Logo

1. Hukuk Dairesi2023/994 E. 2023/3445 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, kadastro sonrası oluşan parselde tapu iptali ve tescil ile temliken tescil talepli davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve davanın bu süre geçtikten sonra açılmış olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal tescil ile temliken tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ilçesi, 100. Yıl Mahallesi 1231 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinde davalı adına tescil edildiğini, davalının bu parsele hiçbir zaman zilyet olmadığını, dava konusu taşınmazın davalı adına tescili için herhangi bir sebep olmadığını, ortada yolsuz tescil söz konusu olduğunu, davalı adına olan tapunun yolsuz tescil sebebiyle iptaliyle, müvekkili adına tescilini, bu talep uygun bulunmazsa aynı parselin arsa değerinin belirlenerek mahkeme veznesine müvekkil tarafından depo edildiğinde ... 100. Yıl Mahallesi 1231 ada 3 parsel taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptali ile tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tapu kayıtlarının incelenmesi halinde 62 ada 10 parsel sayılı taşınmazın ... Kadastro Mahkemesinin 1988/37 Esas ve 1992/70 Karar sayılı ilamı ile kendi adına hükmen tescil edildiğini, davacının taşınmazda herhangi bir hakkı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının 8/1/1977 tarihli arsa satış senedine istinaden kadastrodan önceki sebep için dava açmış ise de; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi gereğince, kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece eksik inceleme yapıldığını, davalarının terditli olup üstün kıymetinin zemini geçtiği konusunda değerlendirme yapılmadığını, ret gerekçesinin ise kadastroya itirazdan vazgeçme ile ilgili olup bu konu genel hükümlere göre yolsuz tescil davası açmaya engel olmadığını belirterek hükmün kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 11.10.1984 tarihli tespite ve davacının iddiasına göre, davacının iddia ettiği inşaatın kadastro tespitinden önce yapıldığı, bu durumda davacı hem satın alma, hem de temliken tescil yönüyle kadastro öncesi hakka dayandığı, bu davayı da kadastro tespitinin hükmen kesinleştiği 19.03.1993 tarihinden 10 yıllık süre geçtikten sonra 15.12.2017 tarihinde açtığından, davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi dikkate alınarak reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, davanın terditli açıldığını, öncelikle yolsuz tescil nedeniyle tapu iptal tescil talep edildiğini, mümkün bulunmaması halinde arsa bedelinin ödenerek tescil talep edildiğini, yolsuz tescil iddiasında zamanaşımı işlemeyeceğini öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil ile temliken tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02/03/1996 tarihli ve 1995/20-1086 Esas, 1996/174 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere; “…Bu sürenin doğrudan doğruya kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle davanın hangi aşamasında olursa olsun, mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekir. Bu nitelikleriyle dava engellerinden olup, ilk önce incelenmesi icap eder. Davada hak düşürücü süre söz konusu ise dava dinlenilemez, işin esası incelenemez."

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanununun 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucu 62 ada 10 parsel sayılı taşınmaz avlulu iki kargir ev 556,00 metrekare tapu kaydı ile ... ... adına 13.6.1985 tarihinde tespit ve hükmen İsmail Yüksek adına 13.4.1993 tarihinde tescil edilmiştir. İmar uygulamasıyla 1231 ada 3 parsel sayılı taşınmaz olmuş imarın iptaliyle 62 ada 91 parsel numarasını almıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz kararar harcı peşin yatırıldığından başkacak harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.