Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6264 E. 2023/7530 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazın Hazine'ye ait olduğu ve/veya mera vasfında olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, Hazine'nin özel mülkiyet iddiasında hak düşürücü süre geçip geçmediği ve taşınmazın mera vasfında olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Hazine'nin özel mülkiyet iddiasında hak düşürücü süre geçmiş olmasına rağmen, mera vasfına ilişkin iddiasında hak düşürücü süre geçmediği ve taşınmazın mera olup olmadığının tespiti için yeterli araştırma yapılmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/837 E., 2021/1548 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kağızman Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/277 E., 2019/345 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu 117 ada 25 parsel sayılı taşınmazın davalı şahıslar adına tespit ve tescil edildiğini, yapılan tespitin hatalı olduğunu, taşınmazın Hazine adına kayıtlı 09.11.1939 tarih, 27 sıra numaralı tapu kaydının kapsamında kaldığını, öte yandan taşınmazın sınırında mera parseli bulunmakla Mahkemece yapılacak inceleme sonunda taşınmazın mera olduğunun anlaşılması halinde taşınmaz zilyetlikle iktisap edilemeyeceğinden mera olarak siciline yazılması gerekeceğini ileri sürerek taşımazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini veya mera olarak sınırlandırılarak özel siciline yazılmasına karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili tarafından davaya cevap verilmemiş; davalılar vekili duruşmalardaki beyanında, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı Hazinenin dayandığı tapu kaydının taşınmazı kapsamadığı, ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan alınan rapora göre taşınmaz çayır vasfında olup uzun yıllardır davalı tarafça kullanıldığı, tüm yönlerinde aynı vasıfta taşınmazlar bulunduğu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden alınan rapora göre ise, incelenen 1958 tarihli hava fotoğraflarından taşınmazın imar-ihyasının bu tarihte başladığı, taşınmazın mera vasfında olmayıp özel mülkiyete konu yerlerden olduğu ve taşınmazda davalı taraf lehine zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde Toprak Tevzi Komisyonunca çalışma yapılmış olmasına rağmen Mahkemece bu hususta araştırma ve inceleme yapılmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının bilimsel verilere dayanmadığını, yapılan mera araştırmasının da yöntemince olmadığını, taşınmazın eğiminin yüksek olduğunu, bunun dahi taşınmazın özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olduğunu gösterdiğini ileri sürerek re’sen dikkate alınacak sebepler de göz önünde bulundurulup istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın belgesizden davalı şahıslar adına tespit ve tescil edildiği, davacı Hazinenin tapu kaydına dayanarak dava konusu taşınmazla ilgili özel mülk iddiasında bulunduğu, aynı zamanda da taşınmazın mera olduğunu ileri sürerek kamu malı iddiasında bulunduğu, Hazinenin tapu kaydına dayalı özel mülk iddiasının 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye tabi olduğu, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 15.01.2007 tarihinden eldeki davanın açıldığı 24.08.2017 tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinin anlaşıldığı, davacı Hazinenin dava konusu taşınmazın mera olduğuna ilişkin iddiasının ise hak düşürücü süreye tabi olmadığı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre dava konusu taşınmazın tarla vasfında olduğu, çevresinde bulunan taşımazların da aynı vasıfta olduğunun anlaşıldığı, bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14, 16/B, 17 ve 18 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1. Kadastro çalışmaları sonucunda Kars ili, Kağızman ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 117 ada 25 parsel sayılı 17.604,93 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz irsen intikal, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit paylarla ... ve ... adına tarla vasfıyla tespit ve 15.01.2007 tarihinde tescil edilmiştir.

2. Davacı Hazine vekili tapu kaydına dayanarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuş ise de, Hazine tarafından özel mülk iddiasıyla açılan davaların 3402 sayılı Kanunu’nun 12/3 üncü maddesi uyarınca hak düşürücü süreye tabi olduğu, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 15.01.2007 tarihinden davanın açıldığı 24.08.2017 tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmakla davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Davacı Hazine vekilinin taşınmazın mera vasfında olduğuna dair iddiasına yönelik temyiz itirazına gelince; Mahkemece, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu yerlerden olduğu ve taşınmazda davalılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dairemizin 21.09.2023 tarihli geri çevirme kararıyla dosya arasına aldırılan belgelerden, dava konusu taşınmazın güney sınırında ... köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 1 nolu mera parseli bulunduğu halde yöntemince mera araştırması yapılmamış, bu kapsamda ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmazın niteliğinin ne olduğu, komşu parsellerden ne şekilde ayrıldığı, güney komşusu olan mera parseli ile aralarında doğal ya da yapay ayırıcı unsurlar bulunup bulunmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış, komşu köylerde ikamet eden yerel bilirkişiler marifetiyle taşınmazın kadim mera vasfında olup olmadığı, meradan elde edilip edilmediği hususunda maddi olaylara dayalı bilgi alınmamış, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava fotoğraflarının incelenmesi suretiyle dava konusu taşınmaz ile komşu mera parselinin nitelikleri ve fotoğraflardaki görüntüleri itibariyle bütünlük arz edip etmediği hususunda rapor düzenlettirilmemiştir.

Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, taşınmazın bulunduğu köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişi katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır.

Yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın kime ait olduğu, öncesinde kim tarafından kullanıldığı, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak gibi yerlerden olup olmadığı, meradan sökülerek elde edilip edilmediği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiye keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmaz ile komşu mera parselinin konumunu yan kesit krokisi ile gösteren rapor ve harita düzenlettirilmeli; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmazın önceki ve mevcut niteliğini, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini ve komşu parseller ile nasıl ayrıldığını açıklayıp, tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden ve özellikle komşu mera parseli ile müşterek sınırının bulunduğu bölümden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye dosya arasında bulunan stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak taşınmazın hava fotoğrafları üzerinde gösterilmesi istenilmeli, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten ve komşu mera parseli ile taşınmazın sınırlarını gösteren ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; yapılan uygulama sonunda taşınmazın mera vasfında olup olmadığı, meradan sökülerek kazanılıp kazanılmadığı belirlenmeli, öncesi mera olan taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi nereye ulaşırsa ulaşsın hukuken değer taşımayacağı göz önünde bulundurularak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir. Yukarıda değinilen hususlar göz ardı edilerek hüküm kurulması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davacı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.