Logo

1. Hukuk Dairesi2023/986 E. 2024/3253 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasçılardan bir kısmının terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan kayıt maliki aleyhine kendi payları hakkında açtıkları tapu iptali ve tescil davasının, diğer mirasçıların paylarını kapsayıp kapsamadığı ve davanın dinlenip dinlenemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Terekeye karşı açılan davalarda tüm mirasçıların terekeyi temsil etmek üzere birlikte dava açmaları veya mirasçılardan birinin dava açması halinde tüm mirasçıların muvafakatinin sağlanması gerektiği, aksi halde terekeye temsilci atanması gerektiği, bu durumda mirasçıların bir kısmının açtığı davanın diğer mirasçıların paylarını kapsamaması ve terekeye temsilci atanmasının da pay oranında açılan davanın dinlenmesini mümkün kılmayacağı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin kararının gerekçe ve hükmünün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Salihli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2011/695 E., 2017/10 K.

Taraflar arasındaki pay oranında tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar dava dilekçelerinde, mirasbırakan ...’nın kısıtlı olduğunu ve mirasbırakana ait dava konusu 220 ada 23 parsel sayılı taşınmazın pazarlık usulü ile satışı için mahkemeden izin alındığını ancak Türk Medeni Kanunu’nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 27 nci maddesine aykırı olarak taşınmazın satış akdi ile davalı ...’e temlik edildiğini, TMK’nın 1024 üncü maddesi uyarınca tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

1.Davalı ..., kendileri yönünden taraf sıfatı bulunmadığını, davanın süresinde açılmadığını, davanın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, Anayasa uyarınca mahkeme kararına uymak durumunda olduklarını, bu tescilin yolsuz kabul edilemeyeceğini, çalışanlarının yargılandığını ve beraat ettiklerini, kusurları olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı ..., davacıların temlikten haberdar olduklarını, zamanaşımının geçtiğini, mahkemelerin izin ve onayından sonra taşınmazın edinildiğini, kısıtlıya ya da başkasına zarar verme kastı olmadığını, davacıların iddialarının hakkın kötüye kullanılması olduğunu, tapu memurlarını bu nedenle yargılandıklarını ve beraat ettiklerini, taşınmazı edindikten sonra yüklü miktarda masraf yaptığını, kısıtlının haklarına zarar verilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile tüzüğe aykırı işlem yapılmış ise de davalı ...'in bunu bilen ya da bilmesi gereken üçüncü kişi olduğu, kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği, davalı ...'in iyiniyetli olması sebebi ile tapu kütüğündeki tescile dayanarak oluşan kazanımının korunacağı, tapu iptal ve tescil davasının ancak tapu kaydında malik olarak gözüken kişilere karşı açılabileceği gerekçeleriyle ... mirasçıları ile Tapu Sicil Müdürlüğü yönünden açılan davanın husumet nedeniyle reddine, davalı ... yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar istinaf dilekçelerinde özetle; yolsuz tescile dayalı işlemin Salihli Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 11.10.2005 tarihli ve 2005/1244 Esas, 1213 Karar sayılı ilamı ile yapıldığını, Mahkemece satışın pazarlıkla yapılmasına karar verildiğini ancak tüzükte belirtilen şekilde satış işleminin yapılmadığını, bu hususun Mahkemece de kabul edildiğini, ...'ın üçüncü kişi ve iyi niyetli olduğu kabul edilerek davanın reddedilmesinin yanlış olduğunu, ...'ın Mahkeme kararından haberdar olduğunu, Mahkeme kararında satışın pazarlık suretiyle yapılmasına izin verildiğinin açıkça yazıldığını, davalının taşınmazı usule aykırı olarak alması nedeniyle iyi niyetli kabul edilemeyeceğini, davalı ...'in üçüncü kişi olmadığını, usulsüz işlemin tarafı olduğunu, kararın dosya içeriğine ve yasaya uygun olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemişlerdir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ...’in üçüncü kişi konumunda olmadığı, Mahkeme kararına dayanarak, tapuda düzenlenen resmi senet ile taşınmazı satın aldığı ve kendisine yüklenilecek bir kusur olmadığı, taşınmazı devralması nedeniyle iyi niyetli olduğu, Mahkeme kararına göre tapuda yapılan satışta alıcı olan davalının kazanımının korunması gerektiği, davalı ... aleyhine açılan davanın bu gerekçe ile reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın husumetten reddine ve İlk Derece Mahkemesince verilen ret kararının sonuç itibariyle doğru olduğu gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar temyiz dilekçesinde özetle, karar gerekçesinin açıkça yasaya aykırı olduğunu, davalı ...'in iyi niyetli kabul edilemeyeceğini, 05.12.2011 tarihli cevap dilekçesinde İbrahim'in mahkeme kararından haberdar olduğunun anlaşıldığını, satışın pazarlık suretiyle yapılması gerektiği halde pazarlıkla yapılmadığını, kanunu bilmemenin mazeret olmadığını, işlemin tarafı olan kişinin iyi niyetli kabul edilmesinin mümkün olmadığını, tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yolsuz tescil hukuki sebebine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 640 ıncı ve 705 inci maddeleri,

