"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/220 E., 2020/71 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozma kararına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; Özvatan ilçesi, ... köyünde bulunan 166 ada 8 parsel sayılı taşınmaza sınır olan ... isimli şahıstan bir kısım yer alıp arsalarına katarak kullandıklarını, köyde yapılan kadastro çalışmaları sırasında adlarına tespit ve tescil edilen 166 ada 8 parsel sayılı taşınmazının sınırında bulunan ve kendilerine ait parsel içerisinde bulunması gereken davaya konu yerin yol olarak tespitinin yapıldığını ileri sürerek bu yerin 166 ada 8 parsel sayılı taşınmaza dahil edilmek suretiyle, olmadığı takdirde yeni bir parsel numarası verilmek suretiyle adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi; davaya konu taşınmazın niteliği itibari ile yol olduğunu, krokisinde yol olarak bırakılan yerin davacının taşınmazının içinden geçen, taşınmazın bütünlüğünü bozan, kullanımını zorlaştıran, taşınmazın doğal uzantısı niteliğinde olmadığını, davacıların bu yer üzerinde zilyetliğinin bulunmadığını, taşınmazda imar ihya söz konusu olmadığını, davacıların da diğer köylüler gibi bu yoldan gelip geçmesinin, yolu diğer köylülere göre biraz daha fazla kullanmasının kendilerine bu yerin mülkiyetini kazandırmayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Köy Tüzel kişiliği temsilcisi; dava konusu yerin önceden beri Çayıralan ve Özvatan yolu olup bu şekilde kullanıldığını ve davacıların bu yerde zilyetliğinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalı ... vekili; dosyada taraf sıfatlarının bulunmadığını, davaya konu taşınmaza yönelik imar planı ve el atma olmadığını, ayrıca Kadastro Kanunu'nun 12 inci maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini ve Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesinde yazılı olan şartların mevcut olup olmadığının tespitinin gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, davacı lehine zilyetlik şartlarını oluştuğu belirlenerek davanın kabulü ile Kayseri ili, Özvatan ilçesi, ... köyünün Köyiçi mevkinde bulunan ve 30.06.2014 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde B harfi ile gösterilen 13,85 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın 1/2 payının ..., 1/2 payının ise ... adına tapu kütüğüne tescili ile taşınmazın aynı yerde bulunan 166 ada 8 parsel sayılı taşınmazla tevhidine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 19.02.2019 tarihli ve 2016/2346 Esas, 2019/1128 Karar sayılı kararıyla; 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun uyarınca Kayseri ilinin mülki sınırlarının Büyükşehir Belediyesi sınırı olarak belirlendiği, Büyükşehir sınırlarındaki köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliklerinin sona erdiği dikkate alınarak, ... ile taşınmazın bağlı olduğu ilçe belediyesi davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmak ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili tam ve doğru olarak sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulmasının isabetsiz olduğuna değinilerek karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; fen bilirkişinin rapor ve krokisinde B harfi ile gösterilen 13,85 metrekare yüzölçümündeki davaya konu taşınmazın keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve davacı tanıklarının beyanlarına göre tapu sicilinde davacılar adına kayıtlı olan 166 ada 8 parsel sayılı taşınmaz ile bir bütün olarak daha önceki sahibi tarafından kullanıldığı ve bu haliyle davacılara satıldığı, taşınmazın batısında bulunan yolun yaklaşık 3 metre genişliğinde olduğu ve taşınmaz ile aralarında kot farkı bulunduğu, zeminde parke döşeli olan yolun davacılara satılan taşınmazın bir bölümünün içerisine katılmak suretiyle davacılar taşınmazı satın almadan önce hali hazırdaki yol haline getirildiği, dava konusu taşınmaz fiilen yol olarak kullanılmadığı halde kadastro paftasında yol olarak gösterildiği, her ne kadar