Logo

1. Hukuk Dairesi2023/664 E. 2024/3252 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından imar-ihya edildiği iddia olunan ve kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan iki parça taşınmazın davacı adına tesciline karar verilip verilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava konusu taşınmaz üzerinde yirmi yıldan fazla süredir, çekişmesiz ve aralıksız olarak zilyetliğini koruduğu ve zilyetlikle iktisap şartlarını sağladığı gözetilerek yerel mahkemenin tescile ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/133 E., 2022/636 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul

Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiş, bozma kararı sonrası verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Kahramanmaraş ili, Dulkadiroğlu ilçesi, ... (...) mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan iki parça taşınmazı imar-ihya ettiğini ve 45 yıldan fazla süredir nizasız fasılasız malik sıfatıyla eklemeli olarak kullandığını iddia ederek adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Hazine; süresinde davaya cevap vermemiş, aşamada davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı ...; dava konusu yerlerin Dulkadiroğlu Belediyesinin sınırları içerisinde kaldığını, taraf ehliyetleri olmadığını, yasal hasım olduklarını, aleyhlerine açılan davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 05.11.2015 tarihli ve 2014/405 Esas, 2015/762 Karar sayılı kararıyla; davacının dava konusu taşınmaz bölümleri üzerinde çekişmesiz ve aralıksız malik sıfatıyla 20 yıldan fazla süredir zilyetliği bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Kapatılan Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 29.11.2018 tarihli ve 2016/4003 Esas, 2018/7213 Karar sayılı kararı ile taraf teşkili sağlanmadığı gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 04.07.2019 tarihli ve 2019/31 Esas, 2019/230 Karar sayılı kararıyla; TMK’nın 713 üncü maddesinde geçen zilyetlik şartlarının davacı lehine oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 13.05.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 2.955.49 metrekarelik kısım (B) harfi ile gösterilen 1.665.70 metrekarelik kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

Dairenin 27.10.2021 tarihli ve 2021/3971 Esas, 2021/6168 Karar sayılı kararı ile; hava fotoğraflarının usulünce incelenmediği ve eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemesince İkinci Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; imar-ihyanın 1973 yılında başladığı, 1975 yılında tamamlandığı ve bu tarihten itibaren zilyetliğin başladığı, 1990'lı yılların ortalarına kadar tarla tarımı şeklinde kullanım olduğu, bu tarihten sonra ise yıllara sâri olarak meyve fidanları dikilerek meyve bahçesine dönüştürüldüğü, imar ihyanın 1975 yılında tamamlanmasından sonra imar planına alınma tarihi (1998) yılı itibari ile 23 yıldır kullanıldığı, imar ihyanın 1975 yılında tamamlanmasından sonra dava tarihi (2014) itibari ile 39 yıldır fasılasız olarak kullanıldığının tespit edildiği ve zilyetlikle iktisap koşullarının sağlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı Hazine Vekili, dava konusu yerlerin tepe ve taşlık olarak tespit harici bırakıldığını, 1968 yılında tarımsal faaliyet olmadığının belirtildiğini, 1978 yılında tarımsal faaliyet olduğunun belirtildiği ancak sınırların belirli olup olmadığının belirtilmediğini, 1985 yılında imar ihyanın tamamlanmış olduğunu, dava konusu yerlerin 1998 yılında onanan imar planı içinde kaldığını, zilyetlik süresinin dolmadığını, kazanım şartlarının gerçekleşmediğini, eksik inceleme yapıldığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı ... vekili; hükme esas bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun tanzim edilmediğini, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, komşu taşınmaz kayıtlarının getirilmediğini, eksik araştırma yapıldığını, taşınmazın çok eğimli olduğunu, tarım yapılabilecek yerlerden olmadığını, taşınmazın 1998 yılında imar planı kapsamına alındığını, kazanım şartlarının ve süresinin oluşmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri,

4721 sayılı TMK'nın 713 üncü maddesinin birinci fıkrası

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin ve davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Aşağıda yazılı fazla alınan 1.348,06 TL temyiz giderinin istek üzerine temyiz eden davalı ... Belediyesine iadesine,

07.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.