3. Değerlendirme

1.Dosya içeriğinden, Salihli Sulh Hukuk Mahkemesinin 27.09.2005 tarihli ve 2005/1186 Esas, 2005/1148 Karar sayılı kararı ile ...'ün kısıtlanmasına karar verildiği ve kendisine oğlu ...'un vasi tayin edildiği, Salihli Sulh Hukuk Mahkemesinin 11.10.2005 tarihli ve 2005/1244 Esas, 2005/1213 Karar sayılı kararı ile de dava konusu 220 ada 23 parsel sayılı taşınmazın pazarlıkla satışına karar verildiği ve kararın onay için Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği, Salihli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.10.2005 tarihli ve 2005/548 Esas, 2005/557 Karar sayılı kararı ile pazarlıkla satışa izin verilmesine ilişkin kararın onanmasına karar verildiği, kısıtlı ... adına dava konusu 220 ada 23 parsel sayılı taşınmazı vasi vekili ...'in 19.12.2005 tarihinde davalı ...'e 150.000,00 TL bedelle temlik ettiği, ...'nın 22.05.2006 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak çocukları ..., ... ve ...'un kaldığı, ...'un da 13.11.2008 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak çocukları ... ve ...'in kaldığı, eldeki davanın 14.10.2011 tarihinde açıldığı, dava açıldıktan sonra davalı ...'un 11.08.2013 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak eşi ... ve çocukları ... ile ...'in kaldığı görülmüştür.

Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve el atmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, yolsuz tescil, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan bir tanesinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlerinin sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 640 ncı maddesi) tartışmasızdır. Mirasçı olmayan kişiye karşı ehliyetsizlik, yolsuz tescil, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs hukuki nedenlerine dayalı miras payı oranında açılan tapu iptal ve tescil davasının dinlenme olanağının bulunmadığı, tereke adına dava açılmadığına göre terekeye temsilci tayin edilerek yargılamaya devam edilmesinin de pay oranında açılan davanın dinlenmesini mümkün hale getirmeyeceği de açıktır.

2. Somut olayda, mirasbırakan ...'nın davacılar dışında mirasçıları olmasına rağmen mirasçıların bir kısmının terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan kayıt maliki davalı ... aleyhine kendi payları hakkında açtıkları davanın, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığı gözetildiğinde davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.

3. Hal böyle olunca, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.

4. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçe ve hüküm kısmının düzeltilerek onanması, HMK'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.

5. Diğer taraftan, davanın usulden reddine karar verilmesi halinde Asgari Avukatlık Ücret Tarifesi'nin 7 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir ise de vekalet ücretine ilişkin davacıların temyiz itirazları olmadığından anılan hususta düzeltme yapılmamıştır.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

Davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yön itibariyle kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin yukarıdaki şekilde düzeltilmek ve hüküm kısmının 1 inci bendinde "... ... yönünden" ifadesinden sonra gelmek üzere "usulden" ifadesinin yazılması suretiyle 6100 sayılı HMK’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının yatıranlara iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.

-KARŞI OY-

Dava, tapu iptali ve tescil davasıdır. İlk Derece Mahkemesince (İDM) davalı ... yönünden davanın esastan reddine ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından kararın temyiz edilmesi üzerine Dairemizce davalı ... yönünden aktif husumet sağlanamadığı gerekçesiyle davanın usulden reddedilmesi gerekirken esastan reddedilmesinin doğru olmadığı ancak bu eksikliğin yeniden yargılamayı gerektirmediği gerekçesiyle davalı ... yönünden usulden ret kararı verilmek suretiyle kararın düzeltilerek onanması yönünde hüküm kurulmuştur. Ancak, Dairemizin Sayın Çoğunluğunca düzeltilerek onama kararıyla davanın usulden reddedilmesine rağmen vekalet ücreti bakımından bir düzeltme yoluna gidilmemiş, davacı taraf aleyhine dava esastan reddedilmiş gibi nispi vekalet ücreti hükmü muhafaza edilmiştir.

Sayın Çoğunlukla aramızda oluşan uyuşmazlık, temyiz incelemesi sırasında kararın düzeltilerek onanması nedeniyle esastan ret kararının usulden ret kararı biçiminde düzeltilmesi durumunda davacı tarafın vekalet ücretini temyize getirmemiş olması nedeniyle vekalet ücretinin de usulden ret kararına göre düzeltilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

Davacı taraf davalı ... yönünden verilen esastan ret kararının yerinde olmadığını ve bu kararın bozulmasını talep etmiştir. Dairemizce de bu temyiz talebi nedeniyle yapılan incelemede davacının aktif husumet ehliyetine sahip olmadığı kabul edilerek davanın esastan değil usulden reddedilmesi gerektiğine karar verilmiş ve bu çerçevede düzeltilerek onama hükmü kurulmuştur. Davanın usulden reddedilmesi halinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Dairemizce kararda düzeltilerek onama biçiminde değişiklik yapılarak davanın usulden reddine karar verildiğinden vekalet ücretinin de buna göre nispi değil maktu olarak belirlenmesi gerektiği değerlendirilmektedir. Davacının temyiz ettiği kararda dava esastan reddedildiğinden davacı da bu kararın tümüyle hukuka aykırı olduğunu ileri sürdüğünden çoğun içinde az da vardır kuralı gereği davacının vekalet ücretini de temyize getirdiğini kabul edilmesi gerekir. Zira davanın reddine ilişkin karar bozulduğunda vekalet ücretinin alınmasının da temeli kalmayacaktır.

Açıklanan nedenlerle düzeltilerek onama kararı verilirken davalı ... yönünden davanın usulden reddedilmesi nedeniyle vekalet ücretinin de maktu vekalete tahvili suretiyle düzeltilmesi gerekirken Sayın Çoğunluğun aksi yöndeki düzeltilerek onama kararına iştirak edilememiştir.