"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/506 E., 2023/955 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çarşamba 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/553 E., 2022/108 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve miras payı oranında tescil, olmazsa tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve terditli taleplerin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; babaları mirasbırakan ...'ın uzun süredir malik sıfatıyla zilyetliğindeki ... ili, Salıpazarı ilçesi, Güzelvatan mahallesinde kain 148 ada 16 parsel sayılı taşınmazın 04.07.2008 tarihindeki kadastro çalışmaları sırasında zilyet olmayan davalı adına tespit edildiğini, tespitten haberi olmadığını, mirasbırakanın tespitten sonra 27.06.2013 tarihinde öldüğünü ileri sürerek taşınmazın davalı adına tapu kaydının iptali ve 1/2 oranında adına tescilini, olmazsa tenkisini; cevaba cevap dilekçesinde ise taşınmazın davalı adına tapu kaydının iptali ve miras payı oranında adına tescilini, olmazsa tenkisini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, babalarından kalan taşınmazların kadastro çalışmalarının 2 yıl sürdüğünü, aynı tarihte mirasbırakanın zilyetliğindeki 130 ada 2 parsel ve 131 ada 2 parsel sayılı taşınmazlarının da davacı ve kardeşleri ... adına 1/2'şer payla tespit ve tescilinin yapıldığını, diğer kardeşlere verilen yerlerin nedense dava konusu yapılmadığını, davacının dava konusu yerin davalı adına yapıldığından ve tüm tespitlerden haberi olduğunu, taşınmazdaki fındıkları davalının dikip baktığını, davacının hiç bir zaman taşınmazın zilyedi olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.04.2022 tarihli ve 2020/553 Esas, 2022/108 Karar sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazın kadastro tutanaklarının 04.07.2008 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 11.11.2020 tarihinde açıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki on yıllık hak düşürücü süreden sonra açılan kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasının reddine, terditli tenkis talebi yönünden ise kazandırmanın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 565 inci maddesinde sayılan kazandırmalardan olmadığı, kadastro tutanaklarının ilânının bittiği 03.07.2008 tarihinden itibaren dava tarihine kadar 6098 sayılı Kanun'un 571 inci maddesi uyarınca tenkis davası için öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin de dolduğu, davacının aksini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza mirasbırakan babaları zilyet olduğu hâlde zilyet olmayan davalı adına tespit ve tescil edildiğini, mirasbırakanın tespit tarihinden sonra ölmesi sebebiyle tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin uygulanmayacağını, tenkis davasında ise öngörülen hak düşürücü sürenin başlaması için tasarrufun yapıldığını bilmek değil aynı zamanda saklı payın tecavüze uğradığını da öğrenmek gerektiğini, dava konusu yerde hakkının olduğu hususunu davalıya noter vasıtasıyla 19.10.2020 tarihinde ihtar ettiğini, ancak davalının hakkını reddettiğini, ayrıca taşınmazın keşfen belirlenen değeri 123.340,44 Türk lirasından miras payı olan 231/5236 oranında değer üzerinden harç alınması gerekirken İlk Derece Mahkemesinin ara kararıyla toplam değer üzerinden tamamlama harcı yatırmak zorunda kaldığını, usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesinin 19.04.2022 tarihli ve 2020/553 Esas, 2022/108 Karar sayılı kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 13.09.2023 tarihli ve 2023/506 Esas, 2023/955 Karar sayılı kararıyla; terekeye dahil taşınmaz için bir mirasçının tek başına üçüncü kişiye karşı dava açamayacağı için tapu iptali ve tescil talebinin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği, asli talebin esastan reddine karar verilmedikçe fer'i talep incelenemeyeceği için terditli tenkis talebinin değerlendirilmemesi gerektiği, asıl davanın usulden reddi gerektiği hâlde esastan reddedildiği belirtilerek, yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün birinci fıkrasındaki "Davanın reddine" ifadesinin çıkartılarak "Davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine" ifadesinin yazılmasına ve tapu iptali ve tescil davasının 3402 sayılı Kanun'un 12/3 ncü maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı, tenkis davasının hak düşürücü süre içinde açılmadığı, tapu iptali ve tescil davasının usulden reddine karar verilmesine göre fer'i talebin dinlenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindeki benzer sebepleri ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve miras payı oranında tescil, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 üncü ve 371 inci maddeleri.
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu ... ili, Salıpazarı ilçesi, Güzelvatan Mahallesinde kain 148 ada 16 parsel sayılı taşınmazın 11.03.2008 tarihinde senetsizden 3.865,26 m2 yüz ölçümlü fındık bahçesi vasfıyla tarafların mirasbırakan babalarının 2000 yılında mirasçıları arasında yaptığı taksim sebebine dayanılarak hazır bulunmayan davalı adına tespit edildiği, tespitin 04.07.2008 tarihinde kesinleştiği, kadastro tutanağının edinme sebebi kısmında mirasbırakanın davacı ve diğer kızı ...'a da 130 ada 2 parsel ve 131 ada 2 parsel sayılı taşınmazları 1/2'şer paylı olarak taksim ettiğinin yazdığı, tarafların mirasbırakan babalarının 27.06.2013 tarihinde öldüğü, eldeki davanın 11.11.2020 tarihinde açıldığı anlaşılmakla, dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarının kesinleştiği 04.07.2008 tarihi ile davanın açıldığı 11.11.2020 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun′un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirlenen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. Hak düşürücü süre dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.