Logo

1. Hukuk Dairesi2023/657 E. 2024/3017 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı olarak tapu iptali ve tescil istemiyle açılan davada, davacıların mirasçı oldukları kişinin zilyetliğini ispat edip edemediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafın, taşınmaz üzerindeki zilyetliğini ispatlayamaması ve kadastro tespitinin davalı tarafın zilyetliğini doğruladığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1348 E., 2022/1121 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Tosya Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/206 E., 2021/205 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; Kastamonu ili, Tosya ilçesi, ... köyü, ... Mah. mevkiinde bulunan 162 ada 2 parsel sayılı taşınmazın öncesinde dedeleri ...’ın zilyetliğinde olduğunu, sağlığında evlatları arasında şifahi ve sözlü olarak mallarını taksim ettiğini, dava konusu yerin babaları ...'a kaldığını, davalılardan ...'ın ...'e sormadan, rızasını almadan haksız, mesnetsiz ve yersiz olarak taşınmazı kullanmaya başladığını, köylerine kadastro gelince babası ... ve ailesi İstanbul'da otururken kendilerinin yokluğunda kadastro görevlilerine dava konusu yerin babaları ...'a ait olduğunu belirtip dede İsmail'den kalan yerleri de davalıların eşit hisseler halinde üzerlerine tescil ettirdiklerini, davalılar üzerinde hisseleri oranında kayıtlı haksız elde edilen 162 ada 2 parselin tapu kaydının iptali ile adına tesciline ve davalı ...'ın müdahalesinin menine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili; hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacı tarafın ortaya attığı iddiaları ispata yarayacak hiçbir hukuki delil dosyaya sunamadığını, dava konusu taşınmaz üzerinde gerek ilk tespit tarihinde gerekse daha sonra yapılan güncelleme çalışmaları sırasında davalı müvekkilinin zilyetliğinin tespit edildiğini, yapılan tespite karşı davacı tarafından hiçbir itirazda bulunulmadığından zilyetlik kaydının kesinleşerek tescil olunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ile tespit tarihinden geriye doğru 20 yıllık zilyetliğin kadastro tespitindeki kullanım şekline uygun olduğu bu kapsamda davacının dava konusu tescili talep ettiği yer ile ilgili zilyetliğini ispat edemediği belirlenerek davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; dava konusu taşınmazın müvekkillerinin dedesi İsmail’e ait olduğunu, taksim üzerine davacıların babası ...’e kaldığını, lehlerine olan mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ve bilirkişi raporundan görüleceği üzere metrekare olarak müvekkilinin babasına adil ve orantılı malvarlığının bırakılmadığını, ayrıca dava konusu taşınmazda ...’e ait ev ve samanlığın bulunduğu ve birlikte kullanıldığını içeren beyanların mevcut olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; uyuşmazlığın çözümünde zilyetlik hükümlerinin geçerli olduğunu, dosya kapsamından dava konusu taşınmazın tespit tarihine kadar yirmi yılı aşkın süredir davalı tarafın zilyetliğinde bulunduğu, edinim şartlarının davalı taraf yararına oluştuğu, davacı tarafın miras bırakanına ait taşınmazın dava konusu taşınmaza komşu 162 ada 4 sayılı parsel olduğunun anlaşıldığı, davacının davasını ispat edemediği, kadastro tespit tutanağının aksinin sabit olmadığı ve kadastro tespitinin doğru yapıldığı sonucuna varıldığından Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı belirlenerek davacı ... ve arkadaşları vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü, 15 inci maddesi

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 nci maddesi, .

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucu; Kastamonu ili, Tosya ilçesi, ... köyünde yer alan 2292,99 metrekare yüz ölçümündeki ahşap ev ve tarla vasıflı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle davalıların miras bırakanı ...'ın zilyet ve tasarrufunda bulunduğu ve ölümü ile mirasçıları davalılar bıraktığı belirlenerek davalılar ..., ... ve ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.04.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.