Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6330 E. 2024/3285 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu mera parseline dahil edilen taşınmazların davacı adına tapuda tesciline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından dava konusu edilen tüm parseller hakkında gerekli araştırma ve incelemenin yapılmayıp, sadece bir parsel yönünden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmış olması usul ve yasaya aykırı görülerek ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/861 E., 2023/1166 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gürün Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/42 E., 2023/5 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I .DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Gürün ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları soncu davacının zilyet olduğu yaklaşık 8 dönüm, 12 dönüm ve 38 dönüm miktarında 3 adet tarlası bulunmasına rağmen hatalı olarak davacıya ait olan bu taşınmazlardan 8 dönümlük taşınmaz kadastro çalışmalarında 183 ada 91 mera parseline, 12 ve 38 dönümlük taşınmazlar 186 ada 2 ve 80 parsel sayılı mera parseline yazılmış olduğunu ileri sürerek dava konusu olan 183 ada 91 parselin 8 dönümünün, 186 ada 80 parselin 12 ve 28 dönümünün, 186 ada 2 parselin 10 dönümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde; dava konusu ... Köyü 183 ada 91 parsel ve 186 ada 80 parsel sayılı taşınmazların kadimden beridir mera olarak kullanılmakta olduğunu, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap edilemeyeceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; 186 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tamamına davalının zilyet olduğunu ve tescilin doğru olduğunu, davacı tarafın taşınmazın 10 dönümlük kısmına zilyet olduğu iddiasının asılsız olduğunu, çekişmeli taşınmaz hakkında ... tarafından açılıp ret olunan bir dava olduğunu ve bu davanın henüz kesinleşmemiş olması nedeni ile derdest olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu yerlerin sınırlarının tamamıyla hava fotoğraflarının çekildiği 1957 yılında oluşmadığı, 1954 tarihli toprak tevzi haritasında mera parseli içerisinde kaldığı, 1957 yılı itibariyle kısmen kullanılarak mülkiyetinin edinilmeye çalışıldığı, ancak mera parseli olan yerlerin zilyetlik ile kazanılamayacağı, davacının mera parselini zamanla kullanarak mülkiyetini kazanmaya çalıştığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar teknik bilirkişisinin raporunda dava konusu yerlerin 1957 toprak tevzi haritasındaki mera parseli içinde kaldığı belirtilmişse de; dava konusu taşınmazın evveliyatının mirasbırakan ...'a ait olduğu ve davacıya babasından kaldığını, ...'ın 1994 yılında 106 yaşında vefat ettiğini, öldüğü tarihe kadar kendisi kullandığını ve öldükten sonra da taksim sonucunda davacıya düştüğünü, davacının kullanmaya devam ettiğini, davacının ise 89 yaşında olduğunu, dava konusu yerin Toprak Tevzide mera olarak tespit edildiğini kabul etmemekle birlikte, böyle bir kayıt olduğu ve dava konusu yerin mera parseli içinde kaldığı varsayılsa bile, 1957 tarihli toprak tevzi tarihine kadar 20 yılın üzerinde malik sıfatıyla zilyetliğin söz konusu olduğunu, toprak tevziden önce 20 yılın üzerinde malik sıfatıyla zilyetliğin olması durumunda taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı yoluyla kazanılmasının mümkün olduğunu, dava konusu taşınmazı toprak tevzi çalışmalarına kadar mirasbırakan, toprak tevziden sonra da davacının kullandığının mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarıyla sabit olduğunu, buna göre toprak tevziye kadar kazandırıcı zamanaşımı şartlarının oluştuğunu, 1957-1985 ve 1999 tarihli hava fotoğraflarında dava konusu 186 ada 2 parselin A harfi ve B harfi ile gösterilen yerlerin sınırlarının oluştuğu, tarım arazisine benzediği ve imar ve ihyanın yapıldığını belirtmesine rağmen mahkeme, jeodezi bilirkişisi raporunun aksine bir yorumla bilirkişinin raporunda kullanılmayan arazilere benzediğini belirttiği şeklinde hatalı bir gerekçe yazarak davanın reddine karar verdiğini, ayrıca davalı Hazine ile davalı ... lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin de yerinde olmadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın dayandığı delillere, yasaya uygun gerektirici nedenlere göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalılar hakkındaki ret nedenlerinin farklı olması nedeniyle iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile ret kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 16 ,17, 18 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ıncı ve 713/1 inci maddesi.

