Logo

1. Hukuk Dairesi2023/995 E. 2023/6905 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasıyla tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının ispatlanamadığı ve yerel mahkemenin kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/86 E., 2022/159 K.

DAVA TARİHİ : 03.10.2013

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; yurt dışında yaşadığını, kayden maliki olduğu 352 parsel sayılı taşınmazının teminat olarak kullanılması ve bir kısmının gerçek değerine uygun bir bedelle satılması için davalı kuzeni ...’i vekil tayin ettiğini, vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak bilgi vermeksizin taşınmazdaki 51/128 payını dava dışı kişilere, 65/128 payını da diğer davalı eşine satış suretiyle devrettiğini, davalıların el ve işbirliği içinde hareket ettiklerini, satış bedelinin ödenmediğini ileri sürerek temlik alan dava dışı kişilere karşı dava açma hakkını saklı tutup tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa şimdilik 75.000,00 TL tazminatın devir tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; zamanaşımı definde bulunmuşlar, davacının bilgisi ve talimatı doğrultusunda işlem yapıldığını, davacı ve ailesinin borçlarının ödenmesi için taşınmazın satıldığını, satış bedelinin davacının annesi dava dışı Gülfem’e ödendiğini, temlikteki bedelin gerçek bedel olduğunu, hatta zor durumda bulunduklarından piyasanın üstünde ödeme yapıldığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEMENİN KARARI

Bulancak Asliye Hukuk Mahkemesi 15.10.2014 tarih 2013/522 E., 2014/657 K. sayılı kararı ile temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairenin 12.04.2018 tarihli ve 2015/9601 Esas, 2018/9079 Karar sayılı kararıyla; "...hem davacı taraf hem de davalı taraf tanık deliline dayanmışlar, isimlerini bildirmişler, son oturumda davacı vekili tanık dinlenmesine gerek olmadığını ifade etmiş, Mahkemece de ismi bildirilen tanıklar dinlenmeden sonuca gidilmiştir. Hal böyle olunca, tarafların bildirdikleri tanıklar usulünce dinlenerek temlikin vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle yapılıp yapılmadığının açıklığa kavuşturulması gerekirken Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 196 ıncı maddesi gözardı edilerek ve muris muvazaasının dayanağını teşkil eden 1.4.1974 gün, ½ sayılı İnançları Birleştirme Kararı gerekçe yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Kabule göre de, hükümde yargılama giderlerinin ‘...davalıdan alınarak...’ denmek suretiyle hangi davalıdan ya da davalılardan alınacağına ilişkin açıklama yapılmaksızın infazda sorun yaratacak şekilde karar verilmesi de isabetsizdir...” gerekçesiyle bozulmuş, davacının karar düzeltme isteği reddedilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bulancak Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.07.2020 tarihli ve 2019/16 E., 2020/354 K. sayılı kararıyla; vekaletin kötüye kullanıldığı, kayıt malikinin iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

Dairenin 15.04.2021 tarihli 2021/377 Esas, 2021/2295 sayılı kararı ile; “...Somut olayda, dinlenen tanıkların beyanından temlikin iradi olduğu, vekilin asilin talimatına uygun hareket ettiği anlaşılmaktadır. Vekil tarafından aynı taşınmazla ilgili dava dışı kişilere yapılan diğer pay temlikinin de dava konusu yapılmadığı gözetildiğinde, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Kabule göre de, dava konusu taraflarca hazırlama ilkesine tabi olduğundan, Mahkemece taraflarca tanık olarak bildirilmeyen kişilerin Mahkemece re'sen seçilerek mahalli bilirkişi sıfatıyla dinlenilmeleri de isabetsizdir...” gerekçesiyle bozulmuş, davacının karar düzeltme isteği reddedilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bulancak Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.04.2022 tarih 2022/86 E., 2022/159 K. sayılı kararı ile; vekaletnamenin kötüye kullanıldığı iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalı ...’ın vekalet görevini kötüye kullandığı ve diğer davalı ...’in eşi olup iş birliği içinde bulunduğunun sabit olduğunu, dava dışı payların dava dışı kişilere de bedelsiz devredildiğini, bu kısma ilişkin dava hakkının saklı tutulduğunu, eldeki davada payın vekilin eşine satıldığını, hak arama özgürlüğünün aleyhe yorumlanmayacağını, davalının beyanlarının çelişkili olduğunu, davalının bedelin annesine ödendiğini bildirmekle kendisine ödeme yapmadığını kabul ettiğini, davalının yazılı delili bulunmadığını, davalı tanıkları ile husumetli olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 504/1 inci ve 506 ncı maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 inci, 3 üncü, 1023 üncü ve 1024 üncü maddeleri

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2.Dava konusu ... ili,... ilçesi, ...köyü 101 ada 29 parsel (eski 352) sayılı 38.621,88m2 miktarlı fındık bahçesi nitelikli taşınmazın 116/128 payı davacı adına kayıtlı iken 65/128 payının ipkası ile 51/128 payının dava dışı... ve Hüseyin Uzun’a 18.10.2003 tarihinde satış suretiyle devredildiği, kalan 65/128 payın ise...Başkonsolosluğu'nun 16.10.2003 tarihli vekaletnamesi ile vekil davalı ... tarafından 09.06.2004 tarihinde 3.000.000.000 ETL'ye davalı ...’e devredildiği anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın, HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla HUMK'un 438 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 189,15 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

28.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.