"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/54 E., 2015/670 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, bunun mümkün olmaması halinde tazminat istemine ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar ... ve müşterekleri vekilli; hudutları dava dilekçesinde yazılı taşınmazın müvekkilleri adına tapuda kayıtlı olduğunu, Sulh Hukuk Mahkemesinin 1951/64 Esas, 1952/2 Karar sayılı kararıyla da taşınmazın müvekkillerinin mirasbırakanı olan “... namına tesciline” karar verildiğini ancak bölgede 1976 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda taşınmazın kanuna aykırı şekilde re’sen Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, bu şekilde taşınmaza kamulaştırmasız el atılarak müvekkillerinin mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, yapılan tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini, bunun mümkün olmaması halinde ise kamuaştırmasız el atma ve ecrimisil bedeli olarak şimdilik 100.000,00 TL’nin davalı taraftan alınarak müvekkillerine verilmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde; dava dilekçesinden anlaşıldığı kadarıyla dava konusu taşınmazın Çündük köyü arazisi olduğunu, bu köyün arazilerinin tamamının Viranşehir ilçesi sınırları
içerisinde kalıp kalmadığının bilinmediğini, eğer araziler Ceylanpınarı ilçesi sınırları içerisinde kalıyorsa yetki itirazlarının bulunduğunu, öte yandan eldeki davada 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Ceylanpınarı ilçesi sınırları içerisinde kaldığını, dolayısıyla Mahkemenin yetkisiz olduğunu, vekil eden idarenin kamulaştırma, tahsis gibi hak ve yetkileri bulunduğundan kadastro tespitinin yolsuz şekilde yapılmadığını, öte yandan eldeki davada 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Viranşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.05.2012 tarihli, 2009/295 Esas, 2012/433 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten eldeki davanın açıldığı tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği, dava konusu taşınmazlar Hazine adına kayıtlı olduğundan kamulaştırmasız el atma olgusundan da bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine, bir kısım taşınmazlar yönüyle açılan davanın ise eldeki davadan tefrikine karar verilmiş; hüküm, Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleşmiştir.
Tefrik üzerine Viranşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.12.2012 tarihli, 2012/327 Esas, 2012/765 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşif sonucunda davacı tarafın dava konusu ettiği taşınmazların hangi kadastro parselleri olduğunun tespit edildiği, Viranşehir ilçesi sınırları içerisinde kalan taşınmazların bir kısmının dava dışı kişiler adına kayıtlı olduğu, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü adına kayıtlı bir taşınmaz bulunmadığı, taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten eldeki davanın açıldığı tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine, Ceylanpınar ilçesi sınırları içerisinde kalan taşınmazlar yönüyle açılan davanın ise eldeki davadan tefrikine karar verilmiş; hüküm, Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleşmiştir.
Tefrik üzerine Viranşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.12.2012 tarihli, 2012/649 Esas, 2012/753 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşif sonucunda Ceylanpınar ilçesi sınırları içerisinde kalan dava konusu taşınmazların 74, 76, 77, 97, 98, 250 ve 4537 parsel sayılı taşınmaz olduğunun anlaşıldığı, bu taşınmazlara ilişkin davanın, Mahkemenin 2012/327 Esas sayılı dosyasında görülen davadan tefrik edildiği, bu taşınmazlar yönüyle Mahkemenin yetkili olmadığı gerekçesiyle Mahkemenin yetkisizliğine, yetkili ve görevli mahkemenin Ceylanpınar Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiş; hüküm, temyiz edilmeksizin 16.09.2013 tarihinde kesinleşmiştir.
Yetkisizlik kararı üzerine, Ceylanpınar Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.12.2015 tarihli, 2014/54 Esas, 2015/670 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten eldeki davanın açıldığı tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği, hakkın özünün talep edilemediği durumda ecrimisil bedelinin de talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, hudutları dava dilekçesinde yazılı taşınmazın müvekkilleri adına tapuda kayıtlı olduğunu, Sulh Hukuk Mahkemesinin 1951/64 Esas, 1952/2 Karar sayılı kararıyla da taşınmazın müvekkillerinin mirasbırakanı olan “... namına tesciline” karar verildiğini ancak bölgede 1976 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda taşınmazın kanuna aykırı şekilde re’sen Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, bu şekilde taşınmaza kamulaştırmasız el atılarak müvekkillerinin mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, yapılan tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil, bunun mümkün olmaması halinde tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesi
3. Değerlendirme
1. Kadastro çalışmaları sonucunda Şanlıurfa ili, Viranşehir ilçesi, Ceylanpınar Birliği çalışma alanında bulunan 74 parsel sayılı 7.100.625,00 metrekare, 75 parsel sayılı 58.386.375,00 metrekare, 76 parsel sayılı 57.000,00 metrekare, 77 parsel sayılı 310.000,00 metrekare, 97 parsel sayılı 98.169.125,00 metrekare, 98 parsel sayılı 92.402.250,00 metrekare ve 250 parsel sayılı 781.500,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydı nedeniyle Devlet Üretme Çiftlikleri Genel Müdürlüğü adına tespit edilmiş; 75 parsel sayılı taşınmaz 10.04.1979 tarihinde, diğer taşınmazlar ise 22.05.1976 tarihinde tapuya tescil edilmiş; 75 parsel sayılı taşınmazın dışındaki diğer taşınmazlar tashihen Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü adına tescil edilmiştir.
74 parsel sayılı taşınmazın ifrazıyla 5132 parsel sayılı taşınmaz, 75 parsel sayılı taşınmazın ifrazıyla 4537 ve 4993 parsel sayılı taşınmazlar, 97 parsel sayılı taşınmazın ifrazıyla 4648 parsel sayılı taşınmaz, 98 parsel sayılı taşınmazın ifrazıyla ise 4650 parsel sayılı taşınmaz oluşmuştur.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, eldeki dava kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği 22.05.1976 ve 10.04.1979 tarihlerinden davanın açıldığı 07.09.2009 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiğine ve mülkiyet hakkı bulunmayan davacı tarafça artık bu hakka dayalı olarak tazminat isteminde de bulunulamayacağına göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
Temyiz eden davacıların adli yardım talebi İlk Derece Mahkemesince kabul edilmiş olup harç yatırmadığından, aşağıda yazılı 29,20 TL temyiz başvuru harcı ile 427,60 TL onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.