Logo

1. Hukuk Dairesi2023/742 E. 2024/3437 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacının zilyetlik iddiasının hak düşürücü süreye tabi olup olmadığı ve meranın zilyetlikle kazanılıp kazanılamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın, kök parsel olan 190 sayılı parselin hükmen ifrazı ile oluştuğu, davacıların mirasbıraklarının da taraf olduğu kadastro mahkemesi kararının kesinleştiği, bu kararın davacılar için kesin hüküm teşkil ettiği, kadastro tespitinden önceki zilyetliğin 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğu, kadastro tespitinden sonraki zilyetliğin ise tapulu taşınmaz üzerinde olması nedeniyle mümkün olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1665 E., 2022/1587 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul/Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Polatlı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/45 E., 2021/123 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, Polatlı ilçesi, ... köyü, eski parsel 236 yeni 281 ada 9 parselin mera vasfı ile ... adına yapılan tespitine süresi içinde itiraz ettiklerini, söz konusu taşınmazları babalarından beri ihtilafsız olarak davacıların 30-40 yıldır ekip biçmekte olduklarını, tarla vasfında olduğunu öne sürerek davacılar adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın usul ve yasaya aykırı olup reddini talep ettiklerini, davada yasanın aradığı koşulların oluşmadığını, dava konusu taşınmazın mera parseli olduğunu, 4342 sayılı Yasa gereği özel mülkiyete konu olamayacağını, ayrıca her türlü zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, idare tarafından yapılmış olan işlemlerin yasaya ve usule uygun olarak yapıldığını belirtip davanın usulden ve esastan reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kısmen kabulüne/kısmen reddine;

1-Ankara ili, Polatlı ilçesi ... köyü 9 parselde bulunan 746.261,39 m2 taşınmazın; 14.11.2018 tarihli Bilirkişi Cengiz Dağdelen tarafından hazırlanan Fen Bilirkişi raporu ekli krokide,

(A) harfi ile gösterilen 61.861,54 m2'lik Tarla olarak kullanılan alanın,

(B) harfi ile gösterilen 41.427,31 m2'lik Tarla olarak kullanılan alanın,

(C) harfi ile gösterilen 125.799,89 m2'lik Tarla olarak kullanılan alanın,

(D) harfi ile gösterilen 258.570,37 m2'lik Tarla olarak kullanılan alanın, mera özel sicilindeki kaydının terkini ile davacılar adına tesciline,

(E) harfi ile gösterilen 194.106,74 m2'lik kısmın mera özel siciline tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine ve Polatlı Belediyesi vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı Hazine vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın mera vasfında olup zilyetlikle kazanılamayacağını, dava konusu parselin 1950-1951 yılında tespit tutanağı düzenlenip askıya çıkarıldığını, ve kesinleştiğini, meraların zilyetliğe konu olamayacağını ve 08.05.1987 gün ve 1986/3-1987/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Hukuk Genel Kurulu’nun 24.06.1988 gün ve 1988/8-303-647 sayılı kararında benimsenen ilkeye göre mera niteliği ile sınırlandırılan taşınmazlar hakkında açılacak davaların 766 sayılı Yasa'nın 31/2 ve 3402 sayılı Yasa'nın 12/3 üncü maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olacağından açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Davalı ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Belediyenin yasal hasım olması nedeniyle yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, kararın usul ve yasaya aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu 236 sayılı parsel altında tescil edilmesi nedeniyle iş bu parselin oluşumuna esas Kadastro Mahkemesi ilamında davacılar ve mirasbırakanları taraf olması nedeniyle bu ilamın davacıları bağlayacağı ve kesin hüküm oluşturacağı, Davacı tarafın dava tarihi olan 15.07.2015 tarihinden önceki zilyetliğe dayalı dava sebebine gelince; dava konusu 236 sayılı parselin 190 sayılı kadastro parselinden ifrazen hükmen oluştuğu, kadastro tespitinden önceki zilyetliğin tutanağın kesinleşme ve tapuya tescil tarihinden dava tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi ve dava konusu parselin kadastro tespitinin kesinleşmesine esas ilamda davacıların ve mirasbırakanlarının taraf olduklarından haklarında kesin hüküm oluşturması nedeniyle, dava tarihinden önce kadastro tespitinden sonraki zilyetliğe ise tapulu taşınmazların zilyetlikle iktisabının mümkün bulunmaması nedeniyle davacı tarafın zilyetliğine değer verilemeyeceğinden Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeler ile davanın kabulü ile toplam 487.659,11 m2'lik bölümünün davacılar adına zilyetlikten tesciline karar verilmesi isabetsiz bulunduğundan, HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince davalı Hazine vekili ve davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Polatlı 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.04.2021 Tarih ve 2016/45-2021/123 E-K sayılı kararının HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılmasına, davacıların davasının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın kadastro tespitinden sonraki nedene dayandığını, 6.12.1962 tarihli senede dayandıklarını, hak düşürücü sürenin uygulanmayacağını, davacılar lehine TMK 713/2 de bahsedilen olağanüstü kazanım koşullarının oluştuğunun, taşınmazın tarla vasfında olduğunun tespit edildiğini öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3'üncü maddesi; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.03.1996 tarihli ve 1995/20-1086 Esas, 1996/174 Karar sayılı kararı

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucu eski 236 (yeni 281 ada 9) parsel sayılı taşınmaz öncesinde tesis kadastrosu sırasında 190 sayılı parsel altında kadastro tutanağı düzenlenen kadastro parselden gelmektedir. Polatlı Kadastro Mahkemesinin 1998/2 Esas sayılı dava dosyasında davacılar mirasbırakanı ... ve ölümü ile mirasçıların taraf olduğu ... Mahallesi 190 sayılı parselin kadastro tespitine itiraz edilmesi nedeniyle yapılan yargılama sonunda Polatlı Kadastro Mahkemesinin 1998/2-1998/23 E-K sayılı ve 21/01/1998 sayılı ilamı ile 190 sayılı parselin teknik bilirkişi rapor ve krokisinde (P) harfi ile gösterilen 196.000 m2'lik, (K) harfi ile gösterilen 290000 m2'lik ve (L) harfi ile gösterilen 778100 m2'lik kısımlarının Hazine adına, (B) harfi ile gösterilen 80000 m2'lik ve (C) harfi ile gösterilen 12000 m2'lik bölümlerinin ölü ... ve müşterekleri adına tapuya tesciline, aynı krokide (E) harfi ile gösterilen 457900 m2'lik ve (G) harfi ile gösterilen 800.000 m2'lik, (H) harfi ile gösterilen 50.000 m2'lik kısımlarının Galip Tekeli ve müşterekleri adına tapuya tesciline, (A) harfi ile gösterilen 111200 m2'lik kısmının Galip Tekeli ve müşterekleri adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Kararın temyizi üzerine Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 12/10/1999 tarih ve 1999/4201-1999/4272 E-K sayılı ilamı ile onanarak ve 21.12.1999 tarih ve 1999/5835-1999/5816 E-K sayılı ilamı ile karar düzeltme talepleri reddedilerek 190 sayılı parsele ilişkin karar kesinleşmiştir. Kök 190 sayılı parsel hükmen ifraz ile ayrı parseller altında (228, 229, 230, 231, 232, 233, 234, 235, 236 sayılı parseller altında) kesinleşen kararda belirtilen malikleri adına tapuya tescil edilmiştir. 190 sayılı parselin kararda belirtilen (L) harfi ile gösterilen 778.100,00 m2'lik kısmı dava konusu 236 sayılı parsel altında ve 778100 m2 yüz ölçümüyle tarla vasfıyla Hazine adına hükmen ifraz ile 15.05.2000 tarihinde tescil edilmiştir. 4342 sayılı Mera Kanunu uyarınca yapılan mera çalışmaları sonunda mera vasfıyla 20.12.2013 tarihinde mera siciline kaydedilmiştir. 06.04.2015 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi gereğince tutulan uygulama tutanağında dava konusu eski 236 sayılı parsel yeni 281 ada 9 sayılı parsel altında tespit edilmiş, uygulama tutanağının edinme sebebi sütununda bu parselin geldi parselinin 190 sayılı parsel olduğu belirtilmiştir. Böylece çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağı 15.05.2000 tarihinde kesinleşmiş, eldeki dava ise 15.07.2015 tarihinde açılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.