Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6120 E. 2024/5791 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu'na aykırı olarak devredildiği iddia edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescili ile ecrimisil istemi.

Gerekçe ve Sonuç: Davaya cevap veren kişinin tapu kayıt maliki olup olmadığının ve taraf teşkili hususunun araştırılmadan, 3083 ve 3202 sayılı kanunlar gereğince 4753 sayılı kanundan kaynaklanan davaların düşmesi gerektiği gözetilmeden hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 1977/3 E., 1980/631 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ile ecrimisil istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar dahili davalı ..., ... .... mirasçısı ... vekili ve dahili davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili; İzmir ili, ... ilçesi, ... köyünde kain 752 parsel sayılı taşınmazın 4753 sayılı Kanun uyarınca davalı ... adına tescil edildiğini, ancak davalının taşınmazı 1956 yılında haricen üçüncü kişiye devrettiğini, bu şekilde taşınmazın tescil şartının ortadan kalktığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini ve 5 yıllık ecrimisil bedeli olarak 1.940,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı, 18.06.1976 tarihli duruşmada; dava konusu taşınmazı dava dışı ... Güven’e sattığını, davaya diyeceğinin bulunmadığını bildirmiş, 15.06.1977 tarihinde ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Dava sulh hukuk mahkemesinde açılmış, Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesinin 1976/387 Esas sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek dosya davacının talebi ile asliye hukuk mahkemesine gönderilmiş, Torbalı Asliye Hukuk Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davalı ...’ın dava konusu taşınmazı 3. bir kişiye sattığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararı süresi içerisinde dahili davalı ... ile dahili davalı ... mirasçısı ... vekili ve dahili davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Nedenleri

Dahili davalılar temyiz dilekçelerinde özetle; taraf teşkili sağlanmadan karar verildiğini, geçerli bir satış işlemi bulunmadığını, iddianın kanıtlanamadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, 622 parsel yönünden hüküm tesis edilmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; 4753 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tapu iptali ve tescil ile ecrimisil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

11.06.1945 tarihinde yürürlüğe giren mülga 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’nun 57. maddesi.

3. Değerlendirme

Dosya içeriğinden; dava konusu İzmir ili, .... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 752 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında 06.08.1952 tarih, sıra no 4, cilt no 32 ve sayfa no 44 sayılı tapu kaydına binaen ... oğlu ... adına 17.12.1969 tarihinde tespit edildiği, tespitin 11.06.1970 tarihinde kesinleştiği, kadastro tespitine esas 06.08.1952 tarihli tapu kaydının ise getirtilmediği, dava konusu taşınmazın halen 752 parsel sayılı taşınmaz olarak ... oğlu ... adına 2.250 m2 yüz ölçümlü ve tarla vasıflı olarak kayıtlı olduğu, davacının, 4753 sayılı Kanun hükümleri uyarınca tahsis yoluyla taşınmazın davalı ... adına tescil edildiğini ancak davalının anılan Kanun hükümlerine aykırı olarak taşınmazı haricen 3. bir kişiye devrettiğini ileri sürerek eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, tapu iptali ve tescil istekli davalarda husumetin tapu kayıt malikine yöneltilmesi zorunlu olup davanın ilk olarak dava dilekçesinde ...’a yöneltildiği, davalının adresi olarak Şehitler Köyü’nün bildirildiği, davaya ... oğlu ...’ın cevap verdiği, 15.06.1977 tarihinde ölümü üzerine mirasçıları ...,...,...,..., ve ...’nin davaya dahil edildikleri, kararın dahili davalı ... ve ... ile ... mirasçısı ... tarafından temyiz edildiği, dosyaya 20.10.1976 tarihinde gönderilen tapu kaydına göre taşınmazın ... oğlu ... adına kayıtlı olduğu, 06.08.1952 tarihinde dava dışı Ziraat Bankası lehine ipotek tesis edildiği, davacının Torbalı geçici yetkili noter muavini tarafından taşınmazın 3. kişiye satıldığına ilişkin olarak 07.06.1956 tarihinde düzenlenen 1013 yevmiye nolu satış vaadi senedini dosyaya sunduğu, bu senette ...’ın baba adının ... olarak; davacı tarafından 27.02.1976 tarihinde düzenlenen inceleme formunda ise taşınmaz malikinin ... oğlu ... olarak gösterildiği, kadastro tespitine esas tapu kaydı ile 06.08.1952 tarihli ipotek işlemi ve 07.06.1956 tarihli satış vaadi senedinin ise getirtilmediği görülmüştür.

