"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/805 E., 2022/386 K.
HÜKÜM : Birleştirilen 2019/342 E. sayılı dava kabul, asıl ve diğer birleştirilen davalar yönünden karar verilmesine yer olmadığına
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali - tescil ve kadastral parselin ihyası davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak birleştirilen 2019/342 E. sayılı davanın kabulüne, asıl ve diğer birleştirilen davalar yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı asıl davada davacı vekili ve asıl davada davalı - birleştirilen davada davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Asıl davada davacı ...; 4796 parsel (yeni 10179 ada 108 parsel) sayılı taşınmazın tevhidi sırasında tevhide konu (eski 1269, 1270, 1272, 1458, 1459, 1464, 1465, 1466, 1469, 1470, 1472, 1473) parsellerden 1472 parsel sayılı taşınmazın 2/7 payının maliki olduğunu, aynı parselin 5/7 payı ile diğer parsellerin tamamının ... adına kayıtlı iken 30.03.2007 tarihli tevhit işlemi sırasında parsellerin tamamının tek parsel olarak birleştirilip 4796 parsel numarası ile tamamının ... adına tescil edildiğini, başvurusu üzerine yanlışlık fark edilip ... mirasçılarının düzeltmeye davet edilmesine rağmen başvuruda bulunmadıklarını, yanlışlığın düzeltilmesi için Tapu Müdürlüğünün açtığı davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddedildiğini ileri sürerek tevhitle oluşan 4796 parsel sayılı taşınmazın kaydının 2/7 payı oranında düzeltilmesini, yeni oluşan 4796 parsel sayılı taşınmazda paydaş olarak tesciline karar verilmesini istemiştir.
2. Birleştirilen 2018/1203 E. sayılı davada davacı Tapu Müdürlüğü; 10179 ada 108 parsel sayılı taşınmazın tevhidi sırasında tevhide konu (eski 1269, 1270, 1272, 1458, 1459, 1464, 1465, 1466, 1469, 1470, 1472, 1473) parsellerden 1472 parsel sayılı taşınmazın 2/7 payı ... oğlu ..., aynı parselin 5/7 payı ve diğer parsellerin tamamı ... oğlu ... adlarına kayıtlı iken 30.03.2007 tarihli tevhit işlemi sırasında tamamının ... adına tescil edildiğini, yanlışlığın ...’ün başvurusu üzerine fark edilip ...’nun mirasçılarına düzeltmeye davet yazısı gönderilmesine rağmen başvuruda bulunmadıklarını ileri sürerek ve Hazine sorumluluğunun doğmaması için 10179 ada 108 parsel sayılı taşınmazın tevhidi sırasında bu işleme dahil edilen 1472 parsel sayılı taşınmazın 2/7 payının ... oğlu ..., aynı parselin 5/7 payının ve diğer parsellerin tamamının ... oğlu ... adlarına tescilini istemiş; aşamalarda, tevhitle oluşan 10179 ada 108 parselde ...’ün 2/7 hissesine düşen 1.685,71 m2'ye tekabül eden 168571/8425771 hissenin ...’e verilerek hatanın düzeltilmesini istemiştir.
3. Birleştirilen 2019/342 E. sayılı dosyada davacı ... vekili; davacı ...'nin mirasbırakanı ...'ndan intikal eden 10179 ada 108 parsel sayılı taşınmazın, Osmangazi Belediye Encümeninin 20.02.2007 tarih ve 691 sayılı kararına istinaden 26.03.2007 tarihinde Osmangazi Tapu Müdürlüğünce yapılan tevhit sonucu oluşturulduğunu, bu bütünlüğü oluşturan taşınmazların eski parsel numaralarının kütükten silindiğini ve tevhit sonucu olarak 10179 ada, 108 parsel adı altında toplandığını, tevhide konu olan bu taşınmazların eski parsel numaralarının 1269, 1270, 1272, 1458, 1459, 1464, 1465, 1466, 1469, 1470, 1472, 1473 olduğunu ve toplamda 12 parselden ibaret 84.840.00 m2 olduğunu, eski kayıtlarını bildirdikleri bu taşınmazların 1269, 1270, 1272, 1458, 1459, 1464, 1465, 1466, 1469 1470, 1473 parsel sayılı olanlarının tamamının mirasbırakan ... adına kayıtlı olduğunu, ancak tevhit içinde yer alan 1472 parsel sayılı taşınmazın ise sadece 5/7 payının mirasbırakan adına kayıtlı olduğunu, fakat tamamının mirasbırakan ... adına tescil edilerek tevhit yapıldığını, bu parselin 2/7 hissesinin ... isimli şahsa ait olduğunu, davalı Tapu Sicil Müdürlüğünün tevhit işlemi yapıldığı sırada ...'ün yazılı muvafakatini almadan bu kişiye ait hissenin mirasbırakan ...'na aitmiş gibi işlemini yaparak 1472 sayılı parselin tamamını da tevhit ile oluşan 108 nolu parselin içine kattığını, Tapu Müdürlüğünün 29.04.2014 tarihli yazısıyla davacı ...'nin bu durumu öğrendiğini, akabinde de ... ve Tapu Müdürlüğü tarafından açılan ve birleştirilerek görülen davanın halen derdest olduğunu, davacının yaptığı araştırmalar neticesinde tevhit işleminin resmi belgede sahtecilik yolu ile ve mirasbırakanın imzasının sahte atarak yapıldığını tespit ettiğini, yine belediye encümen kararında yer almayan mirasbırakana ait 1469 parselin de sahte olarak tevhit işlemine eklendiğini tespit ettiğini, bu sahteciliklerin tespiti üzerine Bursa Osmangazi Belediye Başkanlığına Belediye Encümeninin 20.02.2007 tarih ve 691 sayılı tevhit kararının oluşmasına neden olan sahtecilikler nedeniyle anılan tevhit kararının kaldırılması talebinde bulunulduğunu ve 19.12.2017 tarih ve 2757 sayılı Encümen kararıyla tevhit konusu olan taşınmazlara ait 20.02.2007 tarih ve 691 sayılı tevhit kararını iptal ettiklerini ileri sürerek yolsuz işlemler sonucu tescil ve terkini yapılan ve Bursa Osmangazi Belediye Encümeni tarafından iptal edilen tevhit kararı esas alınarak Bursa, Gündoğdu Köyü, 10179 ada 108 parsel numarasındaki kaydın düzeltilerek kararın iptali nedeniyle tapu kayıtlarının tevhit öncesi duruma getirilmesine ve bu nedenle silinen eski kütük sayfalarının ihyası ile tevhit öncesi kayıtlarda 1470, 1472, 1473, 1269, 1270, 1272, 1458,1459, 1464, 1465, 1466 ve 1469 nolu kütük sayfası kapatılmış olan taşınmazların ada ve parsel numaralarının ve kayıtlarının düzeltilerek eski hale icrasına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Asıl davada davalı Tapu Müdürlüğü; öncelikle idareye başvuru şartının yerine getirilmemesi durumunda usulden, iddianın kanıtlanamaması durumunda ise esastan davanın reddini savunmuştur.
Asıl davada davalı ...; aynı hususta Tapu Müdürlüğü tarafından açılan davanın halen derdest olduğunu, davanın idari yargının görev alanına girdiğini, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, tevhit ile oluşan parsel üzerinde davacı ile birlikte paydaş olmak istemediğini belirterek davanın usulden ve esastan reddini savunmuş; bilahare davanın, mirasbırakanı ...’nun vekili ve tevhit işlemlerini yürüten Avukat ...’na ihbarını istemiştir.
Asıl davada davalılar ... ve ..., dava konusu taşınmazla ilgili daha önce ... tarafından açılmış davanın retle sonuçlanıp temyiz aşamasında olduğunu, önceki dosya derdest olduğundan davanın öncelikle usulden reddini, ayrıca davanın idari yargının görev alanına girdiğini belirterek davanın esastan da reddini savunmuşlardır.
İhbar olunan Avukat ..., Tapu Müdürlüğünün yaptığı hatalı işlemden kendisinin sorumluluğu bulunmadığını belirtmiştir.
2. Birleştirilen 2018/1203 E. sayılı dosyada davalılar Pakize ve ... vekili; davalıların mirasbırakanı ...’in birbirine bitişik olan parselleri birleştirmek için Tapu Müdürlüğüne başvurduğunu, tapuya güven ilkesi gereği araştırma yapmadığını, davalılara ait taşınmaza tapu müdürlüğünün hatası nedeniyle üçüncü bir kişinin paydaş olmasının kabul edilemeyeceğini, ...’ün 2/7 payına isabet eden 1685 m2 miktarındaki yerin tel örgü dışında bırakıldığını ve bu yerin ... tarafından kullanıldığını, tevhitle oluşan 10179 ada 108 parsel sayılı taşınmazda ...’e 2/7 pay verilir ise 1685 m2 yerine 24.240 m2 yerin maliki olacağını, tevhit işleminin iptal edilerek ...’e 1472 parsel sayılı taşınmazda 2/7 pay verilmesine olumlu yanıt verebileceklerini, bunun dışındaki taleplerin kabulünün mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleştirilen 2018/1203 E. sayılı dosyada davalı ... vekili, tevhit işlemi yapıldığında davalı ...’nin 11 yaşında olup 1472 parsel sayılı taşınmazın diğer paydaşının payı ile birleştirilmiş bir büyük parsel üzerinde paydaş olmak istemediğini, zaten taşınmazı kullanmasına izin verilmediğini, 1472 parsel sayılı taşınmazın diğer paydaşı ...’ün muvafakati alınmadan yapılan tevhit işleminin iptali için idari yargıda dava açılabileceğini, davacı idarenin başkası yararına dava açamayacağını, Mahkemenin görevsiz olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
3. Birleştirilen 2019/342 E sayılı dosyada davalılar ... ve ...; davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, aynı konuya ilişkin olarak açılmış olan davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
1.Asıl davada Mahkemenin 30.06.2016 tarihli ve 2015/523 E., 2016/608 K. sayılı kararı ile; yargı yolu bakımından idari yargı alanına girdiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
2.Birleştirilen Tapu Müdürlüğü tarafından açılan davada Mahkemenin 12.03.2015 tarihli ve 2014/999 E., 2015/193 K. sayılı kararıyla; mülkiyet aktarımını doğuracak nitelikteki davanın ancak hakları ihlal edilenler tarafından açılabileceği gerekçesiyle birleştirilen davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. İlk Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararlarına karşı süresi içinde birleştirilen davada davacı Hazine vekili ve asıl davada davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Asıl davada verilen karar Dairenin 20.04.2018 tarih ve 2016/13804 E., 2018/9400 K. sayılı kararı ile; davanın mülkiyet hakkına dayalı olup adli yargının görevinde olduğu, işin esasının incelenmesi gerektiği; Birleştirilen davada verilen karar ise Dairenin 05.04.2018 tarih ve 2015/18871 E., 2918/8750 K. sayılı kararı ile; TMK’nın 1007 nci ve Tapu Sicili Tüzüğü'nün 85 inci maddelerine göre Tapu Müdürlüğünün uyuşmazlıkla ilgili dava açmakta hukuki yararı bulunduğu, ancak tevhit işleminden hakkı etkilenen ... tarafından açılan dava ile birlikte görülmesi gereğine işaret edilerek bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 14.12.2020 tarihli ve 2018/1173 E., 2020/849 K. sayılı kararı ile; tevhit işlemine ilişkin 20.02.2007 tarih 691 sayılı Belediye Encümen kararının yine Belediye Encümeninin 19.12.2017 tarih 2757 sayılı kararı ile iptal edildiği, ancak söz konusu iptal kararının tapu kayıtlarına işlenmediği, tevhit işlemi iptal edildiğinden tevhitle oluşan yeni parsel numarası üzerinden iptal tescile karar verilemeyeceği, eldeki davada kadastral parselin ihyası talebi de bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı asıl davada davacı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairenin 30.06.2021 tarihli ve 2021/1821 E- 2021/3631 K sayılı kararıyla; " tevhit işlemi ile oluşan ve 30.03.2007 tarihinde tamamı davalıların mirasbırakanı ... adına tescil edilen 4796 (yeni 10179 ada 108 parsel) parsel sayılı taşınmazla ilgili belediye encümeninin 20.02.2007 tarihli tevhit kararının iptali yönünde karar verildiği, ancak 4796 parsel (yeni 10179 ada 108 parsel) sayılı taşınmazın tapu kaydına göre halen ... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan; ... mirasçısı olan davalı ...’nun Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/342 Esas sayılı dosyası üzerinden 4796 parsel (yeni 10179 ada 108 parsel) sayılı taşınmazın tevhit öncesi durumuna dönmesi için kadastral parselin ihyası davası açtığı ve halen derdest olduğu görülmektedir. Mahkemece, tapu kaydının kadastral parsele ihyası süreci beklenmeksizin kesin hüküm oluşturacak şekilde ret kararı verilmesi uyuşmazlığı çözümsüz bırakacak niteliktedir. Hal böyle olunca; davalılardan ... tarafından 4796 parsel (yeni 10179 ada 108 parsel) sayılı taşınmazın evveliyatı olan 1472 parsel sayılı taşınmaza dönüş isteğiyle açılan kadastral parselin ihyası davası da gözetilerek; ayrıca 4796 parsel (yeni 10179 ada 108 parsel) sayılı taşınmazın dayanağını teşkil eden idari işlem yargılama sırasında yine idarece 19.12.2017 tarihinde iptal edildiğine göre, kadastral parselin ihyası ile oluşacak talebin de “ çoğun içinde az da vardır” kuralı gereğince davacı tarafından eldeki davada talep edildiği nazara alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 01.11.2022 tarihli ve 2021/805 E., 2022/386 K. sayılı kararı ile; dayanağı encümen kararı iptal edilmiş bir tevhit işlemi sonucunda oluşmuş parsel üzerinden iptal edilmiş encümen kararına dayanan yolsuz tescil durumundaki tapu kayıtlarının, kadastral parselin ihyası suretiyle düzeltilmesi gerektiğinin anlaşıldığı ve birleştirilen Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/342 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varıldığı, buna bağlı olarak dava konusu 10179 ada 108 nolu parselin (A), (B), (C), (D), (E), (F), (G), (H), (J), (K), (L), (M) olarak 12 parçaya ayrılması neticesinde Gündoğdu mahallesi 10179 ada 108 nolu parselin mirasbırakan ... adına olan tapusunun iptali yönünde kadastral parselin ihyasına ilişkin davanın kabulü gerektiği kanaatine varıldığı; birleştirilen 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/342 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile kadastral parsel ihya edildikten sonra asıl ve diğer birleştirilen davaların konusuz kaldığının anlaşıldığı, zira asıl ve birleştirilen davadaki ...'ün tapu kaydındaki 2/7 oranındaki payının, iptal edilen tevhit işlemi nedeni ile ... adına yolsuz tescilinin, Birleştirilen 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/342 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile düzeltildiği gerekçesiyle birleştirilen 2019/342 E. sayılı davanın kabulüne, asıl ve diğer birleştirilen 2018/1203 E. sayılı davalardaki talepler yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı vekili ve asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Asıl davada davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ve aşamalarda ileri sürdüğü iddialarını yineleyip dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile de iddialarının sübut bulduğunu, ancak Yerel Mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilmediğini, birleştirilen 2019/342 E. sayılı davada verilen karardan sonra asıl davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verdiğini, ancak asıl dava yönünden de kabul kararı verilmesi gerektiğini, aksi yönde verilen kararın müvekkilinin mağduriyetine sebebiyet verdiğini, dava konusu talebe ilişkin encümen kararının iptal edildiğini, ancak bunun tapu kayıtlarına yansımadığını, Mahkemece bu hususun da gözetilmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Asıl davada davalı- birleştirilen davada davacı Tapu Müdürlüğü vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu talebe sebep olan tevhit işleminin dayanağı olan, 20.02.2007 tarih ve 691 sayılı Belediye Encümen kararının, yine Osmangazi Belediyesinin 19.12.2017 tarih ve 2757 sayılı Belediye Encümen kararı ile iptal edildiğini, ancak söz konusu iptal kararının tapu kayıtlarına işlenmediğini, hal böyle olunca; iptal edilmiş bir encümen kararı ile oluşan tapu kayıtlarının eldeki davaya neden olduğunu, Mahkemenin "Uyuşmazlık, iptal edilen tevhit işlemi nedeniyle kadastral parselin ihyasından kaynaklanması, TMK’nın 1007 nci maddesine göre tapu sicilinin düzgün tutulmamasından Devletin sorumlu olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, yargılama giderlerinden davalı ... Bakanlığının sorumlu olması gerektiği kanaatine varılmıştır." şeklindeki gerekçesinin tarafların talebinin iptal ve tescil olması nedeniyle taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğunu, zira kabule göre davacı tarafın dava dilekçesinde 4721 sayılı TMK'nın 1007 nci maddesi kapsamında bir tazminat talebi bulunmadığını, nitekim davacı ... vekilinin dava dilekçesinin talep sonucuna bakıldığında "tevhit işleminin iptali ve tescil " talebiyle dava açtığının görüleceğini, ayrıca tevhit işlemi "Belediye encümeni kararı" ile olduğundan, müvekkili İdarenin bir işlemi olmadığından yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin bu yönüyle de hatalı olduğunu, Mezkur davalarda müvekkilinin taraf sıfatının bulunmadığını, nitekim Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 2021/1821 E.-2021/3631 K. sayılı ilamından önce eldeki davada kadastral parselin ihyası talebi bulunmadığı gibi bu yönde bir ıslah da mevcut olmadığından asıl ve birleştirilen davanın reddi cihetine gidildiğini, somut davada talebin, davacının tevhit işlemi öncesi tapu kaydındaki payı oranında yeni oluşan parselde hak sahibi olarak tapuya kayıt ve tescili olduğunu, ancak yeni oluşan parselin dayanağı olan encümen kararının iptal edildiğini, davaya karşı cevap ve savunmaları ile hükme esas alınan kök bilirkişi raporuna yapılan itirazların dikkate alınmamasının eksik incelemeye dayanılarak usul ve yasa hükümlerine aykırı şekilde hüküm kurulmasına sebebiyet verdiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleştirilen 2018/1203 E. sayılı davalar, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen 2019/342 E. sayılı dava kadastral parselin ihyası istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705 inci, 1007 nci, 1022 nci, 1023 üncü, 1024 üncü ve1025/1-2 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 4796 parsel (yenileme ile 10179 ada 108 parsel) sayılı taşınmazın, 1269, 1270, 1272, 1458, 1459, 1464, 1466, 1469, 1470, 1473 ve 1472 nolu kadastral parsellerin birleştirilmesi sonucu oluştuğu, 1472 parsel dışındakilerin tamamının davalıların mirasbırakanı ... adına kayıtlı olduğu, 1472 parsel sayılı 5900 m2 miktarlı tarla vasıflı taşınmazın ise 2/7 payının davacı ..., 5/7 payının ... adına kayıtlı olmasına rağmen ...’nun başvurusu üzerine Osmangazi Belediye Encümeninin almış olduğu 20.02.2007 tarih 691 sayılı tevhit kararına istinaden yapılan tevhit işlemi sonucunda oluşan 4796 parsel sayılı taşınmazın tamamının 30.03.2007 tarihinde ... adına tescil edildiği ve 4796 parsel sayılı taşınmazın yenileme sonucu 10179 ada 108 parsel sayılı 84.257,71 m2 miktarlı tarla, meşelik ve çamlık vasıflı taşınmaza dönüştüğü, taşınmazın beyanlar hanesinde “30.03.2007 tarih 7310 yevmiye numarası ile yapılan tevhit işleminde geldi parsellerinden olan 1472 parselde 2/7 hissedar ... hissesi sehven tevhide iştirak edilmemiş olup hak kaybı mevcuttur” belirtmesinin yapıldığı, kayıt maliki ...’nun 30.03.2014 tarihinde ölümü üzerine davalılar Pakize, Ertan ve Efe’nin mirasçı kaldıkları, yanlışlığın düzeltilmesi için idarece davalılara gönderilen bildirimden sonuç alınamadığı, tevhit işleminin dayanağı olan belediye encümen kararının yargılamanın seyri sırasında yine Osmangazi Belediye Encümeninin 19.12.2017 tarih 2757 sayılı kararı ile iptal edildiği, davalılardan ...’nun tapu kayıtlarının tevhit öncesi duruma getirilmesi istemiyle açmış olduğu Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/342 Esas sayılı dosyasının bozma kararı sonrası eldeki dava ile birleştirildiği, söz konusu birleştirilen davada verilen karar ile kadastral parselin ihya edildiği anlaşılmaktadır.
2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, Türk Medeni Kanunu'nun 1007 nci maddesi gereğince tapu sicilinin düzgün tutulmamasından Devletin sorumlu olduğu, bu nedenle davalı Hazinenin yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; asıl davada davacı vekili ve asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Asıl davada davacı vekilinin ve asıl davada davalı -birleştirilen davada davacı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın, HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla HUMK'un 438 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden asıl davada davacıdan alınmasına,
Temyiz eden asıl davada davalı- birleştirilen davada davacı Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.