"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.03.2015 tarihli ve 2015/2981 Esas, 2015/1816 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçelerinde; Kandıra ilçesi ... köyünde bulunan 127 ada 39 ve 42 ve 126 ada 11 parsel sayılı taşınmazların 1/3 hissesinin kendi adlarına yazılması gerekirken tamamının davalı adına tespit edildiğini, 127 ada 39 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki evin 1999 yılında kendileri tarafından yapıldığını ve o tarihten beri ikamet ettiklerini ileri sürerek taşınmazların 1/3'er hissesinin iptali ile adlarına tescilini talep etmiştir.
Yargılama sırasında 127 ada 42 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davalarından 11.04.2012 tarihinde yapılan keşif sırasında feragat etmişlerdir.
Bozma ilamı sonucu yapılan yargılama sırasında davacılar, ...'dan gelen haklarını talep ettiklerini beyan etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların kök murisi ve dedesi ... ...(...)'dan intikal eden taşınmazlar olduğunu, murisi ... ...'a da babasından taksimden gelen taşınmazlar olup dedesi ve kök murisi ... ...(...)'nın vefatı ile taşınmazların mirasçıları olan babası ve müteveffa ... ... ile halası Hatica ...'a yasal yolla intikal etmiş olduğunu halası olan ... de vefat ettiğinden kendisine intikal eden yasal miras payını mirasçısı ve kızı ... ...(...) rızasi ile tarafına devir ettiğini, kök murisi ...'in oğlu ve müteveffa babası ... ...'ya intikal eden yasal miras payının ise kendi evlatları olan kendisi davalı, ... ... ve diğer kardeşleri ... ... ile ... ...'ya intikal etmiş olduğunu mirasçılardan kardeşleri ... ... ile ... ... (...) da kendi yasal miras paylarını kadastro çalışmaları sırasında tarafına rızaları ile devretmiş olduklarını kadastro esnasında da bu şekilde adına tam paylı olarak kayıt ve tespit olduğunu, davacılardan ... 127 ada 39 parsel üzerine 1999 tarihinde yapmış olduğundan bahsettiği evi kendi rızası dışında ve kendisi köyde oturmadığı için Büyükşehir belediye sınırları içine alınmadığı bir tarihde yapıldığını öğrendiğini, davacıların kök miras bırakanın ... ... ile hiçbir hukuki ve fiili irtibatları bulunmadıklarını kök murisi ...'in mirasçısı olmayan davacıların hakkında açtıkları davanın bu sebeple hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.05.2013 tarihli 2010/257 Esas 2013/441 Karar sayılı kararı ile davanın kabulü ile Kocaeli ili Kandıra ilçesi ... köyünde kain olan 127 ada 39 ve 126 ada 11 nolu parselin tapu kaydının iptaline, 1/3 payının davacılar ... ve ..., 2/3 payını davalı ... ... adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Karar; Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 09.03.2015 tarihli 2015/2981 E- 2015/1816 K. sayılı kararıyla; davalının cevap dilekçesinde çekişmeli taşınmazların miras bırakanı ... ...'dan kendisine kaldığını, davacıların ... mirasçısı olmadığını, haklarının bulunmadığını, keşifte ise davacıların 1/4 pay sahibi olduğunu, 27.5.2013 tarihli oturumda davacıların taşınmazların 1974 yılında ... ... ile birlikte taksim ettiklerini 1/3 payın kendilerine 2/3 payın davalı tarafın murisine kaldığını beyan etmeleri üzerine davalının, davacıların yaşı itibariyle taksimi bilebilecek durumda olduklarını beyan etttiği, keşifte ise dinlenilen yerel bilirkişi ve tanıkların taşınmazların davacılara ve davalıya babalarından kaldığını bugüne kadar birlikte kullandıklarını ancak tarafların pay oranlarını bilmediklerini beyan ettikleri, bu duruma göre davacılar ile davalı tarafın ortak miras bırakanının kim olduğu belirlenmediği, taksim olgusundan bahsedildiği halde taksimin kimler arasında hangi tarihte yapıldığı, kime hangi yerlerin kaldığı, çekişmeli taşınmazların paylı bırakılmak suretiyle taksim edilip edilmediğinin saptanmadığı vurgulanarak taraflar arasındaki mirasçılık ilişkisinin belirlenmesi daha sonra yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, önceki keşifte dinlenilen kişiler ve uzman fen bilirkişi hazır olduğu halde dava konusu taşınmazların başında yeniden keşif yapılması, çekişmeli taşınmazların hangi tarihte kimler tarafından paylaşıldığı, paylaşım sonucunda kime hangi taşınmazların bırakıldığı, paylaşım tarzının pay vermek suretiyle mi yapıldığı yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından ayrıntılı olarak sorulup, saptanması öte yandan 127 ada 42 parsel sayılı taşınmaz dava konusu edildiği halde adı geçen parsel yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması ve kabule göre de 127 ada 39 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ve tespit tarihinden önce yapıldığı anlaşılan ... boyalı ev ve çatısı bulunmayan betonarme ev olarak belirtilen muhdesatların kim tarafından yapıldığının 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesi hükmü gereğince tapunun beyanlar hanesinde gösterilmemesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.07.2020 tarihli 2015/361 Esas 2020/212 Karar sayılı kararı ile dava konusu 127 ada 39 parsel sayılı taşınmazın ... ... ...'dan geldiği, ... ...'in ölümü ile mirasının paylaşıldığı, ... ...'in oğlu olan ... ...'nın kendisinden önce öldüğü bu nedenle kendisine mirasçı olmadığı ancak miras paylaşımında ... ...'nın sağ kalan eşi ...'a yine de ...'ten gelen miras ... olarak kendisine 127 ada 39 parsel sayılı taşınmazın verildiği, ...'