"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1697 E., 2022/1750 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Kabul - Karar Kaldırılarak Dava Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tirebolu Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/395 E., 2021/402 K.
Taraflar arasındaki vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukukî nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... Mahallesi 115 ada 9 parsel sayılı taşınmazda davalıyla birlikte 1/2'şer paylı malik olduklarını, dilekçesinin ekinde sunduğu krokiye istinaden fiili kullanım sınırları gözetilmek şartıyla taşınmazı güneydeki yola dikey olarak iki eşit yüzölçümlü parsele bölmek için davalıyla anlaştıklarını, bu amaçla Bakırköy 9. Noterliğinin 17.11.2017 tarih ve 31336 yevmiye sayılı vekâletnamesi ile yetkilendirdiği vekili ... ile davalı paydaşın 19.12.2017 tarihinde kötüniyetli, anlaşmaya aykırı ve zararına olacak şekilde taşınmazı 1/2'şer payla 115 ada 28 parsel, davacı adına 115 ada 29 parsel ve davalı adına 115 ada 30 parsel olacak şekilde üç parsele ifraz ettiklerini, böylelikle davacının 29 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki evinin arsasının küçülerek değerinin azaldığını, kullanmadığı alanların 30 parsel içinde davalıya tapulandığını, davacının sonradan öğrendiği bu işleme muvafakat vermeyip kötüniyetli ve zararına ifraz işlemini yapan ...'ı 27.08.2018 tarihli azilname ile vekillikten azlettiğini belirterek 9 parsel sayılı taşınmazın parselasyonu sonrası oluşan 28, 29 ve 30 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile tapunun işlemden önceki hâline getirilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu yerdeki 9 parsel sayılı taşınmazda davalının davacı ile 1/2'şer paylı malik olduklarını, üzerinde davacının babasının yaptırdığı ve yine davalıyla ortak oldukları ev olduğunu, davacının birinci katta, davacının kardeşi ile davalının babası ...'un da ikinci katta oturduğunu, babası ... ölünce davalı ile davacının evleri ayırmak istediklerini, anlaşmaya göre 9 nolu parseli üçe böleceklerini, davacının yol hizasında ayrı ev yaptırıp ortak evden taşınacağını, hakkını davalıya vereceğini, yolun arkasında kalan 28 nolu parselin 1/2'şer paylı kalmaya devam edeceğini, 27.12.2017 tarihli ifraz işlemi sonrası davalıya tapuların fotoğraflarını gönderdiğini, davalının işleme onay verdiğini, hatta davalının bu yaz memlekete gelip kendi bahçesinden çay ve fındık topladığını, ifraz yapılırken 29 ve 30 nolu parsel arasında hataen davacıya fazladan 133 m2 yer verildiğini, ifraz sonrası 29.08.2018 tarihli ve "Mutabakat Metnidir" başlıklı belgeye istinaden davacıya ait 29 nolu parsele yazılan fazlalığın yarısının davalıya devredileceğini, karşılığında da davalının 29 parselde ortak kullanılan evdeki hakkından vazgeçeceğini, davacının mutabakat metnine uymayıp eldeki davayı haksız olarak açtığını, ifrazdan kazançlı çıkanın davacı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 04.11.2021 tarihli ve 2018/395 Esas, 2021/402 Karar sayılı kararıyla; temsilcinin yetkisiz tasarrufta bulunduğu, dürüstlük, sadakat ve özen borcunu göz ardı ettiği, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak ifraz işlemini gerçekleştirdiği, davalının da vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde kötü niyetli olarak hareket ettiği, davalının sunduğu mesaj içeriklerinde davacının taşınmazın üçe bölündüğünü anlamadığı, işleme muvafakat verdiğine dair açık beyanı bulunmadığı, 29.08.2018 tarihli ve "Mutabakat Metnidir" başlıklı belgenin gereğinin de yerine getirilmediği, davacının sözleşme ile bağlı olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, cevap dilekçelerini tekrar etmekle ifraz işlemini birlikte yaptıkları davacının vekili ...'a 9 sayılı parseli istediği şartlarda ve istediği taşınmazla tevhit etmeye, kazai ve rızai taksim yapmaya dair özel yetki verildiğini, vekilin Mahkemece dinlenmediğini, davalının işlemde asıl olarak yer aldığını, vekil olarak işlem yapmadığını, husumete itiraz ettiklerini, ifraza davacının muvafakati olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte ifraz işlemine davacının örtülü olarak onay verdiğini, tapuları gördüğü hâlde itiraz etmediğini, gelip fındığını ve çayını topladığını, davalının husumetli olduğu davacının annesinin baskı ile eldeki davayı açtırdığını, tanık beyanlarıyla teyit edileceği üzere fiili kullanım sınırının da değiştirilmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesinin 04.11.2021 tarihli ve 2018/395 