"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/796 E., 2023/1596 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul, Kısmen Ret
Taraflar arasında görülen tescil (tapu iptali ve tescil) davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davacı vekili ve davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Şanlıurfa ili, Viranşehir ilçesi, ... Köyünde bulunan, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan dava konusu 74.417,17 metrekare taşınmaz bölümünü yaklaşık 25 senedir aralıksız, nizasız, malik sıfatıyla kullandığını, imar ve ihya ederek tarıma elverişli hale getirdiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, davanın reddini savunmuşlar; davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Mahkemece; davacı lehine Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri uyarınca zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 21.05.2018 tarihli ve 2018/1619 Esas, 2018/3360 Karar sayılı kararı ile; yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın karar için yeterli bulunmadığı, dava konusu taşınmaz bölümüne komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının mahallinde uygulanmadığı, taşınmaz bölümünün niteliğinin belirlenmesi amacıyla 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan bilimsel verilere dayalı gerekçeli rapor alınmadığı, dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde uzman jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi eliyle inceleme yaptırılması gerekirken 1984 tarihli tek hava fotoğrafı üzerinde, taşınmazın kullanım durumu, sınırları ve niteliğine ilişkin herhangi bir bilgi içermeyen, yalnızca taşınmazın yerinin işaretlenmesi ile yetinilmiş yetersiz bilirkişi raporuna itibar edildiğinden bahsedilerek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişi katılımı ile yeniden keşif yapılması, yerel bilirkişi ve tanıkların dinlenmesi, bilirkişilerden rapor alınması, bundan sonra, dava konusu taşınmazın bulunduğu çalışma alanında yapılan toplulaştırma çalışmaları kapsamında dava konusu taşınmaz bölümünün karar tarihinden sonra 31.12.2013 gününde ihdasen Hazine adına tescil edildiği, bilahare 18.09.2017 tarihinde mera olarak sınırlandırıldığının da gözetilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemenin 06.10.2023 tarihli ve 2018/796 Esas, 2023/1596 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, dava konusu taşınmazın davacı tarafından imar ve ihyasının tamamlandığı, davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle Hazine adına kayıtlı, bilirkişi raporlarında A2 harfi ile gösterilen 26258,40 m², C harfi ile gösterilen 2029,66 m² ve D harfi ile gösterilen 3477,66 m² yüzölçümlü alanın tapusunun iptaline, ilgili kısmın bulunduğu parselden ifraz edilerek davacı adına tesciline; dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle davalı Maliye Hazinesi adına kayıtlı olduğu, davalılar Viranşehir Belediye Başkanlığı ve Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığının taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle anılan davalılar yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine; davalı ... Tüzel Kişiliğinin 6360 sayılı Yasa gereği tüzel kişiliği sona erdiğinden köy yönünden de davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu 74.417,17 m² miktar üzerinden dava açıldığını, ancak sadece 31.765,72 m²'lik kısmın davacı adına tesciline karar verildiğini, bilirkişi raporuna itiraz edildiğini ve bostan ekiminin yapıldığından bahsedildiğini, bu hususun değerlendirilmediğini, yargılama sürecindeki yasal değişlikler nedeniyle Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi ile Viranşehir Belediyesinin davaya dahil edildiğini, bu davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; kararın davanın kısmen kabulüne ilişkin kısmının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Hazine'nin tescil talebi konusunda bir karar verilmediğini bildirerek mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan, bilahare davalı Hazine adına ihdasen tescil edilen taşınmaza ilişkin tescil (tapu iptali ve tescil) istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi,
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; Şanlıurfa ili, Viranşehir ilçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan dava konusu taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılmıştır. Dava tarihinden sonra 30.12.2013 tarihinde 499 parsel numaralı, 108.640,27 metrekare yüzölçümlü ve hali arazi vasıflı taşınmazın davalı Hazine adına ihdasen tescil edildiği, bilahare toplulaştırma işlemleri yapıldığı, yapılan keşif neticesinde alınan bilirkişi raporlarına göre dava konusu yerin 244 ada 5, 248 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların sınırları içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır.