ın ölen ilk eşi ... ...'dan sonra başka köyden olan ... ... ile ikinci evliliğini yaptığı ve ...'ın 127 ada 39 parsel sayılı taşınmazı ikinci eşi ...'ye bağışladığı, ... ...'ın 1921 yılında öldüğü ve mirasının paylaşılmadığı, davalı ... ...'nın ...'ın ilk evliliğinden olan altsoyu(torunu), davacıların da ...'ın ikinci evliliğinden olan torunları olduğu, bu nedenle tarafların ortak kök murisinin ... olduğu, ...'ın ikinci evliliğini yaptıktan sonra ilk evliliğinden olan çocukları ve ikinci evliliğinden olan çocukları ile birlikte aynı evde yaşamaya devam ettiği ve taşınmazları da birlikte zilyet edinip kullanmaya devam ettikleri ve her ne kadar önceki keşifte dinlenilen mahalli bilirkişi ve tanıklar dava konusu taşınmazların ... ... ... ...'dan geldiğini beyan etmiş iseler de dava konusu taşınmazları uzun yıllar birlikte kullanmalarından dolayı mahalli bilirkişi ve tanıkların bu bilgilerinin aslında taşınmazların kullanımına ilişkin olduğu ve taşınmazların mülkiyetinin kime ait olduğundan haberdar olmadıkları, ayrıca taraflar her ne kadar aralarında bir taksimin varlığından bahsetmiş iseler de bütün mirasçıların katılımıyla gerçekleşen usulüne uygun bir taksimin, taksimin tarihinin ve kime hani yerlerin düştüğünün dosya kapsamından anlaşılamadığı bu durumda mirasın taksim edilmediğinin kabulü gerektiği, yine keşifte dinlenilen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre dava konusu 127 ada 39 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan tek katlı betonarme yapının davacı ... tarafından ve tek katlı yarı kargir yapının davalı ... ... tarafından kadastro tespitinden önce yapıldığının sabit olduğu, bütün bunların yanında davalı ... ...'nın 11/04/2012 tarihli keşif tutanağındaki beyanı dikkate alındığında dava konusu taşınmazlarda davacıların 1/4 oranında hakları olduğunu kabul ettiği ve davalının bu beyanının 6100 sayılı HMK'nın 308. maddesinde düzenlenen davayı kabul niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabul sebebiyle 1/4 oranında kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin sübut bulmadığından reddine, dava konusu taşınmazlar üzerinde bulunan muhdesatların 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2 maddesi gereğince tapunun beyanlar hanesine şerh edilmesine, 127 ada 42 parsel sayılı taşınmaz hakkında davacıların 11/04/2012 tarihli keşif tutanağındaki feragat beyanı dikkate alındığında bu parsel hakkındaki davanın da feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
E. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilamında davalı beyanının kabul olarak değerlendirilmediğini, davalı beyanıyla davacıların beyanlarını kabul etmediğini, kendince eksik bilgisi ile arada geçen vakaları izah etmeye çalıştığını, ...'nin kök muris ...'e mirasçı olmadığını, Mahkemece taksim hususunun ispatlanmadığı belirtilmesine rağmen kabul nedeniyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
F. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi miras hakkına dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun;
14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
" Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40,kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
15. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
" Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur. "
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucunda Kocaeli ili Kandıra ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 126 ada 11 ve 127 ada 39 parsel sayılı, 838.24 ve 269.45 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın uygulanacağı davalar yönünden HUMK’nın 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, hükmüne uyulan bozma kararına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun hükmün HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'un 438. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 1.381,70 TL bakiye onama harcının davalıdan alınmasına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
27.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.