Logo

1. Hukuk Dairesi2023/931 E. 2023/6342 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın vekaletname ile yaptığı bağış işleminin muris muvazaası ve vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle iptali ve mirasçılar adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın vekaletname ile yaptığı bağış işleminde hile veya vekalet görevinin kötüye kullanıldığına dair delil bulunmadığı ve bağış işleminin mirasbırakanın iradesiyle gerçekleştiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/264 E., 2023/47 K.

DAVA TARİHİ : 05.01.2016

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Silivri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/232 E., 2021/272 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil ve tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı ve tereke temsilcisi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı ve tereke temsilcisi vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 07.11.2023 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davacı ... ve tereke temsilcisi ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılar ..., ... vekili Avukat Hüseyin Korkusuz geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, mirasbırakan babası ...n maliki olduğu 1242 ve 1243 parsel sayılı taşınmazlardaki 1/2 payları ile 443 ve 444 parsel sayılı taşınmazlarını ortada geçerli bir sebep olmadan 22.07.2011 tarihinde bağışlama adı altında hileli yollarla mirasbırakan esaslı hataya düşürülerek davalı ...’nın oğlu davalı ...’e en değerli dört taşınmazın temlik edildiğini, işlemin diğer mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapılmış ya da yaptırılmış olduğunu, mirasbırakanın okuma yazma bilmesine rağmen işlemi parmak basmak suretiyle gerçekleştirdiğini, İbrahim ve Mustafa’nın çıkar ilişkisi içerisinde birlikte hareket ettiklerini, mirasbırakanın da muris muvazaasının içerisinde olduğunu, ona bir taşınmaz devredilecek denilerek 4 taşınmaz için vekaletnamenin hileli yollarla alındığını, mirasbırakanın 4 taşınmazını bağışladığını bilseydi böyle bir işlemi yapmayacağını, davalı torununa bir minnet borcu olmadığını, mirasbırakanın iradesinin fesada uğratıldığını, temlikleri 2014 yılı Nisan ayında öğrendiğini, dava açtığını ancak usulden reddine karar verildiğini, TBK’nın 158 inci maddesi uyarınca 60 günlük süre içerisinde davanın açıldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemiş, davacı vekili 08.12.2016 tarihli celsede tenkis talepleri de olduğunu bildirmiş, aşamada ..., mirasbırakanın terekesine temsilci tayin edilmiş ve yargılamaya katılmıştır.

