"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/522 E., 2023/1294 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çeşme 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/479 E., 2022/731 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 29.04.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davacılardan ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden davacı ... vekili gelmedi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar ... ve ... vekili dava dilekçesinde; dava konusu 917 ada 28 parsel sayılı taşınmazın müvekkillerinin murislerinden kendilerine kaldığını, bu taşınmazın murislerine iskanen verildiğini, tapu kayıtlarından bu taşınmazın müvekkillerinin ailesi tarafından 25 yıldan fazla zamandır para ve emek sarf edilerek imar-ihya edildiğinin anlaşıldığını, mülga 4753 sayılı Kanun ile Anayasa’nın ilgili maddeleri uyarınca dava konusu taşınmazın tapu kaydının müvekkillerinin miras payı oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili tarafından davaya cevap verilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayılı belirtilen kararıyla; dosya kapsamına göre davacının iddiasının kadastro öncesi nedene dayalı olduğu, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle HMK'nın 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayılı belirtilen kararıyla; dosya kapsamına göre kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil talebiyle 09.10.2020 tarihinde açılan davada, kadastro tespitinin 22.09.1982 tarihinde kesinleştiği ve 3402 sayılı Kanun’un 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin dava tarihi itibariyle geçtiği anlaşıldığından, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili duruşma istekli temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 1771 sayılı Kanun uyarınca iskanen dağıtılan yerlerde zamanaşımı hükümlerinin işlemeyeceğini, mülkiyet hakkının Kanun gereği korunması gerektiğini, delil olarak dayanılan muhacir defterleri ve tapu kayıtlarından dava konusu taşınmazın müvekkillerinin murislerine verildiğinin anlaşılabileceğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
1. Dava; kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. Kadastro çalışmaları sonucunda İzmir ili, Çeşme ilçesi, ... Mahallesi (... ) çalışma alanında bulunan 1536 parsel sayılı 28.725,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı miktar fazlası olarak Hazine adına tespit ve 22.09.1982 tarihinde hükmen tescil edilmiş; 2012 yılında yapılan uygulama kadastrosu çalışması sonucunda 917 ada 28 parsel numarasıyla tespit ve tescil edilmiştir.
3. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
4. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, dava tespit öncesi sebebe dayalı olup dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 22.09.1982 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık ve geçici 4/3. maddesinde düzenlenen 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 09.10.2020 tarihinde açıldığı anlaşıldığına göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmaya gelen temyiz edilen davalı ... vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.