Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6622 E. 2024/1510 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayanarak açılan tapu iptali ve tescil davasında zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ve önceki zilyedin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki zilyetlikle iktisap koşullarını, özellikle 20 yıllık zilyetlik ve imar-ihya şartını, sağladıklarına dair yeterli ve kesin delil sunamamaları ve davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmeyerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/830 E., 2023/1103 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çekerek Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/21 E., 2023/78 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ili, Kadışehri ilçesi, Örencik köyü 101 ada 331 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında 30.01.2009 tarihinde davalı Hazine adına 3.669,90 m2 yüzölçümüyle senetsizden ham toprak vasfıyla tespitinin yapıldığını, davacının, taşınmazı içindeki çit evle birlikte önceki zilyet ...'dan 15 yıl önce satın aldığını, ...'ın satış öncesinde 40 yılı aşkın nizasız fasılasız ve malik sıfatıyla dava konusu yeri kullandığını, taşınmazın mera, orman ve üçüncü kişilerle ilgisinin olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ve davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın yüksek eğimli ve kullanımı mümkün olmayan bir yer olduğunu, zilyetlik şartlarının oluşmadığını, davacının belgeye de dayanmadığını, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 01.06.2021 tarihli ve 2017/287 Esas, 2021/137 Karar sayılı kararı ile; davacının, dava dışı ...'ın önceki zilyetliğine dayandığı, kadastro sınırlama krokisinde ...'a ait olduğu iddia edilen evin bulunmadığı, fen bilirkişisinin 16.04.2021 tarihli raporunda davacıya ait evin 2017 yılından sonra yapılmış olduğunun belirtildiği, ancak hava fotoğraflarında taşınmaz üzerinde ev bulunmadığı, böylelikle davacının 20 yıllık malik sıfatıyla zilyetliğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 01.06.2021 tarihli ve 2017/287 Esas, 2021/137 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hatalı şekilde dava konusu taşınmaz üzerindeki müştemilat değeri üzerinden harç alınıp bu değer üzerinden karşı vekâlet ücretine hükmedildiğini, taşınmazın önceki zilyedi ...'ın evinin yöresel olarak kara yapı olması sebebiyle hava fotoğraflarında görünmeyebileceğini, mahalli bilirkişilerin taşınmazın evveliyatının ...'a ait olduğunu, tanık ...'ın taşınmazı 1994'te davacıya sattığını, o tarihe kadar babasının ve kendisinin zilyetliğinde olduğunu belirttikleri gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesinin 01.06.2021 tarihli ve 2017/287 Esas, 2021/137 Karar sayılı kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Kaldırma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 30.12.2021 tarihli ve 2021/1320 Esas, 2021/1383 Karar sayılı kararı ile; davacının kadastro tarihinden sonraki satın almaya ve kadastro öncesi zilyedin eklemeli zilyetliğine dayandığı, satışın yapıldığı tarihte dava konusu taşınmazın Hazine adına kayıtlı olduğu, satın aldığı ... yararına tespit tarihi itibariyle edinme koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi gerektiği, somut olayda 1960 ve 2017 tarihli hava fotoğraflarının fen bilirkişisince incelendiği, ancak tespitten 15-20-35 yıl öncesine ait hava fotoğraflarının jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi tarafından uygulanması ve rapor hazırlanması gerektiği, hava fotoğraflarına ilişkin raporu hazırlayan uzmanın uzmanlık alanının belirtilmediği, ...'ın köyden hangi tarihte taşındığı, taşınma ve tespit tarihi arasında taşınmazın kullanılıp kullanılmadığı, ...'in taşınmazı terk edip etmediğinin yerel bilirkişi ve tanıklara sorulması gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin 01.06.2021 tarihli ve 2017/287 Esas, 2021/137 Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Ç. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 07.03.2023 tarihli ve 2022/21 Esas, 2023/78 Karar sayılı kararıyla; tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına istinaden dava dışı ...'ın dava konusu taşınmazda ekonomik amacına uygun olarak 20 yıldan fazla malik sıfatıyla zilyetliğini sürdürdüğü, ... ve babasının köy içindeki dava konusu taşınmazı harman yeri olarak kullandıkları, taşınmaz niteliğinin zilyetlikle iktisaba elverişli olduğu, ...'ın dava konusu taşınmazı 1980 ve 1990 yılları arasında davacıya satarak İzmir iline göç ettiği, jeodezi bilirkişisinin raporunda 1983 ve 1992 tarihli hava fotoğraflarında da taşınmazın köy içinde olup orman niteliğinde olmadığı, renk tonu itibariyle bölgedeki Hazineye ait yerlere benzemediği, tarımsal amaçlı ekilip sürülmediği ancak harmanlık olarak kullanılma ihtimalinin yüksek olduğu, 1983, 1992 ve 2005 yılı hava fotoğraflarına göre imar-ihyanın 1983 yılında tamamlandığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesinde aranan koşulların 2009 tarihli tesis kadastrosuna kadar sağlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

D. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 07.03.2023 tarihli ve 2022/21 Esas, 2023/78 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

E. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının, dava dışı ...'ın dava konusu taşınmazın 40 yıldan fazla önceki zilyedi olduğuna ve davacının taşınmazı ...'dan satın aldığına dair belge sunmayarak davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin 07.03.2023 tarihli ve 2022/21 Esas, 2023/78 Karar sayılı kararının kaldırılmasını istemiştir.

F. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 04.10.2023 tarihli ve 2023/830 Esas, 2023/1103 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın öncesinde dava dışı ...'ın babası, sonrasında ...'ın kendisi ve satış sonrası da davacı tarafından harman yeri olarak kullanıldığı, davacının ev yaparak kullanmaya devam ettiği, taşınmazın türüne göre ekonomik amaca uygun zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin 04.10.2023 tarihli ve 2023/830 Esas, 2023/1103 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki gerekçelerini tekrar ederek, bilirkişi raporlarına istinaden taşınmaz üzerindeki binanın 5-7 yıllık, ağaçların ise 6-7 yıllık olduğunu, 40 yılı aşkın zilyetliğin söz konusu olmadığını, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesinin 04.10.2023 tarihli ve 2023/830 Esas, 2023/1103 Karar sayılı kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Davaya konu, ... ili, Kadışehri ilçesi, Örencik köyü 101 ada 331 parsel sayılı taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında 01.09.2008 tarihinde 3.669,90 m2 yüzölçümüyle senetsizden ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiş olup tespitin 30.01.2009 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 28.12.2017 tarihinde açıldığı, davacının dava konusu taşınmazın önceki zilyedi ...'ın eklemeli zilyetliğine dayandığı anlaşılmıştır.

2. İlk Derece Mahkemesince; dava dışı ...'ın dava konusu taşınmazı 20 yıldan fazladır harman yeri olarak kullanan önceki zilyet olduğu gerekçesiyle kadastro tespit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.

3. 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü ve 17 nci maddeleri uyarınca davaya konu taşınmazın zilyetlikle iktisap edilebilmesi için tespit tarihi olan 01.09.2008 tarihinden 20 yıl önce en geç 1988 tarihinde imar-ihyasının tamamlanmış olması ve imar-ihya tamamlandıktan sonra dava tarihine kadar 20 yıl çekişmesiz ve aralıksız malik sıfatıyla zilyetliğin sürdürülmesi gerekmektedir.

4. Dosya kapsamındaki harita mühendisi bilirkişinin 19.12.2022 tarihli raporunda irdelenen 1983, 1992 ve 2005 tarihli hava fotoğraflarında dava konusu taşınmaz üzerinde herhangi bir yapıya rastlanmadığı ve taşınmazın sürülü olmadığı, ancak bir takım kullanım izlerinin görüldüğü gerekçesiyle 1983 yılında imar-ihyanın tamamlandığına dair kanaat belirtildiği, 23.01.2023 tarihli ziraat ve inşaat bilirkişileri kurul raporunda taşınmazın güneyine toprak dolgu yapılarak saha betonu atıldığı, imar-ihyanın olmadığı ve tanık ile mahalli bilirkişi beyanlarında belirtilen harman yeri kullanımına dair emare olmadığı, taşınmaz üzerindeki tek katlı evin en fazla 10 yıllık olabileceği, imar-ihyanın halihazırdaki evin yapımıyla başlayıp bittiğinin belirtilmesi karşısında 19.12.2022 ve 23.01.2023 tarihli bilirkişi raporlarının imar-ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı noktasında çeliştiği, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında belirtilen ...'a ait ev veya yapıların hava fotoğraflarında tespit edilemediği, mahalli bilirkişilerin beyan ettikleri ve İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinde yer alan harman yeri kullanımının ziraat ve harita mühendisi bilirkişilerinin raporlarıyla teyit edilmediği, davacı tarafından zeminin doldurulmasının ve ev yapımının tek başlarına ekonomik amaca uygun zilyetlik teşkil etmediği gibi davacının 06.09.2013 tarihinde aynı konuda Çekerek Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/274 Esasına kayıtlı Hazine aleyhine açtığı ve takipsiz bırakarak işlemden kaldırılmasına neden olduğu davanın da 20 yıllık davasızlık şartını kesintiye uğrattığı açıktır.

5. Hal böyle olunca; davacı ve önceki zilyet olduğunu iddia ettiği ... lehine 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinde yer alan zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.