2. Somut olaya gelince; Mahkemece, davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle bilirkişi raporlarında A2 harfi ile gösterilen 26258,40 m², C harfi ile gösterilen 2029,66 m² ve D harfi ile gösterilen 3477,66 m² yüzölçümlü alan yönünden yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; jeodezi ve fotogrametri uzmanı tarafından hazırlanan bilirkişi rapor ve ek raporunda dava konusu yerin kadastro ve imar ihya durumuna göre A1, A2, B, C ve D harfleri ile gösterilerek beş parçaya ifraz edildiği, 1984, 1992 ve 2002 yıllarına ait hava fotoğraflarının değerlendirilmesi sonucu, A1 ile gösterilen yerin toprak yapısının çevredeki ekili-sürülü araziler ile benzerlik göstermediği, taşlık-kullanılmayan yerlerden ayırt edilemediği, imar ihya edilmediği, A2, B, C ve D ile gösterilen yerlerin ise toprak yapısının çevredeki ekili-sürülü araziler ile benzerlik gösterdiği, taşlık-kullanılmayan yerlerden ayırt edilebildiği, imar ihya edildiğine dair tespitlere yer verildiği, ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu raporunda ise A harfli taşınmazın (dava konusu yapılan yerin tamamı) çevre parsellerden ve işlenmemiş alanlardan ayrı, sınırlarının belirgin olduğu, mera niteliğinde olmadığı, 36 yılı aşkın süredir imar ihyasının tamamlanmış olduğu ve tarım arazisi olarak kullanıldığı kanaatine varıldığı bildirilmiş olup bilirkişi raporları arasında çelişkiler bulunduğu halde bu çelişkilerin giderilmediği görülmektedir. Diğer taraftan, Mahkemece A2, C, ve D harfi ile gösterilen alanın tapusunun iptaline, ilgili kısmın bulunduğu parselden ifraz edilerek davacı adına tesciline dair hüküm kurulmuş, hükümde dava konusu taşınmazların davalı Maliye Hazinesi adına kayıtlı olduğuna yer verilmiş ise de dosyadaki kayıt ve belgelerden 244 ada 5 parselin mera parseli olduğu anlaşılmakla birlikte dava konu yerin C ve D harfleri ile belirtilen kısımları 248 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmaz sınırları içerisinde kaldığı halde anılan taşınmazların güncel tapu kayıtları getirtilmemiş, taşınmaz malikleri araştırılmamıştır. Uyap sisteminden alınan kayıt ve belgelere göre 248 ada 2 parsel sayılı taşınmazın mera vasıflı kamu orta malı olduğu, ancak D harfi ile gösterilen kısmın yer aldığı 248 ada 1 parselin tarla vasıflı olarak dava dışı şahıslar adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
3. Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, toplulaştırma çalışması sonucu oluşan 244 ada 5; 248 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlara ait tedavüllü tapu kayıtları (ilk oluşumundan itibaren tüm tedavülleri takip edilebilecek şekilde okunaklı tapu kütük sayfaları ile birlikte) getirtilerek dosya arasına konulmalı, güncel tapu kayıtlarına göre taşınmaz malikleri ile taşınmazların dava dışı şahıslar adına kayıtlı olup olmadığı araştırılmalı, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, fen bilirkişisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
4. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu, kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak gibi özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olup olmadığı, ilk olarak kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından hangi tarihten beri ve hangi tasarruflarla zilyet olunduğu, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmişse buna ilişkin çalışmaların hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında çelişki doğduğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkiler giderilmeye çalışılmalı; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli krokili rapor alınmalı, dava konusu taşınmazın çevresinde bulunan komşu taşınmazların kadastro tutanakları ve varsa dayanak kayıtlarının çekişmeli taşınmaz yönünü ne okuduğu belirlenmeli, krokisinde işaret ettirilmesi sağlanmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan dava konusu taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, eğimini, zirai durumunu, bitki örtüsünü, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, eğim, toprak yapısı ve bitki deseni yönlerinden komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir, taşınmazın komşu parsellerden doğal yahut yapay ayırıcı sınırlarla ayrılıp ayrılmadığını, nasıl ayrıldığını, tasarruf sınırlarının belirgin olup olmadığını, mera, yaylak gibi özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olup olmadığını belirten, çekilecek fotoğraflarla desteklenmiş, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılmak ve temin edilebilen uydu fotoğrafları da değerlendirilmek suretiyle dava konusu taşınmazın sınırını ve niteliğini, taşınmaz bölümlerinin imar-ihyaya konu olup olmadığını, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını, tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ve üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor hazırlanması ve dava konusu taşınmazın konumunu hava ve uydu fotoğrafları üzerinde göstermesi istenmelidir.
Bundan sonra, yapılan toplulaştırma işlemleri gözetilmek suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilip ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin ve Hazine temsilcisinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz eden davacıya iadesine,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.