"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/532 E., 2023/497 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... dava dilekçesinde; Konya ili, Karatay ilçesi, ... köyünde bulunan 5593 ada 155 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazı 20.03.1985 tarihinde önceki malikinden satın aldığını, taşınmazın 102250 metrekare iken 9765,47 metrekareye düşürüldüğünü, bu nedenle taşınmaz üzerindeki yapıların taşkın hale geldiğini, eksilen kısmın Hazine adına tescil edildiğini belirterek taşınmazın 22/a uygulamasından önceki haliyle tescilini, olmazsa bedeli ödenmek suretiyle taşkın yapıların bulunduğu taşınmaz bölümlerinin adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, husumet itirazında bulunmuş, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 08.06.2016 tarihli ve 2014/392 Esas, 2016/605 Karar sayılı kararı ile; davacının dava konusu ettiği taşınmaz bölümünün, davacının adına kayıtlı bulunan taşınmazın sınırında bulunan 5593 ada 168 parsel sayılı mera vasıflı taşınmazda kaldığı ve meraların zilyetlikle iktisap edilemeyeceği kabul edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20.02.2020 tarihli ve 2016/16030 Esas, 2020/682 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece yapılan araştırmanın eksik olduğu belirtilerek uyuşmazlığın uygulama kadastrosuna mı yoksa mülkiyete mi yönelik olduğunun araştırılması, uygulama kadastrosuna yönelik olduğunun anlaşılması halinde toplanan deliller uyarınca bir karar verilmesi; uyuşmazlığın mülkiyete yönelik olduğunun anlaşılması halinde ise davacı adına kayıtlı taşınmazın sınırında bulunan 5593 ada 168 parsel sayılı taşınmaza ait mera sicil kaydı da dosya arasına alınarak mülkiyet ihtilafı ile ilgili toplanan deliller uyarınca bir karar verilmesi gereğine değinilerek karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının hak iddia ettiği alanların dava konusu mera parseli olan 5593 ada, 168 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı, tapu cevabında dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının kesinleşmediğinin bildirildiği, bu nedenle davada kadastro mahkemesinin görevli olduğu ancak Yargıtay bozma ilamında bu hususa değinilmediğinden Mahkemenin görevinin kesinleştiği, uyuşmazlığın mülkiyete yönelik olduğu, davacının hak iddia ettiği yerin mera vasfında olduğu, mera vasıflı taşınmazın zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacıya ait taşınmazın yüzölçümünün 10.250.00.m2’den 9.765.47.m2’ye düşürüldüğünü, hükmün yasal dayanağı bulunmadığını, fiili kullanımda mera olarak kullanımın söz konusu olmadığını,dava konusu parselin bulunduğu alanda kadastro çalışmasının kesinleşmediğini, Kadastro çalışması bittiğinde büyük bir ihtimalle parselin mera vasfını kaybetmesi sebebiyle bu alanın mera olarak tescil edilmeyeceği, Kadastro çalışmasının sonucunu beklemeden eksik tahkikat ile hüküm tesis edildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 25 inci, 26 ncı ve 27 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu; Konya ili, Karatay ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 1009 parsel sayılı taşınmaz tapu kaydı nedeniyle ... adına tespit edilmiş, intikalen ... ve müşterekleri adına tescil edilmiş, satış nedeni ile ... adına kayıtlanmıştır. Davacı ..., kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün azaldığı iddiası ile dava açmış, eksikliğin kadastro Mahkemesinde dava konusu olan 5593 ada 168 parsel sayılı mera parselinden kaynaklandığını belirtmiştir.
2. Mahkemece çekişmeli taşınmazın mülkiyetinin davalı olduğu, ancak bozmada göreve değinilmediği gerekçesiyle esasa ilişkin hüküm kurulduğu, taşınmazın mera vasfında olduğu bu nedenle zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya uygun değildir.
3. Davanın mülkiyete ilişkin olduğu, davaya konu taşınmazın 5593 ada 168 parsel sayılı taşınmaz içerisinde bulunduğu ve bu bölümün kadastro tespit tutanağının kesinleşmediği, taşınmazın Kadastro Mahkemesinde davalı olduğu, dosyanın derdest olduğu anlaşıldığına göre davaya bakmak görevi kadastro Mahkemesine aittir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan sebeple yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.