"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/779 E., 2022/1005 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kangal Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/222 E., 2022/18 K.
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili ile tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı ... dava dilekçesinde; 167 ada 1 parsel ile 168 ada 2 ve 3 parseller arasında kalan yol ile 112 ada 20 ve 168 ada 1 parsel sayılı taşınmazların bir bölümünün kendisine ait olduğunu, 112 ada 20 parselin çekişmeli bölümünün, adına kayıtlı 112 ada 19 parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğinde olduğunu, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin eklemeli şekilde 70-80 yıldır malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek 167 ada 1 parsel ile 168 ada 2 ve 3 parseller arasında kalan yolun 167 ada 1 parsel sayılı taşınmazla bütün olarak, 112 ada 20 parselin çekişmeli bölümünün 112 ada 19 parsel sayılı taşınmazla bütün olarak ve 168 ada 1 parsel sayılı taşınmazın çekişmeli bölümünün ise 168 ada 2 parselle bütün olarak tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
2. Davacı ... 22.03.2019 tarihli dilekçesiyle; 168 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yönelik davasından feragat ettiğini belirtmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... 22.03.3019 tarihli duruşmada; 168 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönüyle davacının iddiasının doğru olduğunu ve davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
2. Davalı ... Tüzel Kişiliği adına muhtar ... 22.03.3019 tarihli duruşmada; davacının taşınmazının bulunduğu yerden geçen ana yolun kadim yol olduğunu ancak daha sonra davacının taşınmazından yol geçtiğini beyan etmiştir.
3. Davalı Hazine tarafından davaya cevap verilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ
Mahkemenin 17.06.2020 tarihli, 2018/400 Esas, 2020/383 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, davacının 168 ada 1 parsele ilişkin davasından feragat ettiği, diğer taşınmazlar yönüyle ise davacının davasını ispat ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi ...'in 27.07.2019 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 134,35 metrekarelik bölümün davacının maliki olduğu 167 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile bir bütün teşkil edecek şekilde davacı adına tesciline; 112 ada 20 parsel sayılı taşınmazın aynı raporda (B) harfi ile gösterilen 7.844,71 metrekarelik bölümünün taşınmazdan ifrazı ve tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıtlı 112 ada 19 parsel sayılı taşınmaz ile bir bütün teşkil edecek şekilde davacı adına tesciline, geriye kalan bölümün davalı taraf üzerinde bırakılmasına; 168 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yönelik davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 11.03.2021 tarihli, 2021/135 Esas, 2021/251 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece yöntemince belgesiz araştırması yapılmadığı, çekişmeli taşınmaz bölümlerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda hava fotoğraflarından yararlanılmadığı, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün kadim yol niteliğinde olup olmadığı hususunun netleştirilmediği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın açıklanan hususlarda inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi için İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Mahkemenin 02.02.2022 tarihli, 2021/222 Esas, 2022/18 Karar sayılı kararıyla; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı uyarınca yapılan araştırma ve inceleme sonunda, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün kadim yol niteliğinde olmadığı, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin murislerinden taksimen davacıya kaldığı, taşınmazlarda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişi Harun Şenol'un 19.11.2021 havale tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 134,39 metrekarelik bölümün davacının maliki olduğu 167 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile bir bütün teşkil edecek şekilde davacı adına tesciline; 112 ada 20 parsel sayılı taşınmazın aynı raporda (B) harfi ile gösterilen 7.844,71 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile taşınmazdan ifraz edilerek davacı adına kayıtlı 112 ada 19 parsel sayılı taşınmaz ile bir bütün teşkil edecek şekilde davacı adına tesciline, geriye kalan bölümün davalı taraf üzerinde bırakılmasına; 168 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönüyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine temsilcisi tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine temsilcisi istinaf dilekçesinde; Mahkemece verilen kararın eksik araştırma ve incelemeye dayalı olduğunu ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 08.09.2022 tarihli, 2022/779 Esas, 2022/1005 Karar sayılı kararıyla; incelenen dosya kapsamına, istinaf edenin sıfatına, kararın dayandığı gerekçeye göre, çekişmeli taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu ve davacı yararına 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17 nci maddelerinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle, davalı Hazine temsilcisinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde; Mahkemece verilen kararın eksik araştırma ve incelemeye dayalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; tapusuz taşınmazın tescili ile kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14, 16 ve 17 nci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2 ve 362 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Kadastro çalışmaları sonucunda Sivas ili, Kangal ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 112 ada 20 parsel sayılı 11.308,31 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olmakla ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
Eldeki davadan önce Döndü Kara tarafından, 112 ada 20 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, Kangal Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.06.2020 tarihli, 2018/402 Esas, 2020/384 Karar sayılı kararıyla, davanın kabulü ile taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen 2.309,63 metrekare ve (D) harfi ile gösterilen 1.153,96 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı Döndü Kara adına tesciline karar verilmiş; hüküm, istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir.
Yine, kadastro çalışmaları sonucunda aynı çalışma alanında bulunan ve hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü yol olarak haritasında gösterilmiştir.
2. Davalı Hazine temsilcisinin, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölüme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre, hüküm altına alınan ve temyize konu edilen (A) bölümünün zemin değeri 1.075,12 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'nin altında kaldığı ve dava tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olup taşınmaza ilişkin olarak kadastro tutanağı düzenlenmediği nazara alındığında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek 6 ncı maddesinin somut olayda uygulama yeri bulunmadığından, davalı Hazine temsilcisinin temyiz dilekçesinin değer yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
3. Davalı Hazine temsilcisinin 112 ada 20 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine temsilcisinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Ne var ki, Mahkeme kararlarının doğru, infazı kabil, infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak nitelikte olması gerekir. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Parsel Sorgu Uygulaması ve UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede, Kangal Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.06.2020 tarihli, 2018/402 Esas, 2020/384 Karar sayılı kararının infazı ile taşınmazın, eldeki davada hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümünün 112 ada 20 parsel numarasıyla ve aynı vasıfla Hazine adına tescil edildiği hususunun gözetilmemesi isabetsiz olduğu gibi, hüküm fıkrasının 2 nci bendinde 112 ada 20 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı 112 ada 19 parsel sayılı taşınmaza eklenerek davacı adına tesciline karar vermek gerekirken, davacı adına kayıtlı taşınmazla “...bir bütün teşkil edecek şekilde…” davacı adına tesciline denmek suretiyle infazda tereddüt yaratılması da isabetsizdir. Ancak, anılan hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Hazine temsilcisinin, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölüme yönelik temyiz itirazları yönüyle, temyiz dilekçesinin değer yönünden REDDİNE,
2. Davalı Hazine temsilcisinin 112 ada 20 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının ise değinilen yönden kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1 inci maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesinin hüküm fıkrasının 2. bendinin tamamı hüküm yerinden çıkarılarak yerine, “ aynı köyde bulunan 112 ada 20 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıtlı 112 ada 19 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle davacı adına tarla vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline” sözlerinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.06.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.