"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/73 E., 2023/16 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil ve ecrimisil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; mirasbırakan babası...’ın 2006 yılından önce çok sayıda taşınmazı bulunduğunu, ancak 2006 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ve sonrasında farklı işlemler ile tüm taşınmazlarını çocukları olan davalılara devrettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, davalıların bir kısım taşınmazları üçüncü kişilere devrettiklerini ancak kendilerinin kullandıklarını ileri sürerek 109 ada 17, 42 ve 58, 117 ada 7, 119 ada 54 ve 47, 107 ada 19, 20 ve 21, 127 ada 3, 4 ve 15, 129 ada 15, 16, 17 ve 86, 102 ada 3, 4, 12 ve 9, 109 ada 34, 117 ada 6, 108 ada 33, 132 ada 31, 126 ada 105 ve 95, 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescile, payı oranında tespit edilecek ecrimisil bedelinin de davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Bir kısım davalılar; hak sahibi olduklarından taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında adlarına tespit ve tescil edildiğini, davacının iddialarının doğru olmadığını belirtmişler, aşamada, babalarının taşınmazlarını paylaştırdığını ve bir kısım taşınmazların bu nedenle adlarına tescil edildiğini, kadastro çalışmaları sırasında davacının kimliğini vermek istememesi ve "mala mülke ihtiyacımız yok" demesi üzerine davacı adına tescil yapılamadığını, yine bir kısım taşınmazları ise bedeli karşılığında satın aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlar, diğer davalılar savunma getirmemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Mahkemece; temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davalılardan ...’a devredilen 119 ada 54 parsel sayılı taşınmaz bakımından davanın kabulüne, 01.04.1974 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu diğer taşınmazlar bakımından davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 30.09.2019 tarihli ve 2016/11994 Esas, 2019/4897 Karar sayılı kararı ile; kısa kararla çelişkili olarak gerekçeli karar yazılmasının doğru olmadığı gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemenin 10.01.2023 tarihli ve 2020/73 Esas, 2023/16 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulü ile muris tarafından yapılan temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davalılardan ...’a devredilen 119 ada 54 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne; dava konusu 108 ada 33 ve 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazların muris ile bir ilgisinin bulunmadığı, dava konusu diğer taşınmazlarda ise 1.04.1974 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı gerekçesiyle bahsedilen çekişme konusu taşınmazlar bakımından davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın hukuka, tanık beyanlarının gerçeğe aykırı olduğunu, davalı tanıklarının da dava konusu taşınmazların muristen kaldığını doğruladıklarını, dava konusu taşınmazların murise ait olduğunu, ölmeden önce davacı haricinde diğer çocukları yani davalılar arasında muvazaalı olarak paylaştırdığını, muvazaalı anlaşmaları doğrultusunda taşınmazların farklı farklı davalılar adına tescil edildiğini, davacının bu işlemlerden haberinin olmadığını, miras payından yararlanamadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, taşınmazların kadastro tarihine kadar murisin kullanımında olduğunu, toplanan deliler ve tanık beyanlarının hiçbirinde hibe ve satış yolu ile devir yapıldığına ilişkin somut delil bulunmadığını, verilen kararın yerinde olmadığını, taleplerin açıklanması için süre verildiğinde sunulan beyan dilekçesinde ''dava konusu taşınmazların mümkünse tapusunun iptal edilerek tesciline, mümkün olmaması halinde ise davacının saklı payı oranında tenkis hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi''nin talep edildiğini, bu talebin 28.01.2015 tarihli beyan dilekçesi ile ve 11.03.2015 tarihli celsede de bildirildiğini, davalı tarafın ise bu hususta herhangi bir itirazı olmadığını, tenkis talebinin de bulunduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile ecrimisil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1940 doğumlu muris...'ın 15.11.2012 tarihinde ölümü ile geride mirasçıları olarak davacı kızı ... ile davalı çocukları ...,...,..., ve...'nin kaldıkları, kadastro çalışmaları sonucu, dava konusu 109 ada 17 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının..., 1/4 payının ... ile 1/4 payının ... adlarına, 102 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 1/2'şer paylarla ... ve ... adlarına, 102 ada 12 parsel sayılı taşınmazın 1/2'şer paylarla ... ve ... adlarına tescil edildiği, ...'nin 12 parseldeki 1/2 payını ...'ye satış suretiyle devrettiği, 107 ada 19, 127 ada 4, 129 ada 15, 117 ada 7 parsel sayılı taşınmazların ... adına tescil edildiği,....'ın 7 parsel sayılı taşınmazı davalı ...'a satış suretiyle temlik ettiği, 102 ada 4, 109 ada 34, 117 ada 6, 127 ada 3, 129 ada 16 parsel sayılı taşınmazların ... adına tescil edildiği, 107 ada 20, 132 ada 31, 119 ada 47 parsel sayılı taşınmazların ... adına tescil edildiği, ....'in 47 parsel sayılı taşınmazı 24.01.2013 tarihinde davalı ...'a satış suretiyle devrettiği, 102 ada 9, 109 ada 42, 126 ada 105, 129 ada 17 parsel sayılı taşınmazların ... adına tescil edildiği, 107 ada 21, 109 ada 58, 126 ada 95, 127 ada 15, 129 ada 86 parsel sayılı taşınmazların ise .... adına tescil edildiği, 108 ada 33, 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazların dava dışı .... adına tescil edildiği, ....'in de 23.07.2008 tarihinde 33 parsel sayılı taşınmazı ...'a, 1 parsel sayılı taşınmazı ....'a satış suretiyle temlik ettiği, 119 ada 54 parsel sayılı taşınmazın ise muris.....adına tespit ve tescil edildiği, ....'un taşınmazdaki 1/2 payını 08.12.2011 tarihinde kızı olan ...'a satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.