Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6403 E. 2024/5168 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmaz üzerinde davacının kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyet iddiasının kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmaz üzerinde kadastro tespitinden önce en az 20 yıl boyunca zilyetliğinin bulunduğu ve taşınmazın 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kalmadığı gözetilerek, mahkemenin tapu kaydının iptali ve davacı adına tesciline ilişkin kararının, hüküm fıkrasının HMK 297. maddeye uygun olarak düzenlenmesi gerektiği hususu düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/551 E., 2022/365 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 18.06.2019 tarihli 2016/8710 Esas 2018/4589 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 157 ada 657 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesinde sit alanında bulunduğu belirtilerek tarla vasfı ile Hazine adına tescil edildiğini, oysa taşınmaza kendisinin zilyet olduğunu ileri sürerek kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu kaydının iptali ile adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Kütahya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.02.2016 tarih ve 2014/301 Esas, 2016/70 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay ( Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 18.06.2019 tarihli 2016/8710 Esas 2018/4589 Karar sayılı kararı ile: “ Mahkemece, dava konusu taşınmazı kapsadığı iddia edilen arkeolojik ve doğal sit alanı krokisi ile ilgili belgeler getirtilmiş ise de alınan arkeolojik raporda bu krokinin uygulanması suretiyle taşınmazı kapsayıp kapsamadığının belirtilmediği, bu sebeple mahallinde yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ile ziraat mühendisi bilirkişisi, fen bilirkişisi ve arkeolog bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılması, keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim tarafından hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, fen bilirkişisi ve arkeolog bilirkişi aracılığıyla, bölgeye ait sit haritası ile kadastro paftasının ölçekleri eşitlenip çakıştırılmak suretiyle sit haritasının yöntemince uygulanması, taşınmazın arkeolojik sit alanı içinde kalıp kalmadığının kesin olarak belirlenmesi, kalıyor ise derecesinin ve taşınmaz üzerinde 1. grup olarak tescil edilmiş kültür ve tabiat varlıkları bulunup bulunmadığının incelenmesi; ziraatçı bilirkişiden çekişmeli taşınmazın tarımsal niteliğini bildiren, taşınmazın ne kadar zamandır tarım arazisi olarak kullanıldığını açıklayan, çekişmeli taşınmazın değişik yönlerden çekilecek fotoğrafları ile desteklenmiş, denetime elverişli rapor ve kroki aldırılması ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusu taşınmazın 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kalmadığı, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin kadastro tespitinden önce en az 20 yıl boyunca sürdürmüş olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne; çekişmeli taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, taşınmazın 1.752,79 m2'sinin 3.derece sit alanında kaldığının tapunun şerhler hanesine işlenmesine karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

E. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yapılan araştırmanın eksik ve yetersiz olduğunu, bozma gereklerinin yerine getirilmediğini, davacı lehine zilyetlik koşullarının gerçekleşmediğini, çekişmeli taşınmazın zilyetlikle mülkiyetinin kazanılamayacak yerlerden olduğunu, davacı lehine ekonomik amaca uygun 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığını belirterek ve re'sen görülecek eksiklikler nedeniyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi, 2863 sayılı Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 11. maddesi (Değişik ikinci cümle: 22/5/2007-5663/1 md.)

3. Değerlendirme

Kütahya ili, Merkez ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmalarında 157 ada 657 parsel sayılı 2.667,42 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz, 1. derece arkeolojik sit alanı olduğu belirtilerek Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı Hazine vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.

Mahkemece, HMK'nın 297. maddesine uygun olarak ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde hükme esas alınan fen bilirkişi raporuna atıf yapılmak suretiyle tescile karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

Ne var ki anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerekir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile, Mahkeme hükmünün 1. fıkrasının tümden hükümden çıkartılmasına, yerine 1. fıkra olarak; "Davanın KABULÜNE, Kütahya ili Merkez ilçesi ... köyü 157 ada 657 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı 19553451924 TC kimlik numaralı ... adına tapuya tesciline, çekişmeli taşınmazın 11.08.2021 havale tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 1.752,79 m2' lik kısmının III. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığının tapunun beyanlar hanesine şerh edilmesine," cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.