Logo

1. Hukuk Dairesi2024/102 E. 2025/186 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletname ile satış yetkisi verilen taşınmazın vekil tarafından muvazaalı olarak devredildiği iddiasıyla tapu iptali ve tescili, olmazsa bedel ve ecrimisil taleplerine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın değerinin temyiz kesinlik sınırının altında kalması ve davalı ...’nin sadece ecrimisil talebi yönünden davalı gösterildiğinin davacı vekili tarafından açıkça bildirilmiş olması gözetilerek davalıların ecrimisile ilişkin temyiz talebi değerden reddedilmiş, diğer itirazları yönünden ise temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/571 E., 2023/1756 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ayvalık 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2014/303 E., 2020/477 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Ayvalık 2. Noterliğinin 28.06.2011 tarih 4163 yevmiye nolu vekaletnamesi ile 1454 ada 73 parselde bulunan 6 nolu bağımsız bölümün satışı veya satış vaadi için davalı ...'e yetki verdiğini, davalı tarafından taşınmazın eşi olan Şenay Yolver'in kız kardeşi diğer davalı ...'a Yapı Kredi Bankasının Ayvalık şubesinin 30.06.2011 tarih 6647 yevmiye nolu ipotek belgesi ile kredili olarak satıldığını, satıştan haberinin olmadığını, bedelin ödenmediğini, dava konusu taşınmazın muvazaalı olarak diğer davalıya devredildiğini, taşınmazda davalının oğlu ...'in oturduğunu, elektrik ve su aboneliklerinin Ramazan adına kayıtlı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescile, olmazsa bedele ve şimdilik 500,00 TL ecrimisil alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; davanın süresinde açılmadığını, davacının temlikten haberdar olduğunu, vekalet verilme amacının dava dışı 22016 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki 38, 39, 49, 50, 55 ve 56 nolu bağımsız bölümlerin bitmemiş olduğundan arsa payları karşılığında davacıya verilmesi olduğunu, takas işlemi yapıldığını, dairelerin bitirilemeyip teslim edilemediğini, bu konuda haklı olduğunu, satış vaadi sözleşmesindeki bedeli ödemeye hazır olduğunu, davalı ...’nin kredi ile taşınmazı satın aldığını, iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; takas iddiasının davacı tarafça kabul edilmediği, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde ve vekaletnamede takasa ilişkin ibare bulunmadığı, bahsi geçen taşınmazların davacıya devredilmediği, davacıya bedel ödenmediğinin sabit olduğu, vekil Mütefik’in baldızı olan kayıt malikinin de el ve işbirliği içinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tapu iptali ve tescile, toplam 35.450,67 TL ecrimisil bedelinin tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile takas iddiasının ispat edilemediği, satış bedelinin davacıya ödenmediği, satış bedeli ve taşınmazın gerçek değeri arasında fahiş fark bulunduğu, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, davalı ...’nin de taraflar arasındaki ilişkiyi bildiği, bilebilecek durumda olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1).b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde; tanık beyanlarından davacının satıştan haberdar olduğunun anlaşıldığını, davalı ...’nin iyi niyetli olup kredi ile ödeme yaptığını, tapu iptali ve tescil yönünden davalı ...’a ilişkin davanın reddi ile yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğini, ecrimisil yönünden zamanaşımı itirazları olup ıslahın usulüne uygun yapılmadığını, faiz talep edilemeyeceğini, bedelden üç davalının da sorumlu tutulamayacağını, vekaletin kötüye kullanıldığı kabul edilse dahi satış bedeli kredi ile ödendiğinden tapu iptali ve tescile değil bedele karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal-tescil, olmazsa bedel ve ecrimisil isteğine ilişkindir.

Dosya içeriğinden; dava konusu Balıkesir ili, Ayvalık ilçesi, Kemalpaşa Mahallesi 1454 ada 73 parsel sayılı taşınmazda bulunan 6 nolu dubleks mesken nitelikli taşınmaz davacı adına kayıtlı iken, Ayvalık 2. Noterliğinin 28.06.2011 tarihli 4163 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vekaletnamesi ile vekil davalı ... tarafından 30.06.2011 tarihinde 83.000,00 TL bedelle davalı ...'a devredildiği, temlikte Yapı Kredi Bankası A.Ş. lehine 240.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiği, 120.000,00 TL kredi tutarının aynı gün vekil ...'e banka tarafından ödendiği anlaşılmaktadır.

Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352/1-(b) hükmü uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Hemen belirtilmelidir ki; HMK’nın “Davaların Yığılması” başlığını taşıyan 110-(1) maddesinde “Davacı, aynı davalıya karşı olan, birbirinden bağımsız birden fazla asli talebini, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, birlikte dava edilen taleplerin tamamının aynı yargı çeşidi içinde yer alması ve taleplerin tümü bakımından ortak yetkili bir mahkemenin bulunması şarttır.” şeklindeki düzenleme ile aynı yargı sınırları içinde davacının, aynı davalıya karşı birden fazla talebini ileri sürme olanağı tanınarak, dava şartları belirlenmiştir.

Aynı yargılama sınırları içinde birden fazla bağımsız davanın bulunması hali olarak nitelendirilen dava birleşmesini iki guruba ayırmak mümkündür. Bunlardan birincisi, davacı veya davalı yanda veya hem davacı hem de davalı yanda taraf çokluğu olması sebebiyle doğan "subjektif dava birleşmesi”; diğeri ise aynı yargılama sınırları içinde ve taraflardan birinin diğerine karşı birden fazla davasının bulunması halinden doğan “objektif dava birleşmesidir”. (Yavuz Alangoya, Medeni Usul Hukukunda Dava Ortaklığı,S:30, Aynı yönde, Sabri Şakir Ansay, Hukuk Yargılama Usulleri, S:83,129.)

Bir davada objektif dava birleşmesinden bahsedebilmek için taraflarının aynı olması, başka bir deyişle davacının, birden fazla talebini aynı davalıya karşı ileri sürmesi, birbirinden bağımsız birden fazla asli talebin bulunması, taleplerin aynı yargı çeşidi içinde yer alması ve aynı yargılama usulüne tabi olması gerekir.

Davaların yığılmasında (objektif dava birleşmesi) görünüşte tek bir dava dilekçesi bulunmasına rağmen aslında dava dilekçesinde belirtilen talep sayısı kadar birbirinden ayrı bağımsız dava vardır ve yargılamada her bir dava (talep) bağımsız olarak ayrı ayrı işlem görür ve karara bağlanır (Kuru/Arslan/Yılmaz: Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Ankara 2011, S:284,285).

Somut olayda; davacı dava dilekçesinde tapu iptali ve tescil olmazsa bedel ile ecrimisil taleplerini aynı davada birleştirmiştir. Davacının talepleri yönünden subjektif-objektif dava birleşmesi söz konusu olup birlikte açılan dava sayısı kadar talep sonucu ve dava bulunduğuna göre her bir talep için ayrı ayrı temyiz kesinlik sınırı belirlenmelidir.

Dosya içeriğine göre; temyize konu edilen ecrimisil davasının değeri 35.450,67 TL olup anılan değer Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730.00 TL’nin altında kalmaktadır.

Davalılar vekilinin tapu iptali ve tescile ilişkin temyiz itirazlarına gelince;

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ...’ın sadece ecrimisil talebi yönünden davalı gösterildiğinin davacı vekilinin 07.09.2017 tarihli dilekçesinde açıkça bildirildiği de gözetildiğinde, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekilinin ecrimisile ilişkin temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE,Davalılar vekilinin diğer itirazları yönünden temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı 16.301,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22.01.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.