"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/459 E., 2022/1504 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Hilvan Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/268 E., 2019/146 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil ve tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; mirasbırakan ...'ın maliki olduğu 11 parça taşınmazı (66, 67, 68, 69, 71, 74, 230, 231, 232, 228, 242 parsel) mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalı oğlu ...’a satış suretiyle devrettiğini, karşılığında herhangi bir bedel ödenmediği gibi devirden habersiz olan davacıların malların paylaştırılması için davalıya başvurması üzerine işlemi öğrendiğini, devrin iradi olup olmadığı hususunda kuşkularının bulunduğunu, mirasbırakanın okuma yazma bilmediğini ve satış işlemlerinde parmak izi yerine kullanılan imzanın mirasbırakana ait olup olmadığını incelenmesi gerektiğini, mirasbırakan adına kayıtlı yalnızca iki taşınmaz kaldığını ileri sürerek taşınmazların tapu kaydının iptali ile payları oranında davacılar adına tescilini, mümkün olmadığı takdirde saklı paylarının tenkisini talep etmiş, 10.05.2016 havale tarihli dilekçesinde davanın muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğunu belirtmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın hangi hukuki sebebe dayalı olduğunun açık olmadığını, korkutma, hile, sahtecilik ve muvazaa iddialarının birlikte ileri sürülemeyeceğini, irade fesadı halleri yönünden hak düşürücü sürenin geçtiğini, davalının devir tarihinden beri taşınmazlar üzerinde tarım yapmak suretiyle zilyetliğini sürdürdüğünü, davalının taşınmazları üzerindeki 400.000.000,00 TL banka ipoteği ile devraldığını, kuraklıklar ve aile nüfusunun kalabalık olması nedeniyle zaman zaman ekonomik zorluklar içerisinde yaşayan mirasbırakanın bankadan kredi çekerek ihtiyaçlarını gidermeye çalıştığını, mirasbırakanın diğer mirasçılarından mal kaçırmasını gerektiren bir nedeninin bulunmadığını, satışların bedel karşılığında yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tanıklarının muris muvazaasını kanıtlar şekilde somut ve açık beyanda bulunmadıkları, davalı tanıklarının yapılan satışın gerçek olduğu yönünde açık beyanda bulundukları, temlikin mal kaçırma amacıyla yapıldığının kanıtlanamadığı, salt bedeller arasındaki orantısızlığın tek başına muvazaanın kanıtı olmayacağı, tenkis talebi yönünden davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; cevap dilekçesi süresinde verilmemiş olmasına rağmen davalı tanık beyanlarının hükme esas alındığını, tenkis talebi yönünden hak düşürücü sürenin geçmediğini, davacıların satışı, intikal işlemi için yaptıkları başvuru üzerine öğrendiklerini, satış bedelinin çok düşük olduğunu ve bedelin ödendiğine dair herhangi bir delil sunulmadığını, bu hususun tanık beyanıyla kanıtlanamayacağını, Ziraat Bankasından gelen yazı cevaplarına göre borcun mirasbırakan tarafından ödendiğini, kredi borçlusunun davalı, ipotek verenin ise mirasbırakan olduğunu, borç miktarının taşınmaz değerine göre düşük olduğunu, davacı tanıklarının husumete dahil olmak istememesi nedeniyle beyanda bulunmadığını, en büyük kardeş olan davacı ...'ın beyanlarının dikkate alınması gerektiğini, köy yerinde 17 çocuğu olan mirasbırakanın taşınmazlarını satmasının ve ayrıca çok nüfuslu ailesi bulunurken davalı tanık beyanlarında belirtildiği şekilde 3. kişilere satmayı teklif etmesinin olağan olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dilekçesinin davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, davalı tanıklarının taşınmazların davalı tarafından bedel ödenmek suretiyle satın alındığını beyan ettikleri, davacı tanıklarının ise dava konusuna dair herhangi bir bilgisinin bulunmadığı, bedeller arasındaki farkın tek başına muvazaaya delil olmadığı, davalı tarafın taşınmazları bedeli karşılığında satın aldığını ispatladığı, mirasbırakanın davaya konu taşınmazları dışında başkaca taşınmazları da bulunduğu ve bunlar üzerinde herhangi bir tasarrufta bulunmadığı, temlik işleminin mal kaçırma amaçlı yapılmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki hususları tekrarlamış, taşınmaz üzerindeki ipotek borçlusunun davalı olduğu yönündeki delillerin değerlendirilmediğini, davalının kendi borçları için babasının mallarını teminat verdiğini, bu nedenle davalının babasının borcunu ödediğine ilişkin savunmalarının doğru olmadığını, davalı tanıklarının davacılarla husumetli kişiler veya davalının yakın akrabalarından oluştuğunu, yapılan devrin hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.
Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190 ıncı maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Dosyanın incelenmesinden; 1941 doğumlu mirasbırakan ...'ın 18.07.2012 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak ilk eşi ...'dan olma davalı ..., davacı ... ve dava dışı iki çocuğu ile ikinci eşi davacı ...'dan olma davacılar ..., ..., ... ve dava dışı 6 çocuğunu terkettiği, çekişmeli 11 parça taşınmazda bulunan 30/240 payını 20.11.1998 tarihli ve 846 yevmiye numaralı işlemle davalı oğlu ...'a 1.100.000.000,00 eski TL bedel ile satış suretiyle devrettiği, satış işlemi sırasında taşınmazlar üzerinde Ziraat Bankası lehine bulunan 400.000.000,00 eski TL tutarındaki ipoteğin satış işlemiyle aynı tarihli ve 847 yevmiye numaralı işlemle terkin edildiği, aynı tarihli ve 853 yevmiye numaralı işlemle 7 parça taşınmaz üzerinde yeniden borçlusu mirasbırakan ve davalı olan zirai ipotek tesis edildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir. Yukarıda açıklandığı üzere, mirasbırakanın çekişmeli taşınmazları davalıya devretmesindeki asıl amacın duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenebilmesi için taraflarca sunulan deliller ve tanık beyanlarının yanı sıra tarafların içerisinde bulunduğu sosyolojik ve ekonomik koşullar, devre konu taşınmazların rayiç bedelleri ile işlem gördükleri bedeller, mirasbırakanın malvarlığının ne kadarı üzerinde tasarrufta bulunduğu gibi somut vakıaların birlikte değerlendirilmesi gerekir. Somut olayda, mirasbırakanın çekişmeli taşınmazlar dışında üzerine kayıtlı bulunan ve diğer mirasçılara intikal edebilecek taşınmazının ya da malvarlığının bulunup bulunmadığı araştırılmadığı gibi taşınmazlar üzerinde bulunan ipoteğin mirasbırakanın borcundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, ipotek bedelinin net olarak kim tarafından ve hangi tutarda ödendiği, davalı dışındaki mirasçıların herhangi bir ödemede bulunup bulunmadığı, çekişmeli taşınmazlarda davalıya devredilen payların devir tarihindeki değerinin ne olduğu, davacılar veya mirasbırakanın ikinci eşi Sapha ile mirasbırakan arasında herhangi bir husumet bulunup bulunmadığı hususları yeterince araştırılmamıştır.
Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için mirasbırakanın tasarruf tarihinde ve ölüm tarihinde temlik dışı malvarlığının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, çekişmeli taşınmazlarda davalıya devredilen payların tasarruf tarihindeki değerleri yöntemince belirlenmeli, taraf tanıkları yeniden dinlenerek mirasbırakanın taşınmazları hangi amaçla davalıya devrettiği, davacılarla arasında herhangi bir husumet bulunup bulunmadığı, davalı tarafından mirasbırakana yapılan bir ödeme bulunup bulunmadığı, ipotek borcunun hangi tutarda kim tarafından ödendiği hususlarında detaylı olarak beyanları alınmalı ve toplanan tüm delillerin sonucuna göre bir değerlendirme yapılarak karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.