Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6425 E. 2024/6905 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Murisin kızıyla ölünceye kadar bakma sözleşmesi yaparak taşınmazını devretmesinin muris muvazaası olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, dosyadaki bilgi ve belgeler ile tanık ifadelerine dayanarak, davacının murisin mal kaçırma kastıyla hareket ettiğine dair iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davacının temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1520 E., 2023/1902 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/161 E., 2020/104 K.

Taraflar arasındaki muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların murisi Mehmet Yemişci'nin 07.02.2016 tarihinde 82 yaşında iken öldüğünü, müvekkilinin murisin ilk eşi....'dan doğma oğlu olduğunu, murisin ikinci eşi ...'den olma iki kız çocuğu daha bulunduğunu, biri davalı ... diğerinin ise ... olduğunu, başka mirasçı bulunmadığını, müvekkilinin ikinci eşin de etkisi ile hep aile dışında bırakıldığını, üvey evlat muamelesi gördüğünü, murisin, sağlığında çok sayıda gayrimenkulünü satarak paraları ikinci eşi ve kızlarına harcadığını, davalı ile muris arasında İzmir 27. Noterliğinin 25.12.2015 tarih ve 28679 yevmiye numaralı ölünceye kadar bakma sözleşmesi imzalanmak sureti ile İzmir ili, .... ilçesi, .... Mahallesinde bulunan 5457 parselin davalıya devredildiğini, murisin zaten bakıcısının bulunduğunu, yapılan bağış işleminin murisin hasta olduğu bir dönemde yapıldığını, murisin felçli, yatalak veya çok ağır bir durumda olmadığını, bakım sözleşmesi yapmasını gerektirecek bir durumunun olmadığını, murisin ölümünden sonra 26.02.2016 tarihinde davalının taşınmazı kendi adına tescil ettirdiğini, söz konusu işlemin mal kaçırma gayesi ile yapıldığını, zira müvekkilinin daha önce murise mallarını idare edemediği gerekçesiyle vasi atanması talebinde bulunduğunu, murisin de müvekkiline kızdığını ileri sürerek mal kaçırmak amaçlı yapılan bu devir işleminin iptali ile taşınmazın müvekkilinin hissesi olan 1/3 oranında müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ve müvekkilinin kardeş olduklarını, annelerinin ölümünden sonra hastalıkları nedeniyle yardıma ihtiyaç duyan babaları murisin bakımını müvekkilinin üstlendiğini, muris ile müvekkili arasında 2015 yılında ölünceye kadar bakma sözleşmesi imzalandığını, muris kendisinin bakımını düzenli olarak sağlayan kızına dava konusu taşınmazı bakım borcu karşılığında devrettiğini, söz konusu devir işleminin bağış niteliğinde olmadığını, murisin mal kaçırma kastının da bulunmadığını, murisin bu taşınmaz dışında bir çok taşınmazının bulunduğunu, istese diğer taşınmazlarını da davacıdan habersiz kaçırabileceğini, davacının iddiasının bir dayanağı bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; murisin terekesindeki tüm gayrimenkullerin değerinin Mahkemece bilirkişilere tespit ettirildiği, bilirkişilerin raporunda dava konusu taşınmazın tüm terekeye oranının %15 olarak belirlendiği, murisin terekesinin önemli bölümünü uhdesinde bırakarak herhangi bir tasarrufa konu etmediği, dinlenilen tanıkların davalının murisle sürekli ilgilendiğini, aynı çatı altında olmasa da bakımını üstlendiğini bildirdiği, murisin dava konusu tasarrufu mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yaptığına ilişkin davacının iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece mahkemesince verilen kararın hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının küçük yaştan beri ayrımcılığa uğradığını, anne ve baba sevgisinden yoksun büyüdüğünü, murisin tüm gelirini ve sevgisini ikinci eşinden olan çocuklarına ayırdığını, hasta ve sağlık durumu bozulan murisin davalının ısrarı ile dava konusunu bağışlamak istediğini, ancak taşınmazı ölünceye kadar bakma sözleşmesi imzalamak suretiyle devrettiğini, sözleşmeden 41 gün sonra murisin öldüğünü, yapılan işlemin muvazaalı olduğunu, murisin maddi durumunun iyi olduğunu, bakıcısının bulunduğunu, murisin emekli aylığının, bankada parasının ve kira gelirinin olduğunu, kısacası davalının maddi yardımına ihtiyacının olmadığını, tüm bu hususların dosyada bulunan banka ve tapu kayıtları ile sabit olduğunu, murisin felçli, yatalak ya da çok ağır durumda olmadığını, bakım sözleşmesi yapmasını gerektirecek kadar bir zorunluluğunun olmadığını, sözleşmenin özellikle davacıdan mal kaçırmak için yapıldığını, Mahkemece, devredilen taşınmazın tüm terekeye oranının %15 olduğu belirlenerek terekenin önemli bölümünün murisin uhdesinde bıraktığının belirlendiğini, muris adına kayıtlı tüm taşınmazların davalının dayısının borçları nedeniyle yüksek bedellerle bankalara ipotekli olduğunu, gelen tapu kayıtları ile bu durumun ispatlandığını, ipoteklerin murisin ölümünden çok sonra müvekkili tarafından çekilen ihtarlar üzerine kaldırıldığını, murisin sahibi olduğu taşınmazlara çok yüksek bedel ve faiz oranı ile ipotek verdiğini öğrenen müvekkilinin murisi korumak için kısıtlanmasını da istediğini, bunun üzerine muris ile arasının açıldığını, Yerel Mahkemenin ret gerekçesinin yerinde olmadığını, bir evladın anne-babasına bakmasının ahlaki görev olduğunu, davalının komşu apartmanda otururken ara sıra babası ile ilgilenmesinin yükümlülüklerini yerine getirdiği anlamına gelemeyeceğini, ölünceye kadar bakma sözleşmesi muvazaalı olduğundan, bağış iradesi gizlendiğinden ve bağış işlemi de şekil şartlarına uymadığından, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin doğru olmadığını, Bölge Adliye Mahkemesinin de istinaf taleplerini reddetmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriğinde yer alan bilgi ve belgelerden; muris ...'nin 07.02.2016 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak oğlu davacı ..., kızı davalı ... ve dava dışı kızı ...'nin kaldığı, davacının murisin ilk eşinden olma oğlu, davalının ise ikinci eşten olma kızı olduğu, dava konusu İzmir ili, .... ilçesi, .... Mahallesinde bulunan 5457 parsel sayılı taşınmaz muris ... adına tam hisse ile kayıtlı iken, muris tarafından 25.12.2015 tarih ve 28679 yevmiye numaralı ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile davalı ...'ye temlik edildiği, taşınmazın 26.02.2016 tarihinde de davalı adına tescil edildiği anlaşılmıştır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.