3. Değerlendirme

Sivas ili, Gürün ilçesi, Eskimahal köyü 186 ada 78 parsel sayılı taşınmaz 1954 yılında yapılan toprak tevzi çalışmalarında taşlık-mera diye adlandırılan kısımda kaldığı belirtilerek mera olarak sınırlandırıldığı; daha sonra 2012 yılında yapılan ifraz sonucu mera parselinin 186 ada 80 parsel sayılı 1.744.638,71 m2 yüz ölçümlü olarak tapuya tescil edildiği, 2015 yılında tekrar ifraz görerek mera parselinin 186 ada 82 parsel numarasını aldığı ve 1.719.291,28 m2 yüz ölçümlü olarak tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, fen bilirkişi raporunda A ve B harfi ile gösterilen kısımların;1957 tarihli hava fotoğraflarında kısmı kullanım olduğu ve sınırlarının belirgin olmadığı, 3 kişilik ziraat bilirkişi kurul raporunda kısa süreli bir kullanımdan sonra kullanımın olmadığı, taşınmaz yüzeyinde geven, yalangı, sütleğen gibi mera bitkilerinin oluştuğu, gerek toprak yapısı gerek bitki örtüsü olarak dava konusu mera parseli ile benzerlik gösterdiği ve bütünlük arz ettiğinin belirtilmesine, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından 186 ada 82 parsel sayılı taşınmazda A ve B harfi ile gösterilen kısımlara yönelik temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Ancak davacı taraf dava dilekçesinde 186 ada 2 parsel ile 183 ada 91 parsel sayılı taşınmazı da dava konusu etmesine rağmen sadece dava konusu edilen 186 ada 82 parsel sayılı taşınmaz yönünden keşif yapılmış ve ve sadece bu taşınmaz yönünden bilirkişi raporları alınmış ve tanıklar da bu parsele yönelik dinlenmiştir. Her ne kadar fen bilirkişi raporunda davacı tarafın dava konusu ettiği yerlerin 186 ada 82 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı belirtilmiş ise de keşif zaptına göre davacı tarafın dava dilekçesin-deki talebini bu yönde daraltmadığı ve bilirkişi raporuna bu yönde itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince 186 ada 2 parsel ile 183 ada 91 parsel sayılı taşınmazlar hakkında gerekli araştırma ve inceleme yapılarak iddia ve savunma doğrultusunda deliller toplanıp olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görülmüştür.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1-Davacı vekilinin çekişmeli 186 ada 82 parsel sayılı taşınmazda A ve B harfi ile gösterilen kısımlara yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

2- Davacı vekilinin 186 ada 2 parsel ve 183 ada 91 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının anılan taşınmazlar yönünden BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.05.2024 tarihinde onama kararı yönünden kesin olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Dava, tapu iptali ve tescil davasıdır. İlk Derece Mahkemesince (İDM) davanın reddine karar verilmiş, kararın istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince (BAM) de istinaf talebinin esastan reddi yönünde hüküm kurulmuştur. Dairemizin Sayın Çoğunluğunca ise dava konusu edilen ve teknik bilirkişi raporlarında A ve B harfleri ileri gösterilen kısımlar yönünden kararın onanmasına, 186 ada 2 ve 183 ada 91 parsel yönünden ise gerekli araştırma yapılmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma kararı yönünden Sayın Çoğunlukla aramızda bir ihtilaf bulunmamakta, bu yönden karara iştirak edilmektedir. Onama kararı yönünden ise İDM'nin eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurduğu değerlendirilmektedir.

Davacı taraf dava konusu A ve B bölümlerini çok uzun yıllardan beridir imar ve ihya ederek tarımsal faaliyette kullandığını iddia etmektedir. İDM'ce söz konusu yerlerin 1957 tarihli hava fotoğrafında sınırlarının kısmen oluşmadığı sonraki tarihli 1985 ve 1999 tarihli hava fotoğraflarında söz konusu yerlerin tarımsal faaliyette kullanıldığı belirtilmiş olsa da dava konusu yerin evveliyatının mera olduğunun anlaşılması karşısında davanın reddine karar verilmiştir.

Dava konusu taşınmazın tespiti 2008 yılında yapılmış olup, söz konusu yerin zilyetlikle kazanılabilmesi için taşınmazın, zilyetlikle elde edilebilecek taşınmaz niteliğini taşıması ve anılan tarihten geriye doğru en az 20 yıl boyunca taşınmazda zilyet olunması gerekmektedir. Jeodezi ve fotogrametri bilirkişisi raporunda dava konusu yerde 1985 ve 1999 yılına ait hava fotoğrafları nazara alındığında 1985 ten 2008 yılına kadar 20 yıldan fazla zilyetlik süresinin tamamlandığı, ziraat bilirkişisi raporuyla da dava konusu yerlerde tarımsal faaliyetin yapıldığı anlaşılmaktadır.

Bu itibarla, davadan zilyetlik süresinin oluşup oluşmadığından ziyade söz konusu taşınmazın kadim mera olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Ne var ki, bu konuda mahkemenin yaptığı araştırmanın yeterli olmadığı, mahalli bilirkişilere dava konusu yerin evveliyatının mera olup olmadığının sorulmadığı anlaşılmaktadır. İDM'ce taşınmazın sadece 1954 tarihli toprak tevzi haritasında mera parseli içinde kaldığı belirlemesine dayanılarak dava konusu yerin mera olduğuna hükmedildiği, bu tarihten önce taşınmazda tarımsal bir faaliyet olup olmadığının araştırılmadığı anlaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle dava konusu yerlerin kadim mera özelliği taşıyıp taşımadığının usulüne uygun olarak araştırılmasını teminen A ve B harfleri ile gösterilen taşınmazlar yönünden de bozma kararı verilmesi gerekirken Sayın Çoğunluğun aksi yöndeki onama kararına iştirak edilememiştir.