Diğer taraftan, 11.06.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu, toprağı olmayan veya olup da kifayetsiz bulunan kişilere bazı usul ve esaslar dairesinde toprak verilmesine dair düzenlemeler getirmiştir. Ayrıca, kendisine toprak tevzi edilen kişilerin de toprağın işletilmesi ile ilgili olarak uyması gerekli olan bazı kurallar öngörülmüş olup anılan Kanun'un 57.maddesinde "...Bu Kanun'la verilen arazi, sahibi tarafından işletilemeyerek terkedilir veya ortakçılıkla veya özürsüz olarak kira ile işletilirse Tarım Bakanlığının bu Kanun gereğince ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere, gayrimenkullerin geri verilmesini mahkemeden istemeye hakkı vardır..." şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Keza, 28.02.1957 tarihinde Bakanlar Kurulunun 8751 sayılı kararı ile mer'iyete konulmuş bulunan ve Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu'nun 63. maddesine dayanılarak hazırlanmış Çiftçiyi Topraklandırma Nizamnamesi'nin 57. maddesinde de "...Verilen toprak, Kanun'un 7, 56 ve 57. maddeleri mucibince özürsüz olarak işletilmez ve terk edilirse veya ortakçılıkla işletilirse veyahut kiraya verilirse, verilen toprak geri alınır ve tapu kayıtları Hazine adına değiştirilir..." denilmek suretiyle aynı hüküm tekrarlanmıştır.

Öte yandan, 4753/5618 sayılı Kanun sonradan iptal edilmişse de hak hangi kanun zamanında verilmişse o yasa hükümlerine tâbidir düşüncesiyle uygulamada anılan Yasa'dan kaynaklanan ve 57. madde hükmüne dayalı olarak sonradan açılan davalar bu Kanun hükümleri gözetilmek suretiyle çözüme kavuşturulmuştur.

Ne var ki, 22.11.1984 tarihli ve 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine dair Tarım Reformu Kanunu'nun geçici 3. maddesinde; "... uygulama alanları ve uygulama alanları dışında 1617 sayılı Toprak ve Tarım Reformu Ön Tedbirler Kanunu'nun 8. maddesiyle mülga 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu ve 4486 sayılı Teknik Ziraat ve Balıkçılık Okulları Hakkındaki Kanun'un hükümlerine göre tevzi edilen ve bilahare başkalarına devredilmiş bulunan gayrimenkullerin satışının iptaline ilişkin olarak açılmış davalar, her ne safhada olursa olsun düşer..." şeklinde düzenlemeye yer verilmiş, 09.05.1985 tarihinde kabul edilen, ancak 5286 sayılı Kanun ile bazı hükümleri iptal edilen 3202 sayılı Kanun’un geçici 9. maddesinde de aynı hüküm tekrar edilerek 4753 sayılı Kanun gereğince tevzi edilen taşınmazlarla ilgili olarak Hazine tarafından açılan geri alma ve iptal davalarının her ne safhada olursa olsun düşeceği öngörülmüştür.

Hal böyle olunca, öncelikle davaya cevap veren ... oğlu ...’ın dava konusu taşınmazın kayıt maliki olan ... oğlu ... olup olmadığının; bir başka ifade ile taraf teşkilinin usulüne uygun şekilde sağlanıp sağlanmadığının belirlenmesi, davaya cevap veren davalı ... oğlu ...’ın kayıt maliki olarak görünen ... oğlu ... olduğunun anlaşılması halinde yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan mevzuat hükümleri uyarınca bir karar verilmesi, anılan kişilerin aynı kişiler olmadıklarının belirlenmesi halinde ise ... oğlu ...’ın eldeki davadan haberdar edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Bir kısım dahili davalıların temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile hükmün, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek hâlinde temyiz eden dahili davalılara iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

21.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.