Esas, 2021/402 Karar sayılı kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 27.12.2022 tarihli ve 2022/1697 Esas, 2022/1750 Karar sayılı kararıyla; davalının yapılan işlemde iyiniyetli olmadığına dair tanık beyanı veya başka delil olmadığı, davacının rızası hilâfına ve zararına işlem yapıldığı iddiasının ispatlanmadığı, aksine sunulan mesajlaşma kayıtlarında davacının taksimden ve taşınmazın 3 parsele ifrazından haberi olduğunun anlaşıldığı, davacı adına tescil edilen 29 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün davalı adına tescil edilen 30 sayılı parselden fazla olduğu, muhdesata ilişkin uyuşmazlık olmadığı için muhdesat yönünden iddiaların dinlenemeyeceği, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle başvurunun kabulü ile Tirebolu Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının HMK'nın 353/1-b-2 nci maddesi uyarınca kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı tarafından sunulan mesajlaşma kayıtlarında dava konusu ifraz işlemine muvafakat anlamı çıkmayacağını, tanık beyanları ile teyit edileceği üzere tarafların taşınmazın sağ ve sol tarafını eşit olarak paylaştıklarını, arada da yola dik şekilde taşınmazı eşit iki parçaya bölen sınırın olduğunu, ifrazla parselin üçe bölünmesinde davalının ve vekilin kötüniyetli olduklarını, ifraz sonucu kendisine düşen 29 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümündeki fazlalığın davalı ve vekilin kötüniyetli olmadığını göstermeyeceğini, davacıya fiilen kullandığı kısmın verilmediğini, davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu, taşınmazların tümünün toplam bedeli üzerinden hesaplanmaması gerektiğini, taşınmazların tamamının dava konusu edilmediğini, davacının da taşınmazlarda malik olduğunu, usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukukî nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 37 nci maddeleri,
2. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddeleri,
3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 504/1 inci ve 506 ncı maddeleri,
4. 4721 sayılı Kanun'un 2 nci ve 3 üncü maddeleri.
5. Karar tarihinde yürürlükte olan 2022-2023 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesi uyarınca tarifenin üçüncü kısmı.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya kapsamına göre; davacının Bakırköy 9. Noterliğince düzenlenen 17.11.2017 tarihli ve 31336 yevmiye sayılı vekâletnamesi ile dava dışı ... mahallesi, 115 ada 9 parsel sayılı taşınmazı diğer paydaşlarla dilediği şartlarda taksim, ifraz, tevhit ve parselasyonunu yapmak üzere özel yetkili vekil tayin ettiği, bu vekâletnameye istinaden davacının özel yetkili vekili ... ile paydaş davalının talebi ile 19.12.2017 tarihli ifraz işlemiyle 115 ada 9 parsel sayılı taşınmazın davacı ve davalının 1/2 paydaş olduğu 6.471,45 m2 yüz ölçümlü 28 parsel, davacının malik olduğu 544,27 m2 yüz ölçümlü 29 parsel ve davalının malik olduğu 431,27 m2 yüz ölçümlü 30 parsel sayılı taşınmazlara parselasyonunu yaptıkları; davacı tanıklarından olan tarafların annesi ... ve kardeşleri ...'un beyanlarının davalının yapılan parselasyon işleminde iyiniyetli olmadığını, davacının rızası hilâfına ve zararına işlem yaptığını teyit etmedikleri, davalı tarafından sunulan mesajlaşma kayıtlarında davacının taksimden ve taşınmazın üç parsele ifrazından haberi olduğunun anlaşıldığı, üstelik davacı adına tescil edilen 29 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün davalı adına tescil edilen 30 sayılı parselin yüz ölçümünden 113 m2 fazla olduğu, parselasyon işleminden sonra tarafların imzaladıkları 29.08.2018 tarihli ve "Mutabakat Metnidir" başlıklı belgeye istinaden davacıya ait 29 parsel sayılı taşınmazdaki fazlalığın yarısının davalıya devredilmesi karşılığında davalının 29 parselde ortak kullanılan evdeki hakkından vazgeçeceğinin kararlaştırılması karşısında Bölge Adliye Mahkemesince davanın reddine dair verilen kararda isabetsizlik bulunmamaktadır.
3. Davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesince davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; nihai karar tarihinde yürürlükte olan 2022-2023 yılı AAÜT'nin 13 üncü maddesi uyarınca tarifenin üçüncü kısmına göre davaya konu taşınmazların toplam değerinin yarısı olan 419.714,76 TL üzerinden davalı lehine 61.760 TL karşı vekâlet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmaması karşısında, davacı vekilinin vekâlet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının da reddi gerekir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...