2022/285 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; Artvin ili .... ilçesi .... köyü 167 ada 1, 167 ada 19, 168 ada 1 ve 170 ada 2 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sonucunda davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, yapılan kadastro tespitlerinin hatalı olduğunu, dava konusu arazilerin babası ve dedesinden zilyetliğin devri yoluyla kendisine intikal ettiğini, taşınmazların halen dahi kendisinin zilyetliği altında bulunduğunu, buna rağmen kadastro sırasında çekişmeli taşınmazların amcası olan ... adına tespit edildiğini, sonradan yapılan intikallerle de taşınmazların davalılara geçtiğini beyanla dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; kadastro sırasında taşınmazın başında bulunamadıklarından taşınmazların davacılar adına tespit edildiğini, komisyona itirazda bulunduklarını, itiraz sonucu adlarına tescil edildiğini, davacıların taşınmazda bir hakkı bulunmadığını öne sürerek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazların evveliyatında tarafların kök murisi olan ....'a ait olduğu,....'ın ölümünden sonra taşınmazlarının çocukları ..., ....ve .... arasında taksim edildiği, o dönemde ...'nin oğlu ...'ın, ....'in oğlu .... ve ....'nın hayatta olduğu, dava konusu edilen taşınmazların davalıların murisi ...'a bırakıldığı, ... tarafından bu yerlerin davacının murisi ... tarafından kullanılmasına müsaade edildiği, ... tarafından taşınmazların zilyetliğinin terk edilmiş olduğundan söz edilemeyeceği, zilyetliğin ... adına davacı ve babası ... tarafından sürdürüldüğü anlaşılmakla davacı ve babası ... tarafından dava konusu taşınmazlarda davasız aralıksız 20 yıl boyunca malik sıfatı ile zilyetlik sürdürüldüğü hususunda kanaat oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı taraf davacının murisi ...'in mirasçısı olmayıp terekeye göre üçüncü kişi konumunda olduğundan davacının miras payının verilmesinin de mümkün olmamasına ve tüm dosya kapsamına göre Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilip davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nın 353/1-b.(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının dedesi ..., ... ve... arasında paylaşım yapıldığını, çekişmeli taşınmazın altmış yıl öncesinde tarım arazisi olmadığını, davalıların rahmetli babaları ...'ın evveliyatında orman olan araziden diğer bir köy olan ...'de hem ev yapmak hem de yakacak odun ihtiyacını karşılamak amacıyla ulaşımın bile olmadığı o zor şartlarda ağaç kesip araziyi atıl bıraktığını, daha sonra davacının babası ...'ın bu arazileri amcası ... ve yengesi ...'dan istediğini ve onların da bu arazileri davacıya verdiğini, davacının rahmetli babası ...'ın bu arazileri isterken çaylık yapacağını da amcası ve yengesine bizzat söylediğini, karşı tarafın iddia ettiği gibi iyiniyetin suistimal edilmesi gibi bir durum bulunmadığını, şayet davacının babası... olmuş ve taşınmazlar da adına tescil edilmiş olsaydı bunların hiçbirinin yaşanmayacağını, bundan 40 yıl önce Karadeniz'de çay üretimi olmadığı için bahse konu taşınmazların da içerisinde bulunduğu tüm alanın ormanlık olarak geçtiğini, İlk Derece Mahkemesindeki yargılama sırasında çay karnelerinin geriye dönük olarak dosyaya getirtilmesini talep ettiklerini ancak Mahkemece bu talebin kabul edilmediğini, davacının amcası olan ...'ın asıl hak sahibi olan davacı yokken araziyi pay etmesinin asla kabul edilemeyeceğini, ...'ın aile büyüğü kabul edilerek o ne dediyse doğrudur denilip beyanları doğrultusunda karar verilmesini kabul etmediklerini, zira bu araziler çaylık yapılmadan önce ...'ın zaten olmadığını, zira kendisinin o tarihlerde okulda okuduğunu ve devamında öğretmen olduktan sonra da Almanya'da ikamet etmeye başladığını, dolayısıyla davalıların babası ... ile davacının babası ... arasında geçen arazi verilmesi işini bilmesinin mümkün olmadığını, araziler şuan değer kazandığı için davalıların haklarının bulunduğunu savunduklarını öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Kadastro sonucu, Artvin ili .... ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 167 ada 1, 167 ada 19, 168 ada 1, 170 ada 2 parsel sayılı taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve hibeye dayanılarak belgesizden .... oğlu .... adına tespit edildikleri, Kadastro Komisyonu'nun 01.10.2011 tarihli kararıyla bu taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve miras yoluyla gelen hakka dayanılarak verasette iştirak şeklinde ...oğlu ... mirasçıları olan davalılar adına tespit edilmelerine karar verildiği, askı ilanlarının 20.12.2011-18.01.2012 tarihleri arasında yapıldığı, askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması üzerine kadastro tespitlerinin kesinleşerek taşınmazların tapuya tescil edildikleri, taşınmazların halen adı geçen kişiler adına tapuda kayıtlı oldukları anlaşılmıştır.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,75 TL temyiz giderinin temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.