Logo

1. Hukuk Dairesi2023/783 E. 2024/1989 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletname ile satılan taşınmazların bedelinin ödenmediği ve satışların muvazaalı olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davası ile terditli olarak satış bedellerinin tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Vekilin vekil eden davacıya karşı özen ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğine dair delil bulunmaması ve satış işlemlerinde bedelin düşük gösterilmesinin tek başına muvazaa iddiasını ispatlamaya yetmemesi gözetilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2571 E., 2022/2099 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul-İstinaf Başvurusunun Yapılmamış Sayılmasına/ Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/636 E., 2021/132 K.

Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne, ek karar ile istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Kararın ve ek kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ek karar kaldırılmak suretiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA

Davacı vekili; davalılardan ...'nın emlakçı olduğunu, taşınmazların değişik tarihlerde 29.08.2013 tarihli vekalete istinaden ... tarafından satışının yapıldığını, 03.09.2013 tarihinde 696 parseldeki 250 m2 arsasını 150.000,00-TL'ye davalı ...'a sattığını ve bedelin davacıya verilmediğini, arsaya, Devletin Kanal İstanbul projesi doğrultusunda herhangi bir bedel ödemeden el koyduğunu kendisine söylediğini, 398 ada 24 parselin 43.000,00-TL bedelle satış gösterildiğini ancak gerçek bedelinin 400.000,00-TL değerinde olduğunu, 428 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 66.000,00-TL bedelle davalı ...'a satıldığını yine bedelinin davacıya ödenmediğini, satışların hepsinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek 596 parsel sayılı taşınmazdaki davalı ... adına kayıtlı bulunan hisselerin iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, uygun görülmez ise terditli olarak satış yetkisi içeren vekalet sözleşmesindeki taşınmazın rayiç bedeli tespit edilerek dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, 428 ada 1 parsel ve 98 ada 24 parsel sayılı taşınmazlar birden fazla kez el değiştirdiğinden rayiç bedellerinin belirlenerek tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... özetle; iddiaların gerçeği yansıtmadığını, yapılan işlemlerin davacının bilgisi dahilinde olduğunu, dava açmasının kabul edilebilir bir durum olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ... vekili; davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, muvazaalı bir işlem bulunmadığını, 7 yıldan sonra dava açılmasının kötü niyetinin göstergesi olduğunu, hukuki dayanağının bulunmadığını belirterek davanın öncelikle husumet yokluğundan, aksi kanaat halinde esastan reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 13.03.2021 tarih ve yukarıda sayısı belirtilen kararı ile; davacının 06.07.2011 tarih ve 19124 yevmiye numaralı vekâletname ile 24 parsel, 29.08.2013 tarih ve 27255 yevmiye numaralı vekâletname ile 696 parsel, 31.03.2016 tarih ve 10397 yevmiye numaralı vekâletname ile bilumum taşınmazları için davalı ...'yı vekil tayin ettiği, çekişme konusu 696 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı iken vekâleten davalı ... tarafından 03.09.2013 tarihinde 150.000,00 TL bedelle davalı ...‘a satılarak adına tescil edildiği, mevcut halde kamulaştırmayla ... Belediyesi adına kayıtlı olduğu, 428 ada 1 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazın 81/4324 hissesinin davacı adına kayıtlı iken vekâleten davalı ... tarafından 25.07.2016 tarihinde 66.000,00 TL bedelle davalı ... adına tescil edildiği, akabinde 10.01.2018 tarihli satış işlemi sonucunda dava dışı 3. kişi adına tescil edilmiş olduğu, 398 ada 24 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazın davacı adına kayıtlı iken vekâleten davalı ... tarafından 07.07.2011 tarihli satış işlemi sonucunda 43.000,00 TL bedelle davalı ... adına tescil edildiği, tevhit ile 27 parselin içinde kaldığı, dava dışı 3. kişiler adına kayıtlı olduğunun anlaşıldığı, vekil olan davalı ... ile diğer davalıların çıkar ve işbirliği içerisinde oldukları, kötü niyetli oldukları, vekilin vekâlet görevini kötüye kullandığını bildiklerinin davacı tarafından ispat edilemediği, vekil ...'nın vekil eden davacıya karşı özen ve sadakat yükümlülüğünü yerine getirdiği hususunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine, davalı ... aleyhine açılan alacak talebinin kabulü ile 735.664,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine, davalılar ..., ... ve ... aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, Mahkemece davacı vekilinin istinaf başvurusunun süresinde olmadığı gerekçesiyle 29.06.2021 tarihli ek karar ile istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına ve ek kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili; kararın ve ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tebligatın usulsuz yapıldığını,bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, davalıların kötüniyetli olduklarını, davalıların vekilin yakınları olduğunu ve vekille birlikte hareket ederek davacıyı zarara uğrattıklarını, bedellerin gerçek miktarı yansıtmadığını belirterek ek kararının kaldırılarak istinaf taleplerinin kabulü ile davanın tüm davalılar yönünden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ek karara yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; davacı vekilinin istinaf başvurusunun süresinde olmadığı gerekçesiyle ek karar ile istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği ancak davacı vekiline gerekçeli karar tebliğinin muhatabın adreste bulunmama nedenleri belirtilmeksizin yapılmış olması sebebiyle tebligatın usulsüz olduğu, istinafın süresinde olduğunun kabulünün gerekeceği, ek kararın yasa ve hukuka uygun olmadığı, gerekçeli karara yönelik istinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf başvuru sebepleri kapsamında inceleme yapılması gerektiği, davalıların vekil ile birlikte hareket etiklerine dair delilin bulunmadığı, resmi senetteki satış bedelleri ile satış tarihlerindeki rayiç değerler arasında çok aşırı fark bulunmadığı, satış işleminde bedelin düşük gösterilmesinin tek başına işlemin muvazaalı olduğunun kabule yeterli olmadığı, davalıların iyiniyetli 3. kişi olarak kabul edilmeleriyle haklarındaki davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün değilse tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 504/1 inci ve 506 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...