Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6499 E. 2024/7019 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İnançlı işlemle devredilen taşınmazın geri devri talebiyle açılan tapu iptali ve tescil davası ile birleştirilen alacak davasında, ödenen kredi borçlarının geri ödenmesi ve alacağın tespiti hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamı değerlendirilerek, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/523 E., 2023/1660 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/232 E., 2020/338 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davalı–birleştirilen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl davada davacı; esnaf olduğunu, davalı ...’nin eşini 15-20 yıldır tanıdığını, 2010 yılına kadar karşılıklı borç alışverişleri olduğunu, 2010 yılında ekonomik sıkıntıya girdiğini, bankalardan da kredi çekemediğini, ...’nin eşi ...’in evini başkasına devrederek ucuza kredi alabileceğini, krediyi ödedikten sonra da taşınmazını geri alabileceğini, kendisinin bu konuda yardımcı olabileceğini, kendisinin de kredi çekmediğini ancak eşinin çekebileceğini söylediğini, güvendiği ve inandığı için dava konusu 1407 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki H blok 10 numaralı bağımsız bölümünü 27.04.2010 tarihinde anlaşmalı olarak ...’ye devrettiğini, 72 ay taksitli 53.000,00 TL tutarlı kredi çekildiğini, 2012 yılında kredinin yapılandırıldığını ve borcun 55 ay taksitli 44.120,00 TL olduğunu, ödemeleri kendisinin ve oğlunun yaptığını, son taksitlerin davalı tarafından ödendiğini, taşınmazın inançlı işlem ile ...’ye devredildiğini, taşınmazda kendisinin oturmaya devam ettiğini, kentsel dönüşüm nedeniyle taşınmazdan çıktığını, kira yardımlarının da davalıya ödendiğini, bu bedelin düşülmesi gerektiğini, son taksitleri ödeyip taşınmazı almak istediğini ancak isteminin kabul edilmediğini, ...’in evi devretmek için 100.000,00 USD istediğini, suç duyurusunda bulunduğunu fakat takipsizlik kararı verildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş; birleştirilen davada, asıl davanın eldeki dava için derdestlik teşkil ettiğini, kredi ödemelerinin Türk Lirası üzerinden ödendiğini, dolar ve altın kuru üzerinden talepte bulunulmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

II. CEVAP

Asıl davada davalı süresinde davaya cevap vermemiş, öninceleme duruşmasında davacının kendisine ödemesi gereken miktarın 125.000,00 TL olduğunu, ödemesi halinde evi devretmeye ve davayı kabule hazır olduğunu bildirmiş; birleştirilen davada ise dava dışı eşi ve davalı ...’ın arkadaş ve işyeri komşusu olduklarını, ...’ın 2010 yılı ve devamında ekonomik olarak zora düştüğünü, faturalarını ödeyemediğini, kendisinin bu nedenle 38.500,00 TL ödediğini, ...’ın kendisine ipotekli hali ile evi satmayı teklif ettiğini, 2010 ve 2012 yılında toplam 97.120,00 TL kredi çekildiğini, kredilerin...’ın bankaya kalan borcu için kullandırıldığını, bakiye meblağı da...’a vererek evi satın aldığını, yapılan sözleşmeye göre kalan kredi bedelini...’ın işlerini düzeltmek için kullanacağını, kredi taksitlerini de...’ın ödeyeceğini, şartların yerine getirilmesi halinde evin...’a geri verileceğini, şartlar yerine gelmediği durumda evin verilmeyeceğini, ...’ın edimlerini yerine getirmediğini, 35.800,00 TL ve 97.120,00 TL olmak üzere toplam 135.620,00 TL’nin kendisi tarafından ödendiğini, haksız olarak asıl davanın açıldığını ileri sürerek öncelikle asıl davanın reddine karar verilmesini, reddine karar verilmemesi halinde ise 83.871,17 TL’nin ödeme tarihindeki dolar, altın kuru veya bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz baz alınarak fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden tahsiline karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; inanç sözleşmesinin mevcut olduğu, ... tarafından krediler için 83.873,17 TL ödeme yapıldığı, ... tarafından yapılan ödemenin paranın alım satım gücüne göre dava tarihine uyarlanması neticesinde değer farkının 92.870,19 TL olduğu, asıl davada davacıya bu bedelin depo ettirildiği, birleştirilen dava yönünden de asıl davada inanç sözleşmesine konu kredi borçlarının iadesini talep edebileceği ve davada bu yönde talebi olduğu, bu talebin ayrı bir davada talep edilmesinde ...'nin hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; sunulan ödeme makbuzlarının üzerinde ödemenin davacı tarafından yapıldığına dair ibare bulunmadığı, banka kayıtlarının da ödemenin davalı tarafından yapıldığını gösterdiği, dava her ne kadar kabul ile sonuçlanmış ise de davanın açılmasına borcu ödememek suretiyle davacının sebep olduğu, davanın mahiyeti itibarı ile yargılama giderlerinden davacının sorumlu olduğu, 6100 sayılı HMK'nın 114/1-h hükmüne göre hukuki yararın dava şartları arasında sayıldığı, dava şartı yokluğu nedeniyle verilen karar ön şart yokluğu nedeniyle verilmiş bir ret kararı niteliğinde olduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7/2 hükmü gereğince maktu ücreti geçmemek üzere nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği, bu durumda tazminat miktarının asıl dava tarihi itibarı ile hesaplanmasında hata bulunmadığı gerekçeleriyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Asıl davada davalı–birleştirilen davada davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle:

a. ...’ın edimlerini yerine getirmediğini, kredi taksitlerinin müvekkili tarafından ödendiğini,

b. Kentsel dönüşüm nedeniyle taşınmazın çok değerlendiğini ve...’ın evi alabilmek için entrikalar çevirdiğini, müvekkili ve eşi için suç duyurusunda bulunduğunu,

c. ...’ın edimini yerine getirmediği için tapu iptali ve tescil talebinin reddi gerektiğini,

d. Birleştirilen davada 83.871,17 TL’ye ek olarak ıslah ile 175.30,81 TL olmak üzere toplam 259.221,98 TL talep edildiğini, İlk Derece Mahkemesinin toplamda 176.741,36 TL depo edilmesine karar verildiğini, bu bedelin oda parası dahi olmadığını,

e. Birleştirilen alacak davasında müvekkilinin menfaati olduğunu, birleştirilen davanın esastan incelenerek davalısının edimini yerine getirmediğinden açtığı tapu iptali ve tescil davasının reddi, aksi halde birleştirilen davada fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden oluşacak alacağa göre karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Asıl dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine; birleştirilen dava alacak istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriğinden; asıl davada davacı-birleştirilen davada davalı ...’ın 1407 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki R blok 6 numaralı bağımsız bölümünü 27.04.2010 tarihinde asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı ...’ye temlik ettiği, kentsel dönüşüm sonrası taşınmazın H blok 10 numaralı bağımsız bölüm olduğu görülmüştür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup asıl davada davalı–birleştirilen davada davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle:

Asıl davada davalı–birleştirilen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı asıl dava yönünden 157,75 TL bakiye; birleştirilen dava yönünden 427,60 TL bakiye onama harçlarının temyiz eden asıl davada davalı-birleştirilen davada davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.