Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6119 E. 2024/423 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın ölümünden sonra mirasçılar arasında yapılan taksimin geçerliliği ve davacı mirasçının tapu iptali ve tescil taleplerinin kabul edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının daha önceki dava dosyasındaki beyanları ile bağlı olması, mirasbırakanın ölümünden sonra mirasçılar arasında taksim yapıldığına dair tanık beyanları ve bilirkişi incelemesi sonucu elde edilen deliller değerlendirilerek yerel mahkemenin ret kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2004/104 E., 2016/459 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı; kadastro tespiti sırasında dava konusu ... ilçesi, ... köyü 101 ada 439, 539, 582 ve 587 parsel sayılı taşınmazların davalı ..., 101 ada 431, 591 ve 507 parsel sayılı taşınmazların davalı ..., 101 ada 540 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, 101 ada 604 parsel sayılı taşınmazın ..., 101 ada 605 parsel sayılı taşınmazın davalı ..., 101 ada 606 parsel sayılı taşınmazın davalı ..., 101 ada 607 parsel sayılı taşınmazın davalı ..., 101 ada 608 parsel sayılı taşınmazın davalı ..., 101 ada 609 parsel sayılı taşınmazın davalı ..., 101 ada 610 parsel sayılı taşınmazın ise davalı ... adına tesbit ve tescil edildiğini, dava konusu taşınmazların tamamının ...'tan intikalen gelen taşınmazlar olduğunu, kadastro tespiti sırasında miras payı olarak 101 ada 503 parsel sayılı taşınmazın adına tespit ve tescil edildiğini, anılan taşınmazın miras payının karşılığı olmadığı gibi herhangi bir taksime de dayanmadığını, daha önce kardeşleriyle rızai taksim için bir araya geldiklerini, kendisinin itiraz ettiğini ve kabul etmediğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında kendisi ve diğer mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemiş; davacı vekili aşamada, dava konusu 540, 439, 539, 582, 587 parsel sayılı ve 507 parsel sayılı taşınmazların yargılama sırasında dava dışı kişilere satıldığını, bu nedenle anılan taşınmazlara ilişkin davalı satıcılar yönünden alacak (tazminat) davası olarak davaya devam etmek istediklerini, seçimlik haklarını bu yönde kullandıklarını bildirmiş, yine dava konusu 609 parsel sayılı taşınmazın yargılama sırasında üzerinde davalıdır şerhi ile birlikte ...'a satıldığını, iyiniyet iddiasında bulunulamayacağını, ...'nın da davalı olarak davaya dahil edilmesini istemiş, davacı bilahare mirasbırakanın terekesine temsilci olarak atanmıştır.

2. Davacı vekili, temyiz aşamasında 26.05.2017 tarihli dilekçesi ile 101 ada 591 parsel sayılı taşınmaz yönünden davadan feragat ettiklerini bildirmiştir.

II. CEVAP

1. Davalılar ..., ..., ... ve...; davacının haksız olduğunu, dava konusu taşınmazlar mirasbırakan ...'den intikal etmiş ise de, mirasbırakanın ölümünden hemen sonra eşi ...'nin bütün mirasçıları bir araya topladığını, her bir mirasçıya isabet edecek şekilde taşınmazları dağıttığını, taşınmazların 1977-1978 yıllarında mirasçılar arasında taksim edildiğini, mirasçıların verilen yerleri kullanmaya devam ettiklerini ve aralarında bir nizanın söz konusu olmadığını, kadastro çalışmaları sırasında da bu şekilde tespit ve tescil yapıldığını, davacıya taksim sırasında yerler verildiğini, ancak davacının taşınmazlarına sahip çıkmadığını, işlemediğini, tarıma elverişli halde kalmasını sağlamadığını, yörede yetişen ağaçlarla kaplandığından orman sınırları içerisinde kaldığını, bir kısım yerin davacı adına tespit edilmesinin taksimin varlığını ortaya koyduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

2. Davalı ...; davacının bildirdiği üzere dava konusu taşınmazların eşit olarak paylaşılmadığını, taksimin hukuken geçerli ve gerçek olmadığını, taksim yapıldığında kendisinin 11 yaşında olduğunu, rızası ve rıza göstermeye de yaşının müsait olmadığını, mirasbırakan ...'un veraset ilamına göre taşınmazların miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

