Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6711 E. 2024/319 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasının hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş olmasına rağmen, Bölge Adliye Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmesi doğru bulunmuş, ancak vekalet ücreti hesabında hata yapıldığı gözetilerek karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2656 E., 2021/1754 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Usulden Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2014/1021 E., 2019/405 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı ve asli müdahiller tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun kamu düzeni gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; ... parsel sayılı taşınmazın kendisi ve babası tarafından eklemeli zilyetlikle 40-45 yılı aşkın süredir kullanıldığını, taşlık ve kayalık olan yerin babası tarafından kullanılabilir hale getirildiğini, fıstık ağaçları bulunduğunu, babasının yaptığı paylaşım sonucunda taşınmazın kendisine kaldığını ileri sürerek taşınmazın adına tespit ve tesciline karar verilmesini istemiştir.

02.03.2015 tarihli dilekçe ile ... ve arkadaşları vekili; davacı yanında davaya katılmak istediklerini, dava konusu taşınmazın mirasbırakan babaları ...’e ait olduğunu, davacıya bırakmadığını, tüm mirasçılarına kaldığını ileri sürerek asli müdahil olarak davaya kabullerini talep etmiş, Mahkemece talep kabul edilmiş, ancak yargılama sırasında müdahil ...’ın davası tefrik edilmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine, davanın reddini savunmuş davalı ..., taşınmazın imar planında mera olduğunu, davanın süresinde açılmadığını belirterek davanın reddi ile taşınmazın adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Gaziantep 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.06.2019 tarihli ve 2014/1021 E., 2019/405 K. sayılı kararıyla; taşınmazın mera olduğu gerekçesiyle davacı ve asli müdahillerin talebi ile davalı ...'nin talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Gaziantep 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı ve asli müdahiller tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemenin yeteri kadar inceleme ve araştırma yapmadan hüküm tesis ettiğini, davacının taşınmazı 40 yıldan uzun süredir kullandığını, taşınmazın yapısı itibari ile mera yapılmaya müsait olmadığını, davacının mera kararından önce mülkiyet hakkını kazandığını, davacı tanıklarının taşınmazı 20 yıldan çok fazla süredir kullandığını beyan ettiklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Asli müdahiller vekili istinaf dilekçesinde; iddialarının dikkate alınmadığını, dava açılan 30 dönümlük taşınmazda kendilerinin de mirasçı olarak haklarının bulunduğunu, aleyhlerine hükmedilen vekalet ücretinin hiç bir yasal dayanağının bulunmadığını, aynı şekilde tescil talebi reddedilen Şahinbey Belediyesi aleyhine vekalet ücretine hükmedilmeğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 16.12.2021 tarihli ve 2019/2656 E., 2021/1754 K. sayılı kararıyla; davanın tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu, 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kamu düzeni gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının ve asli müdahillerin davasının hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine, davalı ...’nin tescil talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçelerinde; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı ... temyiz dilekçesinde; taşınmazın Belediye adına tesciline karar verilmesi gerektiğini, dava reddedildiğinden lehine nispi vekalet ücreti takdiri gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesi;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 114, 115/2, 143 üncü, AAÜT'nin 7/2 nci maddeleri

3. Değerlendirme

1. ... parsel (yeni 104 ada 518) sayılı 156.727,73 m2 miktarlı mera nitelikli taşınmazın kadastro çalışmalarında kadimden beri nizasız fasılasız olark köy otlakiyesi olark ...köyü halkının zilyet ve tasarrufunda olduğundan bahisle ...Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit edildiği, malik hanesine tescil harici yazılmakla 20.02.1979-22.03.1979 tarihli askı ilan süresinde dava açılmadığından tespitin 23.03.1979 tarihinde kesinleştiği, davanın 10 yıllık hak düşürü süre geçtikten sonra 05.09.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacılar vekilinin tüm, davalı ... vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.Hak düşürücü süre hak sahibinin hakkının korunması için kanun veya sözleşme ile belirlenen süre içerisinde eylem ve işlemleri yapması nedeniyle hakkın sona ermesi sonucunu doğuran süredir. (Eraslan Özkaya-Özel Hukukumuzda Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süreler sh 906). Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda düzenlenen hak düşürücü süreler ile maddi hukuk alanındaki kanunlarda düzenlenen hak düşürücü sürelerin farklı olduğu, maddi hukuk alanındaki süreler bir hakkın düşmesine yol açarken usul hukukunda yer alan sürelerin usuli işlemin yapılmasına ilişkin hakkın düşmesine neden oluğu açıktır. Hak düşürücü süreler kanunla düzenlendiği gibi sözleşme ile kararlaştırılabilir.Hak düşürücü süre kamu düzeni ile ilgili olup davanın her aşamasında tarafların ileri sürmesine gerek kalmadan resen dikkate alınması gerekmektedir.

4.Dava şartları ise HMK'nın 114/1 inci maddesinde düzenlenmiş olup aynı Kanun'un 115/2 nci maddesi gereğince dava şartı noksanlığı halinde davanın usulden reddedileceği düzenlenmiştir. Belitilen maddede hak düşürücü süre sayılmadığı gibi her uyuşmazlık için hak düşürücü sürenin öngörülmediği, öncelikle uyuşmazlık konularının tespitinin yapılacağı, sonra sürelerin değerlendirileceği, HMK'nın 143 üncü maddesinde de sürelerin ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra yani tahkikata gerçildiğinde inceleneceği belirtilmiştir.

5.Mahkemece davanın süresinde açılıp açılmadığının tespiti için davanın esasına girilmesi gerekeceği, bir takım delillerin dosya arasına alınmasından sonra karar verilebileceği kuşkusuzdur.

6.Somut olayda, özellikle işin esasına girilmek suretiyle iddia ve savunma doğrultusunda araştırma yapılıp davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı tespit edildiğine göre davalılar yararına, harcı tamamlanan değer üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gözetilerek nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken (taleple bağlı kalınarak) yanılgılı değerlendirme ile maktu vekalet ücreti tayini doğru değildir.

7.Ne var ki anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR :

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacılar vekilinin tüm, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı ... vekilinin belirtilen yöne ilişkin temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan "usulden" ibaresinin çıkarılmasına, hüküm fıkrasının (6) numaralı bendinde yer alan "4.080TL" ibaresinin çıkartılarak yerine ''40.326TL'' ibaresinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının yatıranlara iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...