davalı tanıklarınca, davaya konu taşınmazın bir bölümünün arazi içerisindeki toprağın yolun içerisine kaydırılması suretiyle eski yola tecavüzlü olduğu beyan edilmiş ise de, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 22.12.2014 tarihli rapora göre, 1980 ve 1992 yılında çekilmiş hava fotoğraflarının stereoskopik olarak incelenmesine göre davaya konu olup keşif krokisinde B harfi ile gösterilen taşınmazın sürülmüş ve nadasa bırakılmış, diğer bir ifadeyle tarımsal faaliyet yapılmış bir yer olduğu, davaya konu taşınmazın yolda kalmadığı, gösterilen sabit sınırların arazi üzerinde mevcut olmadığının belirtildiği gerekçesiyle belirlenerek davanın kabulü ile Kayseri ili, Özvatan ilçesi, ... köyünün Köyiçi mevkinde bulunan ve 30.06.2014 tarihli fen bilirkişinin rapor ve krokisinde B harfi ile gösterilen 13,85 m2 yüzölçümündeki taşınmazın 1/2 payının ..., 1/2 payının ise ... adına tapu kütüğüne tescili ile taşınmazın aynı yerde bulunan 166 ada 8 parsel sayılı taşınmazla tevhidine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz başvuru dilekçesinde; dava konusu taşınmazın uzun zamandır köy yolu olarak kullanıldığını, davacıların 166 ada 8 parsel sayılı taşınmazdan yola doğru toprak kaydırarak etrafını tahta çit ile çevirdiklerini bu haliyle işgalci olduklarını, dava konusu taşınmazın küçük olması nedeniyle hava fotoğraflarına göre niteliğinin tam olarak anlamanın mümkün olmadığını, zilyetlikle edinme şartlarının davacı taraf lehine oluşmadığını belirterek eksik inceleme ile verilen kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü, 16 ncı ve 17 inci maddeleri
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 nci maddesi
3. Değerlendirme
Kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu taşınmaz yol olarak haritasında gösterilmiştir.
Dosyaya kazandırılan ziraat bilirkişi ve fen bilirkişi raporlarına göre; dava konusu yerin 6-7 metrekare genişliğinde, davacılar tarafından kullanılan evin bitişiğinde, bahçe niteliğinde yer olduğu ve içerisinde 5-6 yaşlarında ceviz ve çam fidanlarının bulunduğu, dava konusu yerin A ile gösterilen kısmının davacılara ait 166 ada 8 parsel içerisinde kaldığı, B ile gösterilen kısmının ise kadastro paftasında yolda kaldığı anlaşılmış; Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisinin hazırladığı raporda ise, 1980 ve 1992 yıllarında çekilmiş hava fotoğraflarının stereoskopik incelenmesine göre; A ile gösterilen yerin sürülmüş, nadasa bırakılmış ve tarımsal faaliyet yapılmış bir yer olduğu, 166 ada 8 nolu parsel içerisinde kaldığı, B ile gösterilen yerin ise sürülmüş, nadasa bırakılmış ve tarımsal faaliyet yapılmış bir yer olduğu, yolun yaklaşık 3 metre olarak mevcut olduğu, gösterilen sabit sınırların arazi üzerinde mevcut olmadığının tespitine yer verilmiştir.
Mahkeme gözleminde; davacılar vekilinin göstermiş olduğu kısmın hemen yanında davacıya ait olduğu belirtilen yerde betonarme ev bulunduğu, davacı vekilinin talep ettiği yerin evine bitişik olduğu çekişmeli bölümün etrafının yaklaşık 1-2 yüksekliğinde tahtalarla çevriliği olduğu yaklaşık 15-20 metrekare olduğu ve bahçe olarak toprağın işlendiği, içinde bir adet ceviz fidanı, bir adet de çam fidanı olduğu ayrıca bahçeden söküldüğü anlaşılan yaklaşık 28 adet üzüm çubuklarının bulunduğu belirtilmiştir.
Davaya konu taşınmazın, emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemleri tamamlanarak tarıma elverişli hale getirildikten sonra kadastro tespit tarihine kadar kazanmayı sağlayacak 20 yıllık nizasız, fasılasız ve ekonomik amaca uygun zilyetlik süresinin geçmesi suretiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümlerine göre kazanılması mümkündür.
Dosyaya kazandırılan bilirkişi raporları ve mahkeme gözlemi değerlendirildiğinde taşınmazda tarımsal nitelikte ekonomik amaca uygun kullanım olmadığı anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca; yasal şartları oluşmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.