"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/410 E., 2022/63 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 31.05.2021 tarihli 2021/2331 Esas, 2021/4528 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Mut ilçesi ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 156 ada 13 parsel sayılı taşınmazın kullanıcısının ... olduğu ancak 3.derece arkeolojik sit alanında bulunduğu belirtilerek Hazine adına tespit ve tescil edildiğini oysa taşınmaza davacının zilyet olduğunu ileri sürerek irsen intikal,bağış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mut 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.02.2016 tarih 2014/315 Esas, 2016/73 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 31.05.2021 tarih ve 2021/2331 Esas 2021/4528 Karar sayılı kararıyla; “eldeki davanın yalnızca Hazine aleyhine açıldığı ancak dava konusu taşınmaz hakkında verilecek hükümden doğrudan etkileneceği anlaşılan ve taşınmazda lehine şerh bulunan ... mirasçılarının da davada taraf olması gerektiği” belirtilerek karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın 2005 yılında sit alanı içinde kaldığının tespit edildiği, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun değişik 11 inci maddesi gereğince 3. derece arkeolojik sit alanı içerisinde olduğu, orman niteliğinin bulunmadığı, beyanlar hanesinde adı yazılı ...'ın davacının annesi olduğu, dava konusu taşınmazların 3402 sayılı Yasa'nın 18 inci maddesi anlamında zilyetlikle iktisabı mümkün bulunmayan taşınmazlardan olmadığı, davacının zilyetliğinin ekonomik amaca yönelik çekişmesiz (davasız), kesintisiz ve sürekli olduğu, davacı adına 3402 sayılı Yasa'nın 14 üncü maddesi anlamında kısıtlamayı aşan bir iktisabın olmadığı, dava konusu taşınmazların 20 yılı aşkın bir süredir davacı ve davacının zilyetliğine dayandığı anne ... tarafından eklemeli zilyetlikle davasız ve aralıksız olarak malik sıfatıyla kullanıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne,çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
D. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
E.Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, araştırma ve incelemenin eksik olduğunu, çekişmeli taşınmazın zilyetlikle mülkiyetinin kazanılamayacak yerlerden olduğunu, davacı lehine ekonomik amaca uygun 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığını, taşınmazın imar-ihya edilmesinden sonra bu 20 yıllık sürenin başlayacağını, Yasa'da aranan şartların davacı taraf lehine gerçekleşmediğini belirtilerek ve resen görülecek eksiklikler nedeniyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
F. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddesi, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 11 inci maddesi (Değişik ikinci cümle: 22/5/2007-5663/1 md.)
3. Değerlendirme
Kadastro sonucunda; Mut ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 156 ada 13 parsel sayılı 356,87 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... kızı ...’a ait olduğu ancak taşınmazın 3. derece arkeolojik sit alanında kalmakla zilyetlikle iktisabının mümkün bulunmadığı gerekçesiyle, üzerindeki meyve ağaçlarının ... kızı ...’a ait olduğu ve taşınmazın 3. derece arkeolojik sit alanında kaldığı beyanlar hanesine şerh verilmek suretiyle davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Ancak arkeolog bilirkişi raporuna göre taşınmaz 3. derecede arkeolojik sit alanında kaldığından, tapu kaydına bu hususun şerh verilmesi gerektiğinin göz ardı edilmesi isabetsiz ise de bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile Mut 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.03.2022 tarihli hüküm fıkrasının 1. bendinin sonuna "Taşınmazın 3. derece arkeolojik sit alanı kapsamında kaldığının tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine" ibaresinin eklenmesine ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
07.05.2024 gününde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.