"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1438 E., 2023/1321 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/373 E., 2021/340 K.
Taraflar arasında görülen terkin istekli davada İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı sonrası davanın kabulüne ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf isteğinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-2. maddesi gereğince kabulü ile karar kaldırılarak davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.
Dairenin 15.05.2023 tarih 2022/5591 Esas, 2023/2576 Karar sayılı kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili; Yalova ili, Çınarcık ilçesi, ..., ... mevkiinde kain 112 ada 58 parsel sayılı taşınmazın 237,01 m2'lik bölümünün kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürerek taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptaline ve terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; çekişmeli taşınmazın davalı tarafından üzerinde hiçbir şerh ve takyidat olmaksızın 1970’li yıllarda tapu kayıtlarına güvenilerek satın alındığını, kıyı kenar çizgisinin ise 1990’lı yıllarda idarece belirlendiğini, ancak davalıya tebliğ edilmediğini, dosyada bulunan paftaya göre kıyı kenar çizgisi bilimsel verilerle uyuşmadığı gibi belirlenen kıyı kenar çizgisinin doğru olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/09/2017 tarih, 2014/540 Esas, 2017/311 Karar sayılı kararı ile; 03.07.2017 havale tarihli fen bilirkişi raporundaki krokide A harfi ile gösterilen 29,12 m2 yüz ölçümündeki bölümü ait tapu kaydının iptali ile anılan A harfli bölümün kıyıya terkinine, davacı Hazine'nin fazlaya dair isteminin reddine karar verilmiş; kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 09.10.2019 tarih 2019/627 Esas, 2019/730 Karar sayılı kararı ile, eksik inceleme ile karar verildiğinden bahisle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılmış, İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; dava konusu 112 ada 58 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 237,01 m2'lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adli Mahkemesinin 18/05/2022 tarih, 2021/1886 Esas, 2022/702 Karar sayılı kararı ile; kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği ancak ilk kararın davacı tarafından temyiz edilmediği gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine; 112 ada 58 parsel sayılı taşınmazın 03.07.2017 havale tarihli fen bilirkişi raporundaki krokide A harfi ile gösterilen 29,12 m2 yüz ölçümündeki bölümüne ait tapu kaydının iptali ile anılan A harfli bölümün her türlü takyidattan arındırılarak kıyıya terkinine, davacı Hazine'nin fazlaya dair isteminin reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 15.05.2023 tarih 2022/5591 Esas, 2023/2576 Karar sayılı kararı ile; dava konusu 112 ada 58 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının 331 parsel sayılı taşınmazdan ifrazıyla 27.06.1969 tarihinde oluştuğu, 331 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının ise Hazinenin de tarafı olduğu Yalova Tapulama Hakimliğinin 08.11.1967 tarihli ve 1963/226 E., 1967/127 K. sayılı kararıyla oluştuğu, bu haliyle Hazinenin de taraf olduğu Mahkeme kararı ile özel mülkiyete elverişli olduğu belirtilerek kişiler adına tesciline karar verilen taşınmazın özel mülkiyete tabi olduğu yönünde kesin hüküm bulunduğu, Bölge Adliye Mahkemesince kesin hükmün dikkate alındığı ancak davalı tarafın bir önceki İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmediği gerekçesiyle usuli kazanılmış hak oluştuğundan davanın kısmen kabulüne karar verildiği, ne var ki, kamu düzeni ile ilgili olan görev, hak düşürücü süre ve kesin hüküm itirazı bulunan durumlarda usuli kazanılmış haktan söz edilmesinin mümkün olmadığı, hal böyle olunca, kesin hükmün usuli kazanılmış hakkın istisnası olduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararındaki gerekçeler benimsenerek davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yalova Tapulama Hakimliğinin 08.11.1967 tarihli ve 1963/226 E., 1967/127 K. sayılı kararının orman araştırmasına ilişkin olduğunu, eldeki dava yönünden kesin hüküm teşkil etmeyeceğini, olası bir deprem durumunda dava konusu taşınmazın su altında kalabileceğini, dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını, kıyı kenzer çizgisinin belirlenmesine yönelik işlemin iptali isteği ile dava dışı kişi tarafından idari yargıda açılan davanın reddedildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptali ve terkin istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
T.C. Anayasası'nın 43 üncü maddesi, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 4 üncü, 5 inci ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince temyiz eden davacı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.