Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6608 E. 2024/1520 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu iptali ve tescil davasında, davanın tapuda kayıtlı malik olmayan davalıya karşı açılması nedeniyle husumet itirazının kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu iptali ve tescil davalarının tapuda kayıtlı malike karşı açılması gerektiği, davanın yanlış kişiye yöneltilmesinin HMK m.124/3-4 kapsamında kabul edilebilir bir maddi hata veya yanılgı olarak değerlendirilemeyeceği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1559 E., 2023/1454 K.

DAVA TARİHİ : ...

HÜKÜM/KARAR : Ret/Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sarıkamış Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/552 E., 2018/18 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun vekalet ücreti yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde özetle; ... ada 10 parsel sayılı taşınmazın Toprak Tevzi Komisyonunun bu köyde yaptığı çalışmada 66 parsel numarası ile sınırlandırılarak 22.01.1964 tarihinde Hazine adına kaydedildiğini, ancak daha sonra tapuda revizyon işlemi yapılmadan 18.11.2003 tarih ve 12 numaralı tapu kaydı ile davalı adına kaydedildiğini, dava konusu taşınmazın kadastro tespiti sırasında, kadastro komisyonu tarafından davalı adına olan tapu kaydına itibar edilerek 14.04.2007 tarihinde davalı adına tespit edildiğini, kadastro tutanağının incelenmesinde davalı adına mükerrer kayıt oluşturulduğunu, dava konusu taşınmazın kadastro tespiti sırasında tablendikatif listesi dikkate alınmaksızın şartlar oluşmadığı halde davalı adına tespit ve tescil gördüğünü ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesi davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı, cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya içerisine alınan tapu kaydında, dava konusu taşınmazın malikinin 13.04.2016 tarihli satış işlemiyle ... olduğu, davalı olarak ...'a husumet yöneltilmesinin maddi hata olarak kabul edilemeyeceği ve tapu iptali ve tescili davasında husumetin tapuda kayıtlı görünen malike yöneltilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı Hazine vekili istinafa başvuru dilekçesinde; her ne kadar dava konusu taşınmaz maliki davalı olmasa da bu durumun maddi hataya dayandığını, bu davanın ve birçok dosyanın seri şekilde açıldığını, bu nedenle davalı tarafın isminde maddi hata yapıldığını, müvekkiline taşınmaz malikini davaya dahil etme imkanı verilmeden davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca davalının vekili olmamasına rağmen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava dilekçesi ekindeki 04.12.2015 tarihli tapu kaydı uyarınca davacı ... tarafından, davalı sıfatıyla davanın ...’a yönelik olarak açıldığı, buna karşılık dilekçe ekindeki tapu kaydından sonra 13.04.2016 tarihinde davaya konu taşınmazın ...’a satılarak tapuda tescil edildiği, huzurdaki davanın bu satıştan çok sonra açıldığı, tapu iptali ve tescil davalarının tapu kayıt maliki aleyhine açılacağı, dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın malikinin davalı ... değil dava dışı ... olduğunun sabit olduğu, davacı tarafın dava tarihine yakın bir tarihte tapu kaydı alarak dava açmış olsaydı davayı doğru hasma yöneltebileceği, mevcut halin karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilebilir maddî bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği niteliğinde olmadığı gibi tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması niteliğinde de olmadığı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, ancak davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden Mahkemece davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu, bu hususun yeniden yargılamayı gerektirmediği gerekçesiyle davacı Hazine vekilinin vekalet ücreti yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, kararın bu yönüyle düzeltilerek yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmaz maliki davalı olmasa da bu durumun maddi hataya dayandığını, bu davanın ve birçok dosyanın seri şekilde açıldığını, bu nedenle davalı tarafın isminde maddi hata yapıldığını, tapu kaydı dosya arasına alındıktan sonra müvekkiline taşınmaz malikini davaya dahil etme imkanı verilmeden ya da iradi taraf değişikliği konusunda karşı tarafın rızası olup olmadığı sorulmadan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.06.2021 tarihli ve 2020/(13)3 - 247 Esas, 2021/692 Karar sayılı kararında vurgulandığı gibi taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arsındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Sıfat, ileri sürülme zamanı kanun ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’i de teşkil etmediğinden, davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukuki bir durumdur.

Bu noktada, mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa davanın esası hakkında bir karar verilemez; dava, sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir.

Hemen belirtmek gerekir ki; tapu iptal ve tescil istemli davaların kayıt maliki ya da malikleri aleyhine açılması gerektiği kuşkusuzdur. Taraf teşkili yargılama hukukunun en önemli müesseselerinden biri olup kamu düzenindendir. Bu nedenle usulünce taraf teşkili yapılıp yapılmadığı, davalının taraf sıfatının bulunup bulunmadığı hâkim tarafından her aşamada resen denetlenmelidir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 124. maddesinde; "... (3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir.

(4) Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder." hükmüne yer verilmiştir

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.