3. Davalı ...; duruşma sırasındaki beyanında dava konusu taşınmazların mirasbırakanları ...'den geldiğini, 1977-78 yıllarında taksim yaptıklarını, herkesin paylarını kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

4. Diğer davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu 101 ada 582 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan ...'tan gelen yerler arasında bulunmadığı, diğer taşınmazlara ilişkin mirasbırakan ...'un ölümünden sora mirasçılar arasında taksimin yapıldığı, bu hususun gerek dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından, gerekse de davacının Mahkemenin 2004/13 Esas sayılı dosyasındaki talebinin içeriğinden anlaşıldığı, anılan dosyada davadan feragat etmiş ise de beyanları ile bağlı olduğu, 2004/13 Esas sayılı davada dava konusu yapılan taşınmaz açısından 2004/13 Esas sayılı dosyanın kesin hüküm mahiyetinin bulunduğu, kayıt malikinin mirasçılar arasında bulunmadığı, dava konusu taşınmazlarda da taksim olmadığının iddia edildiği ve miras şirketi adına tescil istenildiği, taksimin yapıldığı kanaati edinildiği, miras şirketinin bunu ileri sürmesinin haklı gerekçesinin bulunmadığı gerekçesiyle davacı ve miras şirketi yönünden davanın reddine karar verilmiş, 11.05.2021 tarihli Ek Karar ile, karar verilmesinden sonra davacının feragat ettiği gerekçesiyle 101 ada 591 parsel sayılı taşınmaz yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazların mirasbırakandan geldiğinin sabit olduğunu, davalı tarafın taksim iddiasını ispatlayamadığını, bir kısım kardeşlerin bir araya geldiği, bir kısmının ise orada olmadığının belirtildiğini, Mahkemenin 2004/13 Esas sayılı dosyasının kesin hüküm kabul edilemeyeceğini, anılan dosya kapsamı incelendiğinde davacının taşınmazların mirasbırakananın sağlığında taksim edilmediğini, sonrasında bir taksim yapıldığını beyan ettiğini, ancak kadastro tespiti sırasında tatsızlık çıkmasın diye kabul etmek zorunda kaldığı taşınmazları hiçbir zaman kullanmadığı, kendisine vaat edilen yerlerin dahi verilmediğini, davalı tarafın davacıyı davasını çekmek için ikna ettiği halde söz verdikleri yerleri de vermediklerini, davacının mirastan mahrum edildiğini, gerçek anlamda tüm tarafların rızası ile yapılmış bir taksim bulunmadığını, davacının kendisine verildiği iddia edilen taşınmazları kabul etmediğini, zilyet olmadığını ve tasarruf etmediğini, taksime konu iki parça taşınmazın orman olarak olarak tespit edildiğinin tanık beyanlarında ifade edildiğini, taksim olgusunun hukuken ortadan kalktığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; kadastro sonucu Antalya ili, ... ilçesi, ... köyü kadastro çalışma alanında bulunan dava konusu taşınmazların hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 101 ada 439, 539, 582 ve 587 parsel sayılı taşınmazların davalı ..., 101 ada 431, 591 ve 507 parsel sayılı taşınmazların davalı ..., 101 ada 540 parsel sayılı taşınmazın davalı ..., 101 ada 604 parsel sayılı taşınmazın ..., 101 ada 605 parsel sayılı taşınmazın davalı ..., 101 ada 606 parsel sayılı taşınmazın davalı ..., 101 ada 607 parsel sayılı taşınmazın davalı ..., 101 ada 608 parsel sayılı taşınmazın davalı ..., 101 ada 609 parsel sayılı taşınmazın davalı ..., 101 ada 610 parsel sayılı taşınmazın ise davalı ... adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, davacının açmış olduğu 2004/13 Esas sayılı dava dosyası eldeki dava açısından kesin hüküm teşkil etmemekle birlikte 2004/13 Esas sayılı davadaki beyanının davacıyı bağlayacağı açık olup anılan dava dilekçesinde davacı, mirasbırakanları ...'den kalan taşınmazları ölümünden sonra taksim ettiklerini bildirmiştir.

2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 398,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.