Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6653 E. 2025/116 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, taşınmazı devralanların ve ipotek tesis eden bankanın iyi niyetli olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin, davalıların kötü niyetli olduğuna dair iddiasını ispatlayamaması ve tapu siciline güven ilkesi gözetilerek, yerel mahkemenin davacı tarafın tapu iptali ve tescil talebini reddeden, bedel talebini ise kısmen kabul eden direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1504 E., 2023/1699 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; maliki olduğu 1982 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilişkin düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapma ve diğer yetkileri içerir şekilde davalı kızı ... ...'e vekaletname verdiğini, davalı ...'nın vekaleten müteahhit ile sözleşme imzaladığını, binanın bitirildiğini ve kat irtifakı kurularak 2, 3 ve 4 numaralı bağımsız bölümlerin adına tescil edildiğini, davalı vekil ... tarafından dava konusu 2 nolu bağımsız bölümün 06.03.2018 tarihinde davalı ...'e; dava konusu 3 nolu bağımsız bölümün 23.01.2018 tarihinde davalı ...'a satış suretiyle devredildiğini, davalı ...'nin ise taşınmazı 25.07.2018 tarihinde diğer davalı ...'a devrettiğini, davalı ... lehine ipotek tesis edildiğini, davalı kızı ...'nın vekalet görevini kötüye kullandığını, ...'nın eşi ... ve diğer davalıların birlikte hareket ettiğini, zarara uğratıldığını düşündüğünden vekili azlettiğini, davalı ...'nin vekil olan diğer davalı ...'nın kocası ...'un ablası, davalı ...'un ise müteahhit ...'un kardeşi olduğunu, davalıların fikir ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini, temliklerin muvazaalı, satış bedellerinin gerçek değerlerin altında olduğunu, davalı ... Bankasının basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gerektiğini, davalıların iyi niyetli olmadığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline, 3 nolu bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin terkinine, olmadığı takdirde satış tarihindeki bedellerin satış tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili; davalı Banka tarafından ...'a kullandırılan kredilerin teminatı olarak dava konusu 3 numaralı bağımsız bölüm üzerine ipotek tesis edildiğini, banka tarafından tesis edilen ipoteğin tapu siciline güven ilkesi gereği iyiniyetli olduğunu, kredi kullandırılması aşamasında taşınmazın tapu kaydında herhangi bir takyidat, tedbir veya şerhin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ...; davacı babasını zarara uğratmak kastı ile hareket etmediğini, davacı ile aralarında yapılan sözlü anlaşma çerçevesinde hareket ettiğini, davacının talimatı doğrultusunda 2 numaralı bağımsız bölümün satıldığını, inşaat için harcamalar yapıldığını ve borçların kapatıldığını, 3 numaralı bağımsız bölümün kendisine bağışlandığını, temliklerin muvazaa teşkil etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

3. Davalı ...; dava konusu taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını, 275.000,00 TL'ye anlaşıldığını, satış bedelini ödediğini, taşınmazı yaptırdığını ve kiraya verdiğini, davalı vekil ve davacıyı tanımadığını, emlakçı vasıtasıyla satış nedeniyle davalı ... ...'ü tanıdığını, alım-satım sonrasında bir hukukunun oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

4. Davalı ...; dava konusu taşınmazı iyiniyetle, tapu siciline güvenerek, rayiç bedelini borçlanarak ödemek suretiyle satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

5. Davalı Zarife; savunma getirmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ... dışındaki diğer davalıların kötüniyetli olduklarının davacı tarafından ispat edilemediği, tapuya güven ilkesi gereği iyiniyetli malik olunduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle davacının tapu iptal-tescil talebinin ve aynı nedenle ipoteğin terkini talebinin reddine, davalı vekilin hesap verme yükümlülüğünü yerine getirdiğini ve bedeli ödediğini ispat edemediği gerekçesiyle taşınmazların satış bedeli olan 825.000,00 TL'nin davalı ... ...'den tahsiline, diğer davalıların kötüniyeti ispatlanamadığından taşınmaz bedelinden sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle diğer davalılar yönünden bedel talebine ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş, İlk Derece Mahkemesince 07.03.2022 tarihli ek karar ile; çıkarılan muhtıraya rağmen davalı tarafça istinaf başvuru ve karar harçları ile istinaf gider avansının yatırılmadığından bahisle HMK'nın 344/1. maddesi gereğince istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ...'ın diğer davalı ...'nın eşinin ablası olduğu, davalı ...'nın taşınmazları satmak için ilan verdiği, davalı ... dışındaki davalı gerçek kişilerin ilan üzerine taşınmazları almaya talip oldukları, davalıların işbirliği içerisinde hareket ettiğinin davacı tarafça kanıtlanması gerektiği, son maliklerin kötü niyeti kanıtlanmadığından davacının tapu kaydının iptali ve tescili ve aynı nedenle ipoteğin terkini talebinin reddine ilişkin mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu; davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun ek kararla reddine karar verildiği, bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmadığından ek kararın kesinleşmesi nedeni ile istinaf dilekçesinin incelenmesinin mümkün olmadığı gerekçeleriyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle tapu iptal-tescil ile ipoteğin terkini talepleri yönünden davanın reddine, bedel talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile; dava konusu 3 nolu bağımsız bölümün bedeli olan 450.000,00 TL'nin müştereken ve müteselsilen sorumlu olmaları kaydı ile davalılar ... ... (Bayır) ve ...'tan, dava konusu 2 nolu bağımsız bölümün bedeli olan 375.000,00 TL'nin davalı ... ...'den (Bayır) alınmak üzere 825.000,00 TL'nin 30.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte belirtilen davalılardan (davalı ... yönünden sorumlu olduğu alacak için işleyecek faiz ile sınırlı olmak kaydı ile) alınarak davacı tarafa ödenmesine, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince 30.11.2023 tarihli ek karar ile; davalı vekilince temyiz nispi harçlarının yatırılmadığı ve muhtıra gereklerini yerine getirmediği gerekçesiyle davalı ... (...) vekili tarafından yapılan temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; tapu iptali ve tescili yönünden davanın reddi kararlarının Yargıtay kararları ile usul ve yasa hükümlerine, dosya içerisine toplanan tüm delillere aykırı olup eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu karar verildiğini, toplanan delillere göre alıcı durumundaki davalıların ve bankanın, davalı vekilin kötü niyetini bildikleri ve/veya bilebilecek durumda olduklarının satış ve ipotek bedelleri ile satış bedellerinin ödenmesine dair para hareketleri itibariyle de esasen açıkça ortada olup karmaşık, kötü niyetli ilişkiler ağının ispatlandığı halde, hem İlk Derece Mahkemesince hem de İstinaf Mahkemesince bu ayrıntıların gözardı edilerek satışların sadece sıradan bir satış ilanı üzerine yapıldığının kabul edildiğini, davalıların savunmalarının yasal dayanağı bulunmadığını ve çelişkili, vekaletin kötüye kullanılarak çıkar sağlanması amacını perdeleme çabası olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ...'ın Üsküdar 17. Noterliğinin 05.04.2016 tarihli ve 11996 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile kızı olan davalı ...'yı vekil tayin ettiği, davacı adına kayıtlı dava konusu 2 numaralı bağımsız bölümün davalı vekil ... tarafından 06.03.2018 tarihinde satış suretiyle davalı ...'e devredildiği, yine davalı vekil ...'nın 3 numaralı bağımsız bölümü ise davacıya vekaleten 23.01.2018 tarihinde davalı ...'ye, Zülfiye'nin de 25.07.2018 tarihinde diğer davalı ...'a satış suretiyle temlik ettiği, aynı tarih ve resmi senette dava konusu taşınmaz üzerine davalı ... lehine ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır.

Hemen belirtmek gerekir ki; Bölge Adliye Mahkemesi kararı gerekçesinin son paragrafında "Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İDM kararının kaldırılmasına, belirtilen eksiklik yeniden yargılamayı gerektirmediğinden; dairemizce dosya üzerinde yapılan inceleme ile hüküm kurulmasına ilişkin HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar vermek gerekmiştir." ibaresine yer verilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulünden bahsedilmiş ise de; hükümden davacı tarafın istinaf talebinin kabulüne karar verildiğinin açıkça anlaşıldığı, kaldı ki hemen üst paragrafta İlk Derece Mahkemesince verilen ek kararla davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verildiği ve bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmadığı, ek kararın kesinleşmesi nedeniyle davalı tarafın istinaf dilekçesinin incelenmesinin mümkün olmadığına değinilmiş olup "davacı" tarafın istinaf başvurusunun kabulü yerine "davalı" yazılmasının, hükmün de kesin olmak üzere verildiğine ilişkin yer verilen son paragrafın sehven başka bir karardan kaldığı, maddi bir hatadan kaynaklandığı sonucuna varılmış olup bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.01.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.