Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6118 E. 2024/5839 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayalı olarak tapuda kayıtlı 1/2 payın iptali ve taşınmazın tamamının davacı adına tesciline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmazın tamamının kendisine ait olduğunu ve evin tüm masraflarını kendisinin karşıladığını ispatlayamaması, tanık ve bilirkişi beyanlarının da davalı lehine olması gözetilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/509 E., 2023/1057 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölköy Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/1 E., 2022/819 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Ordu ili, .... ilçesi, .... köyü, ...... mevkiinde bulunan 125 ada 7 parsel sayılı taşınmazın niteliğinin, 15.09.2011 tarihinde kadastro ile tanzim edilen tapu senedinde "iki katlı kargir ev ve bahçesi" şeklinde olup yüz ölçümünün ise 164 metrekare olduğunu, geçici olarak dava konusu taşınmazda oturması için davalı kardeşine izin verdiğini, dava konusu taşınmazın kendisine babası ... tarafından, üstüne ev yaparak burada oturması için verildiğini, söz konusu yere iki katlı bir ev inşa ettiğini ve bu tarihten itibaren de burada ikamet etmeye başladığını, babası ...'ün davalı ...'e de ev yapması için bir taşınmaz verdiğini, fakat davalının maddi durumunun olmaması nedeniyle kendi arsası üzerine ev inşa ettirmediğini, bu sebeple davalı kardeşi evini inşa edene kadar dava konusu 2 katlı evin birinci katında geçici olarak ikamet etmesi için davalıya izin vermiş olduğunu, kendisinin ( davacının) 2008 yılında geçirdiği hastalığın ardından tedavi amaçlı sık sık İstanbul'a gitmeye başladığını, tedavi amaçlı İstanbul'da bulunduğu dönemde yokluğunda yapılan kadastro tespit işlemleri neticesinde dava konusu taşınmazın bütününün kendisine ait olmasına rağmen davalının tapuya "1/2 hissesi davacıya ve fakat 1/2 hissesi davalıya ait" gibi tescil ettirmiş olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazda davalı adına kayıtlı bulunan hissenin iptali ile taşınmazın bütün olarak adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; kadastro askı tutanağında belirtildiği şekilde muris tarafından iki oğluna arazinin müşterek olarak verildiğini ve her iki oğlunun da buraya birer daire yaptıklarını ve halen kullanmakta olduklarını, davacı tarafın belirttiği gibi bir geçici kullanma durumunun olmadığını, davacının haksız ve yersiz davasında belirttiği hususların yanlış olduğunu, savunmalarının doğruluğunu tanık ve bilirkişilerin de keşif aşamasında bildireceklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Gölköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.12.2022 tarihli ve 2021/1 Esas, 2022/819 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamında toplanan deliller bir bütün olarak birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafın kadastro tespitine esas olmak üzere kadastro tespiti öncesi zilyetlik durumuna ilişkin dava konusu yerin ½ hissesi yönünden iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin gerekçeli kararında tanıklar ve mahalli bilirkişilerin beyanlarından yola çıkarak taraflı değerlendirme yaptığını, ancak tanıkların ve mahalli bilirkişilerin beyanlarından cımbızla cümleler çekilerek davanın reddine karar verildiğini, halbuki dosya kapsamında yapılan keşif, tanık ve mahalli bilirkişi anlatımları ile toplanan diğer deliller bir bütün halinde değerlendirdirildiğinde dava konusu taşınmaz ile üzerindeki yapının tamamının müvekkiline ait olduğunun aşikar olduğunu, Yerel Mahkemenin gerekçeli kararında yer verdiği mahalli bilirkişiler ile tanık anlatımlarının müvekkilinin iddialarını ispatlar yeterlilikte olmadığı şeklindeki ifadelerin gerçeği yansıtmadığını, taşınmazın tamamının müvekkile verildiğini ve tüm giderlerin müvekkili tarafından karşılanmak suretiyle ev inşaa edildiğinin açıkça belli olduğunu, dosya kapsamında davalı tarafın destek olduğu, para gönderdiği, evi yaptığına ilişkin tek bir ifade dahi olmadığını, dolayısıyla Yerel Mahkemenin işbu şekilde gerekçe ile davayı reddetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.09.2023 tarihli ve 2023/509 Esas, 2023/1057 Karar sayılı kararıyla; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, Mahkemece yapılan keşifte beyanına başvurulan özellikle taraflara eşit yakınlıkta bulunan mahalli bilirkişiler ...,...,...,...,'nın beyanı ve bu beyanları doğrulayan tanıklar ... ve .....'ün beyanları ve diğer tüm tanık beyanlarından taşınmazın evveliyatında kök muris ...'e ait olup üzerindeki evin kadastro öncesi kök muris tarafından yaptırıldığının anlaşılmasına, ispat yükü kendinde olan davacının kök murisin taşınmazın tamamını kendisine bağışladığı ve taşınmaz üzerindeki evin kendisi tarafından yaptırıldığı yönündeki iddiasının davacı tarafça ispatlanmamasına göre davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi ve 713. maddesinin birinci fıkrası,

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; Ordu ili, .... ilçesi, .... mahallesi, 125 ada 7 parsel sayılı 164,49 metrekare yüz ölçümlü, iki katlı kargir ev ve bahçesi vasıflı taşınmazın 16.02.2011 tarihli kadastro işlemi ile 1/2'şer paylı olarak davacı ... ile davalı ... adlarına tespit edildiği, söz konusu tespitin 15.09.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.