II. CEVAP

Davalı ... cevap dilekçesinde, hata ve hile yönünden bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, vekaletname için alınan doktor raporunda torunu İbrahim’e bağış yapmak için oğlu Mustafa’ya vekalet vermek istiyor yazdığını, hem muris muvazaası hem de hata ve hileden bahsedilmesinin çelişkili olduğunu, dedesinin tüm işlerini yaptığını ve onunla ilgilendiğini, halen yatalak olan babaannesine de ailesi ile birlikte baktığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ... cevap dilekçesinde, hata ve hile yönünden bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, vekaletnamenin kime ne verileceği belirtilerek düzenlendiğini ve o sınırlar dahilinde işlem yaptığını, mirasbırakanın davalı ... ile birlikte yaşadığını, onu çok sevdiğini, İbrahim’in de dedesi ve babaannesini çok sevdiğini, onları yalnız bırakmadığını, mirasbırakanın mirasçılarına da 5 parsel sayılı taşınmazı miras bıraktığını, davacıya da öncesinde 165 m2 bir arsa ve bir apartman dairesi verdiğini, mirasbırakanın dava konusu taşınmazları devrettiğini söylemesi üzerine davacı ile aralarının açıldığını, davacının yıllardır kendisine kiraya verdiği tarlasını başkasına kiraladığını, babasını da ziyarete gelmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 22.10.2019 tarihli ve 2016/2 Esas, 2019/249 Karar sayılı kararı ile; ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 07.07.2020 tarihli ve 2020/184 Esas, 2020/723 Karar sayılı kararı ile hile ile alınan vekaletname ile yapılan bağış işlemi sonucu davalı ... adına olan tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakanın mirasçıları adına tescil talepli dava açıldığı, tenkis talebinin bulunmadığı, tenkis talebinin 08.12.2016 tarihli celsede sözlü olarak belirtildiği, tenkisin defi olarak görülen bir davada süresi geçse de saklı pay sahibi mirasçıların kendilerine karşı olan taleplere karşı ileri sürülebileceği, mirasbırakanın 29.04.2014 tarihinde öldüğü, davacının öncelikle terekeye iade talebinin dikkate alınmasının gerektiği, davalı ...'nın mirasçı, davalı ...'in ise üçüncü kişi vasfında olduğu, mirasçılar arasında menfaat çatışması bulunduğu, terekeye atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı uyarınca yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile; vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının ispat edilemediği, bağış suretiyle yapılan temlike karşı 1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı, temliklerin mirasbırakanın ölümünden 1 yıl öncesinde gerçekleştiği ve mal kaçırma kastının da ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve tereke temsilcisi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı ve tereke temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle, taşınmaz devri için kullanılan vekaletnamenin şekle aykırı olduğunu, davalıların iş birliği içinde hareket ettiğini, mal kaçırmak için bu devirlerin yapıldığını, iddialarının tanık anlatımları ile ispatlandığını, tenkis kararının hatalı olduğunu ileri sürerek kararının kaldırılmasını istemişlerdir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraf ve tanık beyanları ile sunulan vekâletname dikkate alındığında, mirasbırakanın hile ile vekâletname verdiğine dair bir ispatın olmadığı, bu şekli ile bağış işlemlerinin mirasbırakanın iradesi ile yapıldığı, taşınmaz devirlerinin bağış şeklinde gerçekleşmesi nedeniyle muris muvazaasının olayda uygulama yeri olmadığı gerekçeleriyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve tereke temsilcisi vekili duruşma istemli olarak temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Tereke temsilcisi ve davacı temyiz dilekçesinde özetle, temlikte kullanılan vekaletnamenin şekle, devir işleminin de hukuka aykırı olduğunu, mirasbırakanın okuma yazma bilmesine rağmen parmak izi ile vekaletname düzenlenildiğini, mirasbırakanın bir hafta önce nüfus cüzdanını değiştirdiğini, bağışlama yapmak istemesi halinde kendisinin bunu bizzat yapabileceğini, mirasbırakanın iradesinin fesada uğratılarak davalılar tarafından hata ve hile sonucunda bağışlama yetkisi verir vekaletnamenin alındığını, Silivri'de vekaletname düzenlenebilecek iken daha uzakta düzenlendiğini, noterden imza anının görüntülerinin istenilmesine rağmen Mahkemeye gönderilmediğini, vekaletnameye ada parsel numarası yazdırıp mevki adı belirtilmemesinin mirasbırakandan durumu gizleme amacı olduğunu gösterdiğini, gerekçedeki kabullerin hatalı olduğunu, bağışlama yoluyla devredilen taşınmazlar ile mirasbırakanın mülkiyetinde kalan taşınmazların değerlerine yönelik hesaplamaların orantısız yapıldığını, hesaplamaların doğru yapılması halinde temlike konu taşınmazların yüzdesinin %75 olacağını, taşınmazların değerlerinin yeniden tespiti için kararın bozulması gerektiğini, davalı ...'nın danışıklı olarak mirastan mal kaçırma gayesi ile taşınmazları oğluna bağışladığını, gerekçenin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tenkis talebi yönünden terekenin tümünün aktif ve pasifleri ile tespiti ve tenkis hesabının uzman eliyle yapılması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası hukuki sebeplerine dayalı tapu iptali ve tescili, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 506 ncı maddesi,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 565 inci maddesi,

01.04.1974 tarih, 1/2 sayılı İBK'da değinildiği gibi, bir kimsenin; mirasçısını miras hakkından yoksun etmek amacıyla, gerçekte bağışlamak istediği tapu sicilinde kayıtlı taşınmaz malı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmiş bulunması halinde, saklı pay sahibi olsun ya da olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılarının, görünürdeki satış sözleşmesinin TBK'nin 19 uncu maddesine dayanarak muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabilecekleri kabul edilmektedir. Kural olarak Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları konuları ile sınırlı, gerekçeleri ile aydınlatıcı ve sonuçları ile bağlayıcıdır. Görüleceği üzere butlan sonucunu doğurarak, murisin temliki tasarruflarının iptaline imkan tanıyan 01.04.1974 tarih, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanabilmesi için, temliki tasarrufa konu yapılan taşınmazın murisin tapulu malı olması, gerçekte bağışlamak istediği bu malı ile ilgili olarak tapu memuru huzurunda, iradesini satış doğrultusunda açıklaması icap eder.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nin 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içeriğinden, mirasbırakan Hasan'ın ... 1. Noterliğinin 20.07.2011 tarihli ve 10451 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile davalı oğlu Mustafa'yı vekil tayin ettiği, Mustafa'nın da anılan vekaletname uyarınca 443 ve 444 parsel sayılı taşınmazların tamamını, 1242 ve 1243 parsel sayılı taşınmazların 1/2 payını 22.07.2011 tarihinde kayıtsız ve şartsız hibe olarak davalı torunu İbrahim'e temlik ettiği, mirasbırakanın 29.04.2014 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak eşi Kerime ile oğulları Mustafa ve İsmail'in kaldığı, Kerime'nin de 02.02.2016 tarihinde öldüğü anlaşılmıştır.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup tereke temsilcisi ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 89,95 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalılar vekili için 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden tereke temsilcisinden ve davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.