Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1039 E. 2025/1934 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, taşınmaz hissesinin tamamının değil, bir kısmının devredilmesi konusunda hata yapıldığını iddia ederek tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmaz devrinde iradesinin hatayla sakatlandığını ispatlayamaması ve tanık beyanlarının da bu iddiayı desteklememesi gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1421 E., 2023/1635 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sarayköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/270 E., 2022/147 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Denizli ili, Sarayköy ilçesi, ... Mahallesi, ... mevkii 205 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 2/6 hissesini (5.210 m²) 01.11.1989 tarihinde satın aldığını, 2004 yılında ise 18.500,00 TL bedel karşılığında hissesinin 2.605 m²'sini haricen davalı ...'na devrettiğini ve fiilen de bu tarihten itibaren ...'in 2.605 m²'lik kısmı kullandığını, bu süreçte ... ile bir araya gelememeleri nedeniyle Tapu Müdürlüğünde devir işleminin yapılmadığını, 12.10.2020 tarihinde müvekkilinin dava konusu taşınmazdaki hissesinin 2.605 m²'sini devretme amacıyla Tapu Müdürlüğüne gittiğini ancak yapılan hatalı işlem neticesinde davalının müvekkili adına kayıtlı bulunan hissesinin tamamını satın aldığını, satın alma işlemi sonrasında Mart ayında ikinci bir satım işlemi ile davalı ...'in taşınmazı akrabası ...'e devrettiğini, müvekkilinin ise yapılan hatayı ... Belediyesine emlak vergisi ödemeye gittiğinde öğrendiğini, adına kayıtlı herhangi bir taşınmaz kaydı çıkmayınca derhal ... ile irtibata geçtiğini, bugüne kadar yapılan hatalı satış işleminin düzeltilmediğini, müvekkilinin ilgili taşınmazın 2.605 m²'sini sattığını ve satmak istediğini ancak yapılan hatalı işlem neticesinde hissesinin tamamının elden çıktığını, 205 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 2.605 m²'lik hisse satışının iptali ile hissesinin müvekkil adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı ... arasında 12.10.2020 tarihinde dava konusu 205 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 2/6 hissesi (5.210 m²) konu edilmek üzere Tapu Müdürlüğünde satış sözleşmesi imzalandığını, bu taşınmazın Mart 2021 tarihinde müvekkili ... tarafından bedeli ödenerek satın alındığını, davacının haksız, kötüniyetli ve sebepsiz zenginleşmeye matuf iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin tamamen iyi niyetli olup bu iyi niyetin TMK'nın 1023. maddesi uyarınca korunduğunu, davacı tarafın iddialarını kabul anlamına gelmemek üzere, davacının hatalı olarak gerçekleştiğini iddia ettiği devir işleminin bütün aşamalarında bizzat hazır bulunduğunu, tüm tapu tescil evraklarını okuduğunu da beyan eden imzasının bulunduğunu, TMK'nın 3. maddesi hükmünce durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimsenin iyiniyet iddiasında bulunamayacağını, ayrıca müvekkilinin hatalı olduğu iddia edilen akdin muhatabı olmaması sebebiyle müvekkiline yöneltilen davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

Dava dilekçesi davalı ...'na tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmamış; duruşmada, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; TMK'nın 6. maddesi gereğince yanıldığını ispat yükünün davacıya ait olduğu, dinlenilen tanık beyanlarından davacının yanıldığına dair bir kanaat oluşmadığı, davacı tanıklarının tapuda devir işlemi yapılırken tarafların yanlarında olmadığı, bir kısım tanığın tarafların 2004 yılında anlaştığını belirttiği, ancak devir işleminin 12.10.2020 tarihinde gerçekleştirildiği, aradan geçen zaman dikkate alındığında davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilmediği, dosya kapsamında davacının yanıldığına ilişkin başkaca delil de bulunmadığı, davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın ... yönünden reddine, ... ... yönünden ise tapu iptali ve tescil talebine ilişkin bu davanın ancak kayıt malikine açılabileceği, belirtilen davalının dava tarihinde kayıt maliki olmadığı gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğu sebebi ile reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tanıklarının anlatımlarının kısmen soyut ve hata olgusunu ispata yeter ve nitelikte olmaması nedeniyle itibar edilemeyeceği, yemin deliline de dayanılmadığı gözetildiğinde davacının ilk el davalı ...’e temlikinin hataya dayalı olduğunun sübut bulmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı ile davalı ... arasında yapılan satım işleminin 2004 yılında yapıldığını, 5.200 m²'lik taşınmazın 2.605 m²'sinin davacı tarafından, geriye kalan 2.605 m²'sinin ise davalı ... tarafından kullanıldığını, müvekkilinin emlak vergisini rutin olarak ödemek için gittiğinde taşınmazın hata ile bütününün devredildiğini öğrendiğini, tapu kaydında 4 ayrı hisse olmasına karşın keşif raporunda ve fotoğraflarda görüldüğü üzere 5 ayrı parça bulunduğunu, bu durumun dahi taşınmazın hatalı olarak devredildiğini gösterdiğini, davalı ... cevap dilekçesinde taşınmazı 5.210 m² olarak satın aldığını belirtmişse de keşif raporunda kullanmış olduğu alanın 2.605 m² olduğunun tespit edildiğini, kaldı ki tanık beyanlarının da hatalı şekilde devir işlemi yapıldığını doğruladığını, satış işlemi sonrasında da fiilen taşınmazın davacı tarafından kullanılmaya devam edilmesinin devrin hatalı olarak yapıldığını ve iradenin sakatlandığını açıkça ortaya koyduğunu, ayrıca 25.01.2021 tarihli keşif raporunda taşınmazın fiili olarak 6 bölüm halinde kullanıldığının açıkça belirtildiğini, bu durumda dahi taşınmazdaki fiili kullanımın hatalı satış sonrasında da devam ettiği, taşınmazı satın alan diğer davalının da taşınmazın 2.600 m²'lik bölümünü kullandığı görüldüğü halde usul ve yasaya aykırı olarak verilen davanın reddi yönündeki karara karşı yapmış oldukları istinaf itirazlarının incelenmeden reddi yönünde karar verildiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, hata hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerden; Denizli ili, Sarayköy ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 205 ada 10 parsel sayılı, 15.630,00 m² yüz ölçümlü ve bahçe vasıflı taşınmazın 2/6 hissesi davacı adına kayıtlı iken, davacının 2/6 hissesini 12.10.2020 tarih ve 4876 yevmiye numaralı işlemle davalı ...'na 15.000,00 TL bedelle sattığı, davalı ...'in de 01.04.2021 tarih ve 2390 yevmiye numaralı işlem ile 20.000,00 TL bedelle diğer davalı ve aynı zamanda damadı olan Serkan’a satış suretiyle devrettiği anlaşılmıştır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.