Logo

1. Hukuk Dairesi2023/750 E. 2023/6914 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hile ile alınan vekaletname kullanılarak yapılan taşınmaz satışının iptali ve bedel iadesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Vekaletname ile yapılan taşınmaz satışında mirasbırakanın iradesinin hile ile sakatlandığı ve vekalet görevinin kötüye kullanıldığı gözetilerek, davacıların bedel talebinin kabulüne, ancak kararın faiz yönünden eksik olduğu gerekçesiyle düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/270 E., 2022/322 K.

DAVA TARİHİ : 15.04.2013

HÜKÜM : Asıl ve Birleştirilen Dava Kabul

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali-tescil ve tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar asıl ve birleştirilen davada davalılar ve davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl ve birleştirilen davada davacı ...; mirasbırakan amcası ...’ın ... tarafından kandırıldığını, adı geçenin mirasbırakanın yalnızlığından faydalanarak ve ona ömrü boyunca bakacağını söyleyerek iki katlı evini 13.04.2010 tarihinde akrabası olan davalı ...’ye bedelsiz şekilde devrettirdiğini, işlem tarihinde 84 yaşında olan mirasbırakana satış bedeli ödenmediğini, ölümünden önceki bir yıl içinde huzur evinde kaldığını, temlikin hileli olduğunu ileri sürerek dava konusu 64 parsel sayılı taşınmazın davalıya yapılan satış işleminin iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiş; birleştirilen 2014/403 Esas sayılı davada, tapu kaydındaki 270.000 TL bedelli ipotek nedeniyle iptal tescil isteği bakımından hukuki yarar kalmadığını belirterek hile ve vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle şimdilik 20.000 TL tazminatın davalı ... ve asıl davada davalı ...’den müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.

2. Birleştirilen 2013/833 Esas sayılı davada davacılar Kadir ve ..., davalılar ... ve ...’a karşı aynı iddiaları ileri sürerek iptal tescil ve tazminat isteğinde bulunmuşlar, asıl ve birleştirilen davada davacılar 30.06.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile dava dışı banka tarafından ipotek bedelinin 261.410,00 TL olarak bildirildiğini, taşınmazın değerinin ise 132.320,00 TL olarak saptandığını, bu haliyle iptal tescile karar verilmesinde hukuki yarar kalmadığını ileri sürerek davanın ıslah yolu ile tazminata dönüştürülmesini ve 132.320,00 TL tazminatın faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemişlerdir.

II. CEVAP

1. Asıl ve birleştirilen davada davalı ..., taşınmazı davalı vekil ...’dan gerçek bir satış işlemiyle ve iyiniyetle edindiğini belirterek asıl ve birleştirilen davanın reddini savunmuştur.

2.Birleştirilen davada davalı ..., hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu vekaletnamenin tanzim tarihinden iki yıl sonra emekli maaşını çekme ve abonelik işlemleri konusunda mirasbırakan tarafından yeniden vekil tayin edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEMENİN KARARI

Mahkemece, hile iddiası bakımından hak düşürücü sürenin geçtiği, vekaletnamenin düzenlenmesinde ve satış işleminde hile olgusunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairenin 15.01.2019 tarihli ve 2015/7449 E., 2019/110 K. sayılı kararıyla; davanın, vekaletnamenin hile ile alındığı ve kötüye kullanıldığı iddiasından kaynaklandığı dikkate alınarak gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, tanıkların bu iddia doğrultusunda yeniden dinlenilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı nitelendirme ve eksik incelemeyle yetinilerek yazılı biçimde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İnegöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.09.2021 tarihli ve 2019/220 E., 2021/347 K., sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazın satışında mirasbırakanın iradesinin hile ile yanıltıldığına dair delil bulunmadığı veya mirasbırakan tarafından taşınmazın satışına yönelik düzenlenen vekaletname kapsamında vekalet görevinin davalı ... tarafından kötüye kullanıldığı iddiasının davacı taraflarca kanıtlanamadığı, devrin mirasbırakanın bilgisi ve isteği doğrultusunda yapıldığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

C.İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairenin 15.02.2022 tarih 2021/10174 E., 2022/1170 K., sayılı kararıyla; Alt soyu bulunmayan mirasbırakanın ömrünün kalan kısmında kendisine bakılacağı vaadi ile kandırılarak alınan vekaletname kullanılmak suretiyle oturduğu evin vekil ... tarafından eniştesi diğer davalı ...'ye satış suretiyle devredildiği, mirasbırakana satış bedeli ödemediği gibi satış bedeli olarak ödendiği bildirilen 50.000 TL bedelin de taşınmazın keşfen belirlenen değerinin çok altında olduğu, bu durumda vekil ile eniştesi olan kayıt maliki ...’nin el ve işbirliği içerisinde davacıların mirasbırakan...i zararlandırdıkları, bir başka ifadeyle vekalet görevinin kötüye kullanıldığı gerekçesiyle davacıların davalarını bedele hasrettikleri gözetilerek asıl ve birleştirilen davanın bedel yönünden kabulüne karar verilmesi gerektiğine değinilerek karar bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İnegöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.10.2022 tarihli 2022/270 E., 2022/322 K. sayılı kararı ile; vekaletnamenin hile ile alındığı, davalı ...’nin iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulü ile 132.320 TL bedelin davalılardan tahsili ile davacılara miras payları oranında ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ve davacılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalılar vekili temyiz dilekçesinde; satışın gerçek olup bedelin ödendiğini, vekaletin hile ile alınmadığını, bedelin mirasbırakan tarafından kullanıldığını, bakım ve gözetimin yapıldığını, ikinci bir vekalet daha verildiğini, tanık beyanlarının yetersiz olduğunu, hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; faiz konusunda karar verilmediğini belirterek hükmün düzeltilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hile ile alınan vekaletnamenin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı bedel isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 506 ncı maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023 ve 1024 üncü maddeleri,

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun(HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân

bulunmadığı anlaşılmakla; davalıların temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

3. Davacıların temyiz itirazlarına gelince; davacıların birleştirilen 2014/403 E. sayılı davada dava tarihinden itibaren faiz talebiyle bedel isteğinde bulundukları, 30.06.2014 tarihli ıslah dilekçesinde de açıkça bedelin faiziyle tahsilini istedikleri göz ardı edilerek faize ilişkin hüküm kurulmaması doğru değildir.

4.Ne var ki anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7 nci maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

1.Davalıların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,

2.Davacıların temyiz itirazının kabulü ile gerekçeli kararın hüküm kısmının 1. bendinde “132.320,00-TL tazminatın” ibaresi ile “davalılardan müştereken ve müteselsilen” ibaresi arasına gelmek üzere “dava tarihinden (23.06.2014) itibaren yasal faiziyle birlikte” ibaresinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek halinde peşin alınan temyiz harcının ilgililere iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

28.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.