Logo

1. Hukuk Dairesi2023/873 E. 2023/1031 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mahkeme hükmünde çelişkili ifadeler bulunması sebebiyle davacıların yaptığı tavzih talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme hükmünde dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline karar verilmesine rağmen, kalan payın davalı uhdesinde bırakılmasına karar verilerek çelişkili hüküm kurulduğu, hükmün infaza elverişli olmadığı ve bu nedenle HMK 305. ve 306. maddeleri uyarınca davacıların tavzih talebinin kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu gözetilerek yerel mahkemenin ek kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Davanın kabulüne - tavzih isteminin reddine

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istekli davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine verilen karar Dairece 23.01.2019 tarihli, 2019/104 Esas, 2019/418 Karar sayılı karar ile onanmış, davacılar vekilinin 28.05.2021 tarihli tavzih talebi Mahkemece 06.09.2021 tarihli ek karar ile reddedilmiştir.

Ek karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, dava konusu 110 ada 10, 113 ada 3 ve 111 ada 16 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespiti sırasında davalı ... adına, 111 ada 16 parselin bir kısım payının da davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazların davalılar ile ortak mirabırakanları olan ...'dan kaldığını ve kendilerinin de taşınmazlarda miras paylarının bulunduğunu, diğer dava konusu ettikleri mirasbırakanın maliki olduğu 109 ada 83 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan tarafından mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak önce dava dışı ... ...’ya, ... ... tarafından da davalı ...’a temlik edildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişler, aşamada dava konusu edilen taşınmazın 111 ada 3 parsel olduğunu ve sehven dava dilekçesine 113 ada 3 parsel yazıldığını bildirmişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar, dava konusu 110 ada 10 parselin davalı ... tarafından diğer davalı ...’a bağışlandığını, 109 ada 83 parsel sayılı taşınmazın ise mirasbırakan tarafından bazı resmi işlemlerden dolayı önce dava dışı ... adına tescil edildiğini ve daha sonra taşınmazın mirasbırakan tarafından bağışlamak amacıyla davalı ...’ye temlik edildiğini, mirasbırakanın kanser hastası olduğunu, kendisi ile davalıların ilgilendiğini, mirasbırakanın bu bakım karşılığında taşınmazları temlik ettiğini, bir kısım davacının annesi olan Nazire Keşmir’e de 110 ada 18 parselden pay verildiğini belirterek davanın reddini istemişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

Tirebolu Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.05.2015 tarihli ve 2014/65 Esas, 2015/272 Karar sayılı kararıyla, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. ONAMA VE ONAMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Onama Kararı

Dairenin 23.01.2019 tarihli ve 2019/104 Esas, 2019/418 Karar sayılı kararıyla “...Mirasbırakanın tapuda adına kayıtlı payının tamamını satış suretiyle dava dışı ... ...’ya, ...’in de 30.05.2006 tarihinde aynı payı davalı ...’ye devrettiği ve daha sonra yapılan kadastro tespiti ile 111 ada 16 parsel olarak taşınmazın 158/240 payının davalı ... adına tespit ve tescil edildiği, dava konusu 109 ada 83 parselin mirasbırakan tarafından 28.09.2000 tarihinde yine dava dışı ... ...’ya, ... tarafından da 30.05.2006 tarihinde davalı ...’ye satış suretiyle temlik edildiği, dosya kapsımında dinlenen tanık ifadelerine ve davalı ...’nin beyanına göre mirasbırakanın davacı çocukları ile arasının iyi olmadığı, dava konusu iki taşınmazı da mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak aracı kullanmak suretiyle davalı eşe aktardığı anlaşılmakta olup bu olgular karşısında 111 ada 16 ve 109 ada 83 parseller bakımından davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. ...Somut olayda, 110 ada 10 ve 111 ada 3 parsellerin senetsizden, taksimen davalı ...’ye isabet ettiği, ...’nin de haricen bu iki taşınmazı oğlu davalı ...’a bağışladığı bu nedenle taşınmazların davalı ... adına tespit ve tescil edildiği, tespitin 17.03.2009 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Yukarıda da ifade edildiği üzere, tapusuz taşınmazlarda mülkiyet teslimle geçeceğinden bu tür taşınmazlar bakımından muris muvazaası iddiasının dinlenmesine olanak bulunmamaktadır. Ne var ki, dosya kapsamında dinlenen tanık beyanlarına ve toplanan delillere göre bu iki parça taşınmazın da mirasbırakana ait olduğu, kadastro tespitinin yanlış yapıldığı, davacıların bu taşınmazlarda miras payının bulunduğu açık olup davacılar 110 ada 10 ve 111 ada 3 parseller yönünden dava dilekçesinde kadastro öncesi nedene dayalı olarak miras haklarına yönelik dava açtıklarına ve davanın kabul edilmiş olması bu gerekçe ile ve sonucu itibariyle doğru olduğuna göre; davalıların temyiz itirazı yerinde değildir." gerekçesiyle Mahkeme kararı onanmıştır.

B. TAVZİH TALEBİ

1. Davacılar vekili 08.10.2020 tarihli dilekçesi ile hükmün 4. bendinde 111 ada 3 parsel yerine hatalı olarak 110 ada 3 parsel yazıldığını belirterek, hükmün tavzihen düzeltilmesini talep etmiş ve Mahkemece 16.11.2020 tarihli ek karar ile hükmün 4. bendinde geçen 110 ada 3 parsel, 111 ada 3 parsel olarak düzeltilmiştir.

2. Davacılar vekili 28.05.2021 tarihli dilekçesi ile; dava konusu 110 ada 10 ve 111 ada 3 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına kayıtlı olduğu ancak hükümde sehven kalan payın davalı ... uhdesinde bırakılmasına karar verildiğini belirterek, hükmün tavzihen düzeltilmesini talep etmiştir.

C. EK KARAR

Tirebolu Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/06/2021 tarihli, 2014/65 Esas, 2015/272 Karar sayılı ek kararı ile; Mahkemenin hükmü vermekle dosyadan el çektiği, Mahkemece hakkında karar verilmesi ihmal edilen talepler hakkında tavzih yoluyla karar verilemeyeceği, hükme ekleme yapılamayacağı, hükmün değiştirilip sınırlandırılamayacağı gerekçesi ile davacılar vekilinin tavzih isteminin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen ek kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; 28.05.2021 tarihli tavzih dilekçesini tekrar ederek ve hükmün bu şekilde infaz edilemediğini belirterek ek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın kabulüne ilişkin hükmün tavzihinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. Hükmün tashihi ve tavzihi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 304. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, HMK'nın 304. maddesinde "(1) Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, Mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir. (2) Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir." şeklindeki hükmün tashihi; 305. maddesinde de "(1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez." şeklinde hükmün tavzihi müesseseleri düzenlenmiştir.

2. HMK’nın 306. maddesinde de "Tavzih, dilekçeye tarafların sayısı kadar nüsha eklenmek suretiyle hükmü veren mahkemeden istenebilir. Dilekçenin bir nüshası, cevap süresi Mahkemece belirlenerek karşı tarafa tebliğ edilir. Cevap, tavzih talebinde bulunan tarafa tebliğ olunur. Mahkeme, cevap verilmemiş olsa bile dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir; ancak gerekli görürse iki tarafı sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için davet edebilir. Mahkeme, tavzih talebini yerinde gördüğü takdirde 304 üncü madde uyarınca işlem yapar." düzenlemesi mevcuttur.

3. HMK’nın 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır.Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.

3. Değerlendirme

Somut olayda, dava konusu 110 ada 10 ve 111 ada 3 parsel sayılı taşınmazların senetsizden ve taksimen davalı ...’ye isabet ettiği, ...’nin de haricen bu iki taşınmazı oğlu davalı ...’a bağışladığı, taşınmazların davalı ... adına tespit ve tescil edildiği, tespitin 17.03.2009 tarihinde kesinleştiği, Mahkeme hükmünün 3. ve 4. bentlerinde dava konusu 110 ada 10 ve 111 ada 3 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına kayıtlı olan tapu kayıtları iptal edilmesine rağmen kalan payın davalı ... uhdesinde bırakılmasına karar verilerek anılan bentlerde çelişkili hüküm kurulduğu, tavzihi istenen hükmün HMK’nın 297. maddesi uyarınca infaza elverişli olmadığı kuşkusuzdur.

Diğer taraftan, hüküm fıkrasının değinilen yönden düzeltilmesi halinde hükmün değişmeyeceği de açıktır.

Hâl böyle olunca, HMK'nın 305. ve 306. maddeleri gereğince, davacıların dava konusu 110 ada 10 ve 111 ada 3 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin tavzih isteğinin kabulüne karar verilerek, hükmün infaza elverişli hale getirilmesi gerekirken, hatalı gerekçe ile tavzih talebinin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin 10.06.2021 tarihli ek karara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile 10.06.2021 tarihli ek kararın BOZULMASINA,

Alınan peